“İki farklı maç gibiydi. İlk yarı oyuna hükmeden, sabırlı oynayan, kenarları iyi kullanan bir takımımız vardı. Tek eksik şey şuydu; topu kaleye sokamadık. İkinci yarıda rakibin istediği ortamı sağladık. İlk yarıda son derece sabırlı oynayarak, topu kenarlara götürerek rakibin en büyük özelliği olan kontrataklarını engelledik. Sezonun en iyi oyunlarından birini oynadık bence.. İkinci yarı ise tam tersi oldu. Mutlak galibiyet arzusunun verdiği aşırı istekle merkeze girmeye başladık ve rakip kontaklar yaptı. Bunlardan biri gol olunca maç da aleyhimize döndü. Bundan sonraki arayışlar da beyhude oldu.” “İkinci yarıdaki genel düşüşün nedeni; maçı tekrar seyredince ortaya çıkacak elbette. Ancak ilk intiba olarak; merkeze hücum ettik, top kaybı başladı, yüksek aşırı ve basit top kayıpları rakibin sevdiği bir ortamdı. Hem pozisyona giremedik merkeze yüklenince, hem de topu kaybettik ve sert kontralar yedik. Maçın dengesi dönünce takımda bütünlük bozuldu ve topu kaleye yaklaştırma şansımız da azaldı.” “Devre arasını 6 puan farkla bitirmek en büyük amacımızdı. Rakibin ne yaptığından çok bizim yaptığımız önemliydi. Çünkü belirgin bir düzelme görünüyordu takımda. 6 puan farkı korumayı amaçladık, kendi maçlarımızı kazanmak zorundaydık. Şimdi fark 9 puan. Tabii ki 3 puanlı sistemde her şey olabilir. Olanaksız bir şey yok ama 9 puan da küçümsenecek bir fark değil..”