Galatasaray,
Fenerbahçe maçının havası ve kadrosuyla sahada.
Manisa'da defans ciddi şekilde aksayınca, geçen hafta atılamayanların hepsini atıyor bu sefer. Hem de 'güzel oyun' oynayarak. Açılış 7'de Barış'tan geliyor, Şükür'ün yaptığı
akılcı asistle. Üzerine 23'te Barış'ın uzun ortasını gole çeviren Şükür'ün golü ekleniyor. 26'da Şener'in ikramıyla kazanılan penaltıyı
Arda gole çeviriyor. Maçın üçte birlik bölümüne üç gol sığdırmak da yavaşlatmıyor sarı-kırmızılıları ikinci yarıda. 47'de Karan'ın soldan içeri akıl dolu pası Hakan'ı bir anda dördüncü golle buluşturuyor. Öte yandan ikinci yarıya bir
oyuncu ve
sistem değişikliği ile başlayan Manisa, kolay teslim olmayacağını 57'de
Selçuk'un uzaktan ağları bulan şutu ile kanıtlıyor. Karan, Uğur'un uzun pasını alıp 59'da bir gol daha yapınca fark yine dörde çıkıyor. Ama önce 65'te Selçuk'un çektiği mükemmel şutta avlanan Orkun, 68'de de sağdan gelen ortanın Burak'ın ayağından gol olmasını engelleyemiyor. Bunda Manisa'nın ısrarının yanı sıra 64'te alkışlarla oyuna giren Lincoln'ün defansa
destek verememesinin etkisi var. Ama 83'te korneri Şükür'ün kafasına 'kondurup' 6. golü imzalamasını sağlayan da o oluyor. Galatasaray 11 dakikada üç gol yemiş olabilir. Ama bu bir gerçeği değiştirmiyor. Bazı takımların 'kırılma noktaları' vardır. Galatasaray ise her hafta bir 'KIRMA noktası' buluyor. Tamamı 'Made in
Turkey' kadrosunun 'kırdığı' makus talihi değil. Zira sallana yuvarlana lider olmasını sağlayan
teknik direktörünün başına konan ve gitmeyen 'talih kuşu' aslında, bu ayrı. Sarıkırmızılı
futbolcular herkese ama en çok da kendilerine 'muktedir' olduklarını kanıtlıyorlar. Futbol oynamaya, hem de her şeye rağmen iyi futbol oynamaya muktedir olduklarını. Temenni, bu kabiliyetlerini kalan maçlarda unutmamaları...
sabah