Transfer edilen
yabancı futbolcuların futbol kişiliklerinin yanında özverili tutumlarının da Sarı-Kırmızılı
takım adına sevindirici bir gelişme olduğunu söyleyen Hakan, "Önceki yıllarda para kazanmayı çok önemseyen bazı yabancı
oyuncular
transfer edilmişti. Lincoln'ün kalitesi ortada.
Galatasaray'da büyük işler yapacağı açık. Linderoth da çok güçlü, dayanıklı, çalışkan ve özverili bir yapısı var. Kısacası, oynadığı yerin gereklerine çok uygun bir adam. Aynı zamanda çok sempatik ve hemen takımla kaynaştı. G.Saray'ın bir parçası haline geldi." dedi.
Ismael Bouzid ve Servet'in katılımıyla savunmada büyük bir
forma mücadelesi yaşanacağına da değinen golcü oyuncu, "Iki uzun boylu oyuncu bizi yan toplarda rahatlatacak. Biliyorsunuz bu konudaki eksiğimiz sebebiyle epeyce sıkıntı çekiyorduk.
Gurbetçi oyunculardan Serkan ve Barış da laf olsun diye yapılmış transfer olmadıklarını idmanlarda gösterdi. Bu iki oyuncunun uzun yıllar G.Saray'a
hizmet edeceklerini biliyorum. Volkan'ın zaten sol kanattaki kalitesi ortada." açıklamasında bulundu.
Yeni oyunculara yardımcı oluyoruz
Takım
kaptanı olarak yeni oyuncuların takıma kolay uyum sağlamaları için
Hasan Şaş ve
Ümit Karan'la birlikte yoğun bir çaba sarf ettiğini anlatan
Hakan Şükür, "Yeni dönemde kaptan olarak sorumluluğumun arttığını düşünüyorum; ama bunun endişe edilecek bir tarafı yok. Ümit Karan ve Hasan Şaş başta olmak üzere bütün eski arkadaşlar yenilerin çabuk uyum sağlaması için ellerinden geleni yapıyor. Sarı-Kırmızılı kulübün öylesine sağlam bir yapısı ve güçlü
aile ortamı var ki burada eski yeni herkes durumunu iyi
tayin etmek zorunda. Son yıllarda G.Saray'da hiçbir aile içi kavgadan bahsedilemez." şeklinde konuştu.
Hakan, gol atmayı kendisinin de çok istediğini, ancak futbolda mücadelenin de önemli olduğunu vurgulayarak, konuşmasına şöyle devam etti: "
Anderlecht maçında kaçırdığım gollerin birileri tarafından yine ön plana çıkarıldığını biliyorum. 'Bu yaşındaki Hakan Şükür nasıl bu kadar koşuyor, o pozisyonlara giriyor?' gibi daha doğru sorular nedense onların aklına gelmiyor. Sadece gole bakınca emeğe saygısızlık oluyor."
Feldkamp'ın 1992-93
sezonundaki hocayla aynı olduğunu ve hak edenin her zaman formayı giyeceğini dile getiren Hakan, "Tatlı sert bir
teknik adam. Hiçbir futbolcuya ayrıcalık yapmıyor. Mutlak bir
adalet içinde davranıyor. 1992-93'teki takımdan ben ve
Okan Buruk'un onun gözünde ayrıcalıklı bir yerimizin olduğunu katiyen düşünmüyorum. Örneğin Kalli, bazen bir arkadaşımızı idmanda sert biçimde ikaz edebilir. Ama bundan alınacak bir şey olmadığını o arkadaşımıza söylüyoruz. Hatta onunla böylesine ilgilenmesinin bir avantaj sağlayabileceğini söylüyoruz. Nitekim oyuncu da bunu görüp herhangi bir şi-kâyette bulunmuyor." ifadesini kullandı.
'1992-93 sezonunun başında yine gol sorunu yaşıyordum. Feldkamp benimle konuşarak, "Gol atman önemli değil. Senin sahadaki mücadeleni görüyorum." dedi. Böyle konuşması bana güven verdi ve yolumu açtı. Bugünkü durumuma gelmeme çok katkısı oldu. Bu ilke olarak hep aklımda kaldı.'
'Milli Takım'ın 2008'de yapılacak
Avrupa Şampiyonası'na katılacağına kesinlikle inanıyorum. Bu önemli şampiyonada ben de olmak istiyorum. Onun için çok çalışıyorum. Bu hedefimden kesinlikle vazgeçmedim.'
'
Tuncay Şanlı da Sakaryalı. Çok sevdiğim bir kardeşim. Ingiltere'ye giderek kendisi için doğru bir karar vermiştir. Bütün dünyanın gözü önünde olacaktır. Oradan daha büyük bir takıma geçeceğine inanıyorum.'
'Galatasaray sadece gurbetçilerden değil gittiği her yerden ilgi görüyor. Büyük bir takım.
UEFA ve Süper Kupa'yı alarak az yapılmış bir işi yaptı. Avrupa'da en tanınmış takımlardan biri haline geldi. Avrupalı bütün futbolseverler Galatasaray'a sempati duyuyor.'