Futbolda istatistikler elbette ki tek belirleyici değildir. Geçmişin de bugüne çok fazla etkisi olduğu söylenemez, zira futbol sahada oynanan bir oyundur ve günün şartları en etkili unsurdur. Ancak yine de iki takım arşivinