Galatasaray'ın
Antalya kampı son yıllarda
takımı izleyen gazetecilerin en rahat ettiği dönemlerden biri oldu. 11 gün boyunca gazeteciler hemen hiçbir konuda güçlük çekmeden istediklerini elde edebildiler. Özellikle Teknik Direktör
Eric Gerets, kanaldan kanala koşmaktan ve gazetecilerin öteki isteklerini yerine getirmekten helak oldu. Denilebilir ki, idmanlardan daha çok bu tür çalışmalar yordu Belçikalı hocayı. Ancak Gerets ve
futbolcular basına ne kadar iyi davransalar da çoğu konuşmalar ayaküstü olmaktan öteye geçemedi, kimi gazetelerin "özel
röportaj" tantanasıyla verdiği kimi konuşmaların birkaç dakikada gerçekleştirilme zorunluluğu iki tarafı da yordu.
Zaman'ın
Hakan Şükür ile röportajı bu açıdan ele alındığında "Özelin karesi kadar özel" denilebilecek özellikler taşıyordu. O kadar ki, birkaç saat süren röportajı, bir günde bitirmek mümkün olamadı. Çünkü futbol yaşantısının her döneminde mükemmel bir profesyonel olan Kaptan, bu röportajın planlanandan çok uzun süreceğinin anlaşılmasıyla, "Önce uyku, sonra devam ederiz." dedi.
Hakan Şükür, sözün akışı içinde zaman zaman futbol yaşamının ilk günlerinden bu yana olup bitenlere kadar uzayan bir genişlik içinde her şeyi anlattı. Materazzi'nin
eşek şakasından Okan'ın
kaptanlığına, Bülent Korkmaz'la arasındaki durumdan Arda'nın geleceğine kadar her konuda içtenlikle düşüncelerini aktardı.
Birkaç yıldır 'Katar'a gidiyor' diye yazılıp çiziliyor. Malum, ateş olmayan yerden...
Doğru. Teklifler üç yıldır var. Birkaç kez gelip benimle de konuştular. Belki de
Müslüman olduğum için beni çok istiyorlar. Özellikle Türkiye'ye dönmeden önce çok
teklifler aldım. Ama şu anda çocuklar büyüyor.
Okul dönemleri geliyor. Böyle bir karar alırken çok dikkat etmem gerekiyor. Ben oraya ailemle mi gideceğim, yoksa tek mi gideceğim? Bu saatten sonra maddiyat benim için çok önemli değil. Ancak kimsenin hayır diyemeyeceği kadar büyük rakamlar da öneriliyor. Çok önemli rakamlar teklif ediyorlar. Işte Figo gibi çok önemli bir
oyuncu, hiçbir şey düşünmeden çekip gitti. Ne istediğinize ve nasıl düşündüğünüze bağlı. Ama ben bu süreci burada tamamlamak istiyorum. Adım G.Saray'la bütünleşsin istiyorum. Futbolu burada bırakmayı düşünüyorum. Jübile yaptıktan sonra gitmeyi belki düşünebilirim.
Ilk yarıda çok puan kaybettiniz. Geçen sezonkinin tam 11 puan gerisinde kaldınız. Niye böyle oldu?
Biz bir takımsak eğer hepimizin hataları oldu. Biz forvet oyuncuları çok goller kaçırdık. Çok hatalı goller yendi. Zaman zaman kadroda
sakatlıklardan dolayı sıkıntılar yaşadık. Özellikle forvet hattındaki arkadaşlar çok sakatlık geçirdi. Bu süreçte çok fazla
forma şansı bulup aşırı sıcaklardan yorulmam tabii ki verimimi düşürdü. Devamlı değişken bir kadro görüntüsü verdik. Mehmet Güven'le başladık, arkasından başka bir oyuncu ile orta sahada oynadık. Tam birbirine adapte olacağımız bir ortam yaşayamadık. Bir önceki seneden sonra ben daha iyisini bekliyordum, olmadı. Eğer başarısızlık varsa bu herkesin içinde bulunduğu bir durum.
