Katkı yapma sırası şimdi Daum'da

Fenerbahçe, sonuca dönük beklentilerde hedefine ulaştı. Ligi ve UEFA Avrupa Ligi'ni lider bitirdi. Ancak ortaya koyduğu oyun vasattı.

Katkı yapma sırası şimdi Daum'da

Daum, elindeki geniş ve kapasiteli kadroyu, takım içi rekabeti gerçekleştirip gereğince kullanamadı. Gerekli otoriteyi kuramadı. İlk yarıda Daum'u oyuncu kadrosu buralara taşıdı. İkinci yarıda Daum, o kadroyu taşıyabilecek bir yeterliliğe ulaşırsa F.Bahçe, üç kulvarda da önemli başarılara imza atabilir. Fenerbahçe, bu ülkenin en çok konuşulan takımı. Camiası büyük... Kadrosu güçlü... Medyanın öncelikli ilgi odağı... Dolayısıyla Fenerbahçe'ye dönük beklentiler de büyük. Peki, Fenerbahçe o beklentilerin neresinde? Lig, UEFA Avrupa Ligi, Ziraat Türkiye Kupası'nda ilk yarıda oynanan toplam 28 maçın 20'sini galibiyet, 3'ünü beraberlik, 5'ini yenilgiyle geride bıraktığı, 51 gol atıp 23 gol yediği ve üç kulvarda da liderliği yakaladığı dikkate alınırsa, Fenerbahçe'nin sonuca dönük beklentilerde, ilk bakışta çok başarılı bir takım olduğunu pekâlâ söyleyebilirsiniz. Ama futbol, yalnızca alınan sonuçlarla değerlendirilen bir oyun değil. Kadronuz, kapasiteniz, yeterliliklerinizin tartıya konularak, ne oynadığınızın da sorgulandığı, performansınızda inişli çıkışlı grafik varsa onun değerlendirildiği, izleyene verdiğiniz keyfin, heyecanın dikkate alındığı, misyonunuza uygun işleri yapıp yapmadığınızın eleştirildiği bir olgu. Bu yanlarıyla baktığınızda ise Fenerbahçe'nin ilk yarıyı vasatın üzerinde geçirdiğini söylemek olanaksız. Etkileyici saha sonuçlarıyla Fenerbahçe, lige tüm zamanların en iyi başlangıçlarından birini yaptı. İlk 8 maçını kayıpsız geçti. 17 gol attı, 3 gol yedi ve oyunun yalnızca skoruyla ilgilenenlere "Bu takım, bu sezon rekor kırarak şampiyonluğa gider" dedirtti. O görüşün sahipleri, o sıralar haksız da değildi. Çünkü Fenerbahçe 8. hafta sonunda, geçen sezonun şampiyonu Beşiktaş'ın 12, sezonun ilk 6 maçında 18 puan toplayan G.Saray'ın 5 puan ilerisindeydi. Evet, Fenerbahçe doludizgin gidiyordu. Takım savunmasında hissedilir bir aşamayı göstermiş ve 8 maçta yalnızca 3 gol yemişti. Cristian'ın gelmesi, Emre'nin performansının yükselmesiyle geri dörtlünün önünde dirençli bir yapı oluşmuş, Bilica takıma adapte olmuş, Lugano'nun da katılımıyla defansın göbeğindeki sorun çözülmüştü. Geçen sezonun ilk yarısında, 8 deplasman maçında hepi topu 11 puan toplayabilen Fenerbahçe, bu defa ilk 4 maçta 12 puana ulaşmış ve eski dönemi henüz başlangıçta sollamıştı. Ancak Fenerbahçe'de kazanırken bile, bir şeyler iyi gitmiyordu. Söz gelimi, sıklıkla adale sakatlıkları yaşanıyordu. Alex dâhil, takımın en önemli oyuncuları, ya maçta ya da antrenmanda adale sakatlığı yaşıyor, tedavileri neresinden bakarsanız bakın 3 hafta sürüyordu. Tam 7 oyuncusu adale sakatlığı yaşadı o sıralar Fenerbahçe'nin. Takım, fizik olarak güçlü duruyordu ama belli ki yanlış ya da aşırı yüklemenin sonucunda birer birer oyuncularını kaybediyordu. Sonrasında o sakatlıklar bitti. Fakat ne enteresandır, Fenerbahçe'nin oyun içerisindeki mücadeleci kimliği de yavaş yavaş gitti. İlk 8 haftanın sonrasına Gaziantepspor yenilgisine denk gelen ve son iki maça dek devam eden süreç, tam bir kâbus dönemi oldu. Hükmen kazanılan Ankaraspor maçı dışında, Fenerbahçe 6 maçta sadece Galatasaray'ı yenebildi, deplasmanda Kayserispor ile berabere kalabildi. 