Amisulashvili ayrıldıktan sonra toplamda 9 yabancısı var ekibin. (Hamidou, Moritz, Santana, Troisi,
Cangele, Zalayeta, Kujoviç, Ziani ve Amrabat) Bu 9
oyuncunun dışında ilk 18'de genellikle yer alabilen
yerli sayısı 14. İşte ilginçlik tam da burada başlıyor çünkü bu 14 Türk oyuncudan 10'unun
doğum yeri
Avrupa. Futbol altyapılarını
Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinde almış bu isimler. Geriye kalan 4 Türk
futbolunun ise yine ilginçtir, hiçbirisi Kayserili değil.
Genel
Menajer Süleyman Hurma, bunun 'bilinçli bir
tercih' olduğunu ifade ediyordu. Ona göre, futbol altyapısı Avrupa olan sporcular kültürel olarak da, mental olarak da profesyonel düşünceye daha yatkın. Bu nedenle
Kayserispor'un Avrupa futbol kökenli oyuncu kimliği üst düzeyde tutuluyor. Hurma'nın tespitlerine katılıp katılmamak kişiye göre değişir elbet. Ancak aslına bakarsanız son dönemlerdeki başarısızlıkların ardından Milli Takım için ortaya konulan çözüm reçetesi de bu doğrultuda. Yani Avrupa'dan gelen çocuklarla başarıyı kovalama düşüncesi Milli Takım'da da başladı. Özetle, bugüne kadar pek de rastlanan bir durum değil esasında Kayserispor'un yaptığı. Çünkü 'yerlinin yerlisi' felsefesi yerine adeta 'yerlinin yabancısı' tercih edilmiş görünüyor. Son bir ilginçlik ise Türk oyuncularda Avrupalılık şartı arayan kulübün yabancılarda
Boşnak kökenli lakin
İsveç vatandaşı Kujoviç haricinde hiç Avrupalı barındırmaması olarak göze çarpıyor.