Ankaragücü Teknik Direktörü
Ümit Özat, ''Başkanımıza bırakmamın doğru olacağını ifade ettim. Kendisi de bu yola birlikte çıktığımızı, bırakmanın çare olmayacağını söyledi'' dedi. Özat, Saray Tesisleri'nde gazetecilerle biraraya gelerek, yaşanan son olaylarla ilgili soruları yanıtladı. Dün
akşam geç saatlere kadar
Melih Gökçek ve
Ahmet Gökçek ile bir toplantı yaptıklarını belirten Özat, ''Orada sayın başkana bırakmamın doğru olacağını ifade ettim. Kendisi de bu yola birlikte çıktığımızı, bırakmanın çare olmayacağını söyledi. Bu teklifi daha önce bir iki kez daha yapmıştım. Neticede
pazar günü sahada yaşananlar sözün bittiği yerdir. Türk
futbol tarihi için yaşananlar bir milat olmalı. Bir gün bir başkanın, antrenörün, bir futbolcunun, bir gazetecinin vaya bir
hakemin başına mutlaka bir iş gelecek. Ondan sonra çok geç olacak diye açıklamam olmuştu, bunu tekrarlıyorum'' diye konuştu.
Yaşananlar nedeniyle çok üzgün olduğunu dile getiren Özat, konuşmasına şöyle devam etti: ''Daha üzgün olduğum bir konu ise her ne kadar saldıran kişi yerde
küfürlerine devam etse de kendimi savunduktan sonra hareketlerime devam etmemem gerekirdi, bana yakışmadı. Ama insanız, 1 yılı aşkın süredir ailemize gelen küfürler var. Hiçbir insanın bu tür küfürlere kayıtsız kalma şansı yok diye düşünüyorum. Bundan nemalananlar var. Ama zaman çok önemli bir kavram. Hayattaki en büyük hırsız da zamandır. İnsandan birçok şeyi alıp götürüyor, ama zaman yeri geldiğinde de her şeyi yerine koymasını biliyor. Şu an için görevimizin başındayız. Böyle bir zamanda bu futbolcuları yüzüstü bırakacak durumum yok. Çok da gerekirse gideriz. Ailemden bırakmam yönünde büyük
baskı var. Bu kadar sağlıksız bir ortamda çalışmanın ne kadar sağlıklı olacağını kestirmek mümkün değil. Korkmaksa, Allah'tan başka kimseden korkmadım. Yolun gittiği yere kadar devam edeceğiz ve en iyisini yapmaya çalışacağız.''
-MARKUS MERK'E TEPKİ-
Ümit Özat, yaşanan olaylarla ilgili sergilenen tepkileri basından takip ettiğini ifade ederek, ''Bu ülkede bir
yabancı hakem gelip, Türk futbolunu ve Türk hakemlerinin almış olduğu kararları yorumluyorsa, vay Türk hakemliğinin haline'' dedi.
Türk hakemliğinin yıllardır
Erman Toroğlu ve
Ahmet Çakar dışında yorumcu çıkaramadığının altını çizen Özat, ''Türk hakemlerinin almış olduğu kararlar bir
Alman tarafından yorumlanıyorsa, vay Türk hakemliğinin haline. Bu şahıs diyor ki, 'Bu olay Almanya'da olsa, Ümit Özat antrenörlük hayatında uzun bir süre ceza alır'. Kendisine soruyorum, ben Almanya'da yıllarca futbol oynayıp, kaptanlık yaptım. Acaba saha içinde bir
taraftar kendisine küfür ederek gelse, hangi tepkiyi gösterecekti merak ediyorum. Sen geliyorsun, bu ülkenin ekmeğini yiyorsun. Almanya'da bir kez daha dünyaya gelsen, 10 kez daha hakemlik yapsan kazanamayacağın parayı bu ülkede kazanıyorsun ve bu ülkede saldırıya uğrayan bir adamı suçluyorsun. Bence bu O'nu oraya çıkaranların ayıbı'' diye konuştu.
Hikmet Karaman'ın yaptığı yoruma da değinen Özat, şunları söyledi: ''Kendisiyle ilgili düşüncelerim aynı. Benim bir meslektaşım, benim kaldığım duruma maruz kalsa ve bilsem ki Barcelona'ya, Milan'a gideceğim, meslektaşımı o duruma maruz bırakan taraftar grubuyla birlikte o coşkuyu asla yaşamazdım. Bu benim karakterime uygun değil. Meslektaşımı ve yaptığını
destekleyenleri Allah'a
havale ediyorum. Zamanı gelince O da insanların önüne bir gün çıkar. Ama bu anlamda beni arayıp da destek olan birçok hocaya, futbolcuya, değerli büyüklerime ve bu konuda desteklerini esirgemeyen herkese çok teşekkür ediyorum.''
-''ANKARAGÜCÜ'NÜN A'SINI AĞZIMA ALMAYACAĞIM''-
Ümit Özat, insanların ayrılırken kendini belli edeceğini vurgulayarak, ''Ayrıldıktan sonra Ankaragücü'nün A'sını ağzıma almayacağım. Ama Ankaragücü'nün ve Ankaragücülülerin birlik olması lazım'' dedi.
Yaşananların Ümit Özat davası olmadığını kaydeden Özat, ''Ümit kötü, önceki kötü, bu
yönetim kötü, öncekiler kötü. Burada
rant kavgası var. Gerçek Ankaragücülülerin bunu görmesi lazım. O yüzden gelin birlik olun. Taraftarlık birisini göndermeye gelirken, küfür ederken değil, düşeni kaldırmaya
yardım ederken yapılan birliktir. Taraftarlık
bilet alarak, kulübe destek vererek olur. Buradaki taraftarlık anlayışı tamamen almaya yönelik, vermeye yönelik değil. Bu işin içinde olanları Allah'a havale ediyorum'' ifadelerini kullandı.
-''KENDİMİ YALNIZ HİSSETTİM''-
Ümit Özat, sadece dün akşam
Melih Gökçek ve Ahmet Gökçek ile biraraya geldiğini, yönetim kurulundan hiçbir ismin ise kendisini aramadığını söyledi. Yöneticilerin kendisini aramamasının, bu isimlerin olaylara ne kadar yakın veya uzak olduğunun bir göstergesi olarak değerlendirdiğini söyleyen Özat, şöyle devam etti: ''Ben hatalı bile olsam ki buna inanmıyorum, en azından bir geçmiş olsun demek için aramamaları beni üzüyor. Ben burada ne yaptıysam Ankaragücü'nün menfaati için yaptım. 1 yıldır her şeye göğüs germeye çalışıyorum. Ama yarın, ama
sezon sonu ne zaman bu görevi bırakırım bilemiyorum. Tek üzüntüm canımı savunmaya kalktığım bir noktada, kaç maç ceza alacağımı bekliyorum. Bu da biz antrenörlerin kaderi olsa gerek. Hakeme saldırılırsa maçı iptal etme hakkın var. Rakip takıma yapılsa aynı şey geçerli. O can da bizimki can değil mi? Bu iş Türk futbolu için milat olmalı. Ayrılık en yakın ne zaman olur bilmiyorum, ama en geç liglerin bittiği gün olur, Ankaragücü'nün başarısı için elimden geleni yapacağım. Ankaragücü'nden ayrıldığım zaman ki bu en
doğal hakkım olduğu halde, geçmiş alacaklarımın dışında bir lira talep etmeyeceğim, bu böyle bilinsin.''
Ümit Özat, kendisine saldıran İrşad
Kahraman hakkında şikayetçi olmak için karakola gittiği zaman, bu şahsın oradaki söylemleri ile gazetelerdeki demeçleri arasındaki farkları görünce çok şaşırdığını ifade ederek, konuşmasını şöyle tamamladı: ''Kendisine neden böyle bir şey yaptığını sorduğum zaman bana pişmanım diyerek olayı anlatıyor. Bugün gazetelerde çok farklı beyanlarla taraftarın 'tepkisi varsa
istifa etsin' diye açıklamada bulunuyor. Yazık diyorum, başka bir şey demiyorum. Analar babalar okusunlar diye çocuklarını okula gönderiyorlar.
Üniversiteye bu çocuk okumaya mı, eşkıya olmaya mı gidiyor bunu iyi idrak etmek lazım. Sanırım bu
arkadaş mahalle baskısı nedeniyle bu açıklamaları yapıyor. Ben bir insanlık göstererek, okuduğu üniversitenin özel olduğunu bilmeyerek, normal bir üniversite olduğunu düşünerek 'Varsa bir ihtiyacın her türlü karşılamaya hazırım' dedim. Bunu bir noktada utanması için söyledim. Ama o bunu sanki kendimi affettirmek istediğim için söylediğimi düşündü. Sadece yazık.''