A Milli Takım
forması altında en çok gol (51) atan
oyuncu... Dünya Kupaları'nda en
erken golü atan oyuncu...
Avrupa kupalarında en çok gol (38) atan oyuncu.
UEFA Kupası'nın ilk Türk gol (10) kralı...
1997
FIFA Dünyanın En İyi Golcüsü ödülünün sahibi... Ve lig tarihinde en çok gol atan oyuncu... Ve Milli Takım'da en çok kaptanlık yapan oyuncu
rekorunun faal tek adayı...
Süper Lig'de, geçen hafta Manisa'da oynanan
Vestel Manisaspor-
Galatasaray maçında gözler onun üzerindeydi. Acaba rekor kıracak mıydı? Kırdı....
Türkiye liglerinde, değişik
takımların forması altında 241. golünü atarak, Tanju Çolak'a ait olan 240 gollük rekoru kırdı. Bu rekorun bundan sonra bir
futbolcu tarafından kırılması çok zor olarak görülüyor.
Tüm bu meziyetlerin sahibine merak ettiniz mi?
Hakan Şükür'den bahsediyoruz. Onun rekorlarına alıştık artık. Her geçen
sezon bir başka rekorunu beklemeye başladık. Hakan'ın bu başarıları, birçokları için anormal gelebilir, ancak onu yetiştiren ilk hocası; bu rekorları Hakan Şükür için çok normal buluyor. Hakan Şükür'ün ilk hocası;
Oğuz Çetin, Aykut
Kocaman, Turan Sofuoğlu, Beşiktaşlı Rahim Zafer, Recep Çetin,
Bülent Uygun gibi yıldızları Türk sporuna kazandıran Ekrem Karaberber'dir. Yetmişi aşkın yaşı ile hâlâ futbola
hizmet etmeye devam eden Ekrem hoca,
Yıldırımspor tesislerinde geleceğin yıldızlarını yetiştirmeye devam ediyor. Hakan'ı daha 11 yaşındayken Bülent Uygun'un aracılığıyla tanımış Ekrem hoca. Hakan'ın futbol oynamak için tüm özellikleri daha
küçük yaşta barındırdığını söyleyen Ekrem Karaberber, "Hakan mücadeleden hiç yılmıyordu,
rakip uzaklaştırıyor o saldırıyordu. Başarısı mücadeleci ve inatçı kişiliğinden geliyor. Hakan için ilk yıllarda bu çocuk Arsenal'de çok rahat oynar demiştim." diyor.
Hakan'a ilk zamanlarında boyundan dolayı 'Deve' ismiyle hitap eden Ekrem hoca, "Aslında bütün uzun oyunculara
deve ismini takardım. Bizim zamanımızda
futbolculara lakap takmak normal bir şeydi. Şimdi herkes Hakan'ı kafa vuruşlarıyla çok gol atan biri olarak tanıyor. Ancak Hakan futbola başladığında kafaya çıkmaktan çok korkardı. Hakan ile birlikte Soner adında bir stoperim vardı. Ant-renmanlarda Hakan'ı santrfor oynatıyordum, Soner'i de stoper. Soner, Hakan'ı tutmaya çalışıyordu. Soner'e dedim ki; Hakan'a havadayken destekli bir şekilde vur dedim. Bir hava topu esnasında Soner, Hakan'a bir daldı, Hakan yere düştü tabii, ondan sonra Soner'e çıkışacak oldu; ben 'fazla konuşma, sen de gir, erkek oyunu bu, ne o hemen ağlamaya başlıyorsun' diye fırçaladım." Bu fırçadan sonra Hakan daha çok çalıştı ve zamanla artık Hakan havada uçan biri haline geldi.
Bazen Hakan'ın futboluna çok kızdığını da eklemeyi unutmuyor Ekrem Karaberber, nedenlerini de şöyle anlatıyor: "Sen forvetsin, ne işin var defansta, oranın müdavimleri belli. Hakan kendi ceza sahasının içinden topu alıp gole gitmeye çalışıyordu. Sonra goller kaçıyordu tabii. Yetmişbeş-seksen metre koşmak kolay değil. Motor yok ki ciğerlerinde, sen de insansın. Ama yetişme tarzı öyle. Yetiştirdiğim bütün topçular bütün gücünü sonuna kadar kullanır. O bakımdan bazen Hakan'ı hoşgörüyorum ama bazen aşırıya kaçıyor."
Bu arada Şükür'ün Avrupa macerasına değinen Karaberber, "Torino'ya gittiğinde çok sevinmiştim. Ne yapıp edip orada kendini kabullendirecekti. Türkiye'den daha başarılı olacağını düşünüyordum. Çünkü orası Avrupa'ydı. Hakan'a yakışırdı orası. Ama kader orada çocuğumu güldürmedi. Kendisi için hayırlı olan Türkiye'de forma terletmekmiş. Ve
şükür Rabbi'me Hakan'ın gol rekoru nu da gördüm. Bu çocuk Türkiye'ye daha çok şeyler verecek." sözlerini kullandı.
Mesut Yıldırım (zaman)