Ikinci yarıya nasıl bakıyorsun?
Kötü bir noktaya takım olarak geldiysek aynı şekilde işin içinden çıkabiliriz. Biz bu durumu ilk kez yaşamıyoruz. Çok iyi bir kamp dönemi geçirdik. Arkadaşlık gerçekten en üst düzeyde.
Başarı için yalnız saha içi arkadaşlığı değil, kamp döneminde
otel odalarında ve sosyal yaşamdaki arkadaşlık da çok önemli. Laf olsun diye söylemiyorum, yaşadıklarımızı siz de görüyorsunuz. Biz burada bir amaç için varız ve onun ne olduğunu, nasıl elde edileceğini iyi biliyoruz. Bu camianın, bu takımın başarısı için elimizden gelenin en iyisini yapma çabası içindeyiz. Bunu çok sık konuşuyoruz ve dillendiriyoruz. Burada kişisel kaprislerin olmaması,
genç arkadaşların bizleri biraz daha örnek alıp daha fazla çalışmasıyla bizleri zorlaması gibi şeyleri özellikle biz deneyimli
futbolcular istiyoruz.
Gençlerle ilişkiniz nasıl, onların nasıl bir geleceği olabileceğini düşünüyorsun?
Ne yapmaları gerektiği çok açık. Bu yaşta Türkiye'nin en iyi takımlarından birinde oynamak, en büyük camialardan birinin içinde yer almak şansını yakalamış durumdalar. Bunu da çok iyi değerlendirmek zorundalar. Çünkü bu şansı bir daha bulabilmeleri mümkün olmayabilir.
Hani gençsiniz, fakat takımda oynayabilecek kapasitedesiniz. Yani bunu gösterin ve oynayın. Artık bu özgüveni yakalayın. Kimse onlara tepeden bakmıyor. Siz gençsiniz, daha beklersiniz kimse demiyor. Ben bunları açık ve net bir şekilde söylüyorum. Beklenecek yaşı çoktan geçtiler. Ben 16 yaşımda Sakaryaspor'da oynadım. Hadi siz iki yıl daha atın. Hakikaten önemli oyuncular. Fakat buna kendilerinin de inanması ve herkese de hissetirmeleri gerekiyor.
Şampiyonlar Ligi'ndeki başarısızlığın sebebi kadro yetersizliği miydi?
Bu tür konular bir tek sebebe bağlanamaz. Fakat kadro yetersizliğinden söz etmek bana pek anlamlı gelmiyor. Imkanınız varsa, çok daha iyi futbolcular alınabilecekse, buna kimse bir şey diyemez. Fakat ben G.Saray'ın bugünkü kadrosunda belki parasal değerleri çok yüksek görülmeyen; ancak verimi itibarıyla çok önemli futbolcuların bulunduğuna inanıyorum. Zaten geçen sezonki şampiyonluğu başka nasıl elde edebilirdik ki?..
O zaman yine şampiyonluk ve Şampiyonlar Ligi'nde oynama konusunda umutlusun...
Evet, öyle. Ikinci yarılar daha zor geçer. Şampiyonluk yarışı, düşmeler kalkmalar var. Ancak en çok korkması gereken, lider takımdır. Takipçinin psikolojisi biraz daha rahattır. Üstelik biz bu konuda çok tecrübeliyiz... Ilk 4 hafta bizim için önemli. Hem kadro kalitesi iyi olan ve iyi kamp dönemi geçiren takımlarla oynayacağız. Bu dönemde çok az puan kaybetmek, hatta kayıpsız geçmek bizi şampiyonluğa götürür. Çünkü bir iş nasıl başlarsa öyle gider.
Iyi oynadığını düşündüğün halde gol atamadığın için eleştirilmek seni yıpratıyor mu?
Buna aldırış etmiyorum diyemem, tabii ki üzülüyorum. Çünkü bunlar gerçekten de yıpratma amaçlı eleştiriler. Bu tuzağa nasıl böyle kolay düşülebildiğine şaşıyor ve üzülüyorum... Futbol sadece topun oynandığı bölüm değil. Bu yönlerim ilk başta çok iyi gözüküyordu. Ancak daha sonra golcülük sıfatı üzerine eklendiğinde bunların hepsi unutuldu. Artık sizi gole doğru bir itiş başladı. Bu, yanınızda oynayan diğer forvetleri de etkiliyor. Kazandığınız rekorlar, attıklarınız yani ona ulaşabilme hevesi zaman zaman takım olma olgusunu da ortadan kaldırıyor. Bizim hocamızın gole endeksli oynaması ve gol atana
prim tanıyan bir anlayışı var. Böyle olunca o zaman ister istemez bir egoizm ön plana çıkabilir zaman zaman. Fatih Terim'de bu hiç olmadı. Yani beni taşıyan ve bir yerlere getiren en önemli etkenlerden biri de buydu zaten. Atamadınız, fakat başka misyonlarınız ve özellikleriniz var, bunlar takıma yararlı oluyor. Bir forvetin gol atmadan da çok şey yapabileceğini kanıtlamış oyuncu tipiyim ben.
Başbakan'dan hiçbir zaman dağ taş istemedim
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan ile görüşmelerinin farklı bir platformda gerçekleştiğini belirten Hakan Şükür, hiçbir zaman kendisi için bir şey istemediğini söyledi. Hakan, "Sayın Başbakan'la görüşmem çok farklı platformlarda gerçekleşiyor. Biliyorsunuz, bu tür görüşmeler genellikle kendisinden bir şeyler istenmesi şeklinde olabiliyor. Ben bu ülkenin herhangi bir taşını, dağını kimseden istemem. Ben sadece Sayın Başbakan'ımıza Italya'da tanıdığım büyük bir yatırımcı arkadaşımı götürmek için gittim. Arkasından da birkaç kez onun için görüştüm. Tayyip Bey'i belediye başkanlığı döneminden tanıyorum. Birlikte çok aktiviteye katıldık. Birlikte top oynadık. Türkiye'de ilişkiler bu çerçevede fazla gelişmiyor. Her şey maddiyata dayanıyor. Bir şey verme adına değil de, 'Ben buradan ne kazanırım?' diye düşünüyorlar. Benim böyle dertlerim yok, bunları aşmışım..." dedi.
Jübilemi yeni statta yapmak isterim
Galatasaray'da yıllardır stat konusu gündemden düşmüyor. Bu durum seni ve futbolcuları nasıl etkiliyor?
Galatasaray'a geldiğimin ikinci senesi
Florya Tesisleri'ne stat maketi getirilmişti. Hayali sadece o formayı giymek olan bir oyuncu için bunlar hiç önemli değildi. Şimdi de önemli değil. Yine de bu proje ile hayal tablosu içinde beni iten ve şevk veren bir şeydi. O günden bu yana 15 yıl geçti. Galatasaray o zaman inanılmaz bir başarı kazandı ve bunun da getirdiği
finans boyutu var... Ben
jübilemi yeni yapılan statta yapmak isterim. Gerçi bunun sözünü başkandan ve Adnan abiden aldım. Stadımız olmadı. Bu belki biraz fakir edebiyatı olacak; ama ben Ali Sami Yen'de oynamaktan memnunum. Yaşım itibarıyla yeni bir statta oynama hayalim yok. Çünkü mantık gereği o kadar uzun oynama şansım yok. Burada bakıyorum genç arkadaşlarımız var. Bu kültürü ve vizyonu almış arkadaşlar herhalde bu statta şaha kalkarlar. Başkanımızın bu konudaki çalışmalarını biliyorum. Sayın Başbakan'ımızın da bu konu ile ilgilendiğini ayaküstü sohbetimizden öğrendim. Inşallah güzel bir şekilde halledilirse en azından o hayali yaşayan arkadaşlarımın daha başarılı olacaklarına inanıyorum.
(Zaman)