Sıradan bir futbol kulübünü; sınırsız para gücüyle dünya markası haline getirmeyi amaçlayan; kulübün sahibi Rus milyarder için ideal bir menajer olarak başlamıştı Chelsea kariyerine Mourinho... Üç yıl önce İngiltere'deki ilk basın toplantısında da, ''Bana kibirli demeyin, ben özelim" diyecek kadar güçlü bir egoya sahipti. istifasının spor sayfalarından manşetlere taşınmasınınsa iki nedeni var... Birincisi, Jose Mourinho'nun, Avrupa'nın en yüksek maaşlı menajeri olması. Mourinho Chelsea'den yılda 5 milyon 200 bin sterlin alıyordu. İkincisi de, her ne kadar Chelsea'nin sahibi Roman Abramoviç'le arasının pek iyi olmadığı bilinse de, Mourinho'nun sadece altı lig ve bir Avrupa maçından sonra, üstelik de Pazar günkü zorlu Manchester United deplasmanı öncesi görevden ayrılmasının, asla beklenmemesi. Jose Mourinho sezon öncesi yaptığı açıklamada, Chelsea'den sadece iki nedenle ayrılabileceğini söylemişti. "Ya sözleşmem bitince 2010'da Chelsea'den ayrılırım ya da beni kovarlar. Bir menajerin kulüpten ayrılmasının yolu çekip gitmek değildir. Bunu Chelsea taraftarlarına asla yapmam" demişti Mourinho. Bugün gelinen noktadaysa, kovulacağını hissetse de, belki de aynen "Yapmam" dediği şeyi yapmış oldu. İngiltere'de Mourinho gibi iddialı bir menajerin, bu yönde hareket etmesi, kulüplere giren yabancı sermayeyi de yine tartışmaya açacak gibi. Zira sonuçta, Mourinho'nun görevden ayrılmasında, kulübün sahibi Roman Abramoviç'le yaşadığı görüş ayrılığının rol oynadığı kesin. Abramoviç, Chelsea'yi 2003'te satın aldı, o zamandan bu yana yaklaşık 500 milyon sterlin harcadı. Özellikle Ukraynalı Andriy Shevchenko'nun Mourinho'nun itirazına rağmen, Abramoviç'in isteğiyle alındığı hep konuşuluyordu. İngiltere ise bir kulüp başkanın bu şekilde transfere müdahalesinin gözlendiği bir ülke değil. Ülkede halen Premier Lig'de mücadele eden 20 kulübün dokuzunun sahibi yabancı. Bu sayının 5 yıl içinde 18'e çıkabileceğinden söz ediliyor. İngilizler de şimdi, "Biz de genelde Akdeniz ülkelerine benzer şekilde, kulüp başkanlarının transfere karıştıkları, tabiri caizse paranın düdüğü çaldığı bir futbol kültürüne mi yöneleceğiz?" diye soruyor... BBC