4 maçını kaybetti. Son 7 maçının hepsinde gol yedi ve ilk 8 maçtan 3 gol yiyerek çıkan takım, bu dönemde kalesinde tam 14 gol gördü. Yalnızca savunma değil, hücum organizasyonu da ciddi sekte yedi. İlk 8 maçta 17'yi bulan gol sayısı, Ankaraspor'u bir tarafa çıkarırsanız, son 8 maçta 11'e geriledi. Peki, bu düşüşün nedeni neydi? Fizik kapasitedeki gerileme, saha içerisindeki mücadeleyi tabii ki olumsuz etkilemişti. Buna oyuncuların özel yaşam dengesizlikleri eklendi. Fenerbahçe, üst üste gelen skandallarla çalkalandı, spor basınından çıkıp magazin basınının gündemine taşındı. Daum, oyuncu seçimlerinden tutun, oyuna müdahalelere kadar bir dolu tutarsızlığı sergiledi. Kendisine en fazla rolün düştüğü süreçte ne disiplini sağlayabildi, ne oyuncular üzerinde otorite kurabildi ne de çoğu yıldızlardan oluşan kadroyu taşıyabildi. Uzatma bölümünde net bir golü verilmeyen Ankaragücü karşısında güçlükle alınan 3-2'lik galibiyetle 16. haftada yeniden zirveye tutundu. Son maçta Trabzon'da Trabzonspor'u 1-0 yendi ve liderliği elde etti. aragones'in fenerbahçe'si 4 puan gerideydi Geçen sezon Fenerbahçe'de Aragones'li dönem çok eleştirilmişti. Daum'a Bilica, Cristian, Andre Santos, Mehmet, Özer ve Bekir takviyeli çok daha güçlü bir kadro verildi. Oyun olarak tatmin etmeyen o kadro, 17 maçlık dönemi, hükmen kazanılan Ankaraspor maçını da hesaba katarsanız, Aragones'in F.Bahçe'sinin 4 puan önünde bitirdi. Daum, böylesine güçlü bir kadroyu gereğince verimli kullanamadı. Takım içi rekabeti bir türlü geliştiremedi. O nedenle de çok sayıda oyuncudan yararlanamadı. Geç keşfettiği Özer, son maçlarında Fenerbahçe'ye hissedilir bir katkıyı sağladı. UEFA Avrupa Ligi, Fener-bahçe'nin takdirle karşılanması gereken sonuçları aldığı bir arena oldu. Elemeler dâhil, 10 maçta 7 galibiyet, 2 beraberlik aldı. Galatasaray ile birlikte grubunu lider tamamladı. Bu, Türk futbol tarihinde bir ilkti. Fenerbahçe, Galatasaray'ın bir adım daha ilerisine gitti, grubu 2 puan fazlasıyla ilk sırada bitirdi. Ardından da Lille ile eşleşti. İyi hazırlandığı, iyi mücadele ettiği takdirde Fenerbahçe'nin rakibini elemesi ve UEFA Avrupa Ligi'nde daha yukarılara gitmesi pekâlâ mümkün. Ligde lider olmanın yanı sıra Fenerbahçe'nin ikinci yarı için çok önemli avantajları olduğunu belirtmeliyim. Daum, elindeki geniş kadroyu iyi kullanır ve oyun kalitesini yükseltirse Fenerbahçe, şampiyonluk mücadelesinin en büyük adayı olur. Neden olur? Çünkü rakiplerine oranla daha kolay deplasmanlara gidecek. 8 deplasmanının 1'i Ankaraspor, diğerleri ise Sivasspor, Manisaspor, Büyükşehir Belediyespor, Gençlerbirliği, Galatasaray, Kasımpaşa ve Ankaragücü ile. Bu 7 deplasmandan alınabilecek 4 ya da 5 galibiyet, Ankaraspor'dan gelecek 3 puanı da eklerseniz, Fenerbahçe'yi şampiyonluğa taşıyabilir. Zira Fenerbahçe, iç sahada iyi sonuçlar elde eden bir takım. Kupada grubundan rahatlıkla çıkacak Fenerbahçe'nin, ikinci yarıda 3 ayrı kulvarda vereceği mücadelenin neler getireceği, en az oyuncuları kadar Daum'un da performansına bağlı. Şu ana kadar Daum'u, elindeki kadro buralara taşıdı. Bundan sonrasında Daum, o kadroyu taşıyabilecek bir yeterliliğe ulaşırsa F.Bahçe, üç kulvarda da önemli başarılara imza atacaktır. ZAMAN
<< Önceki Haber Katkı yapma sırası şimdi Daum'da Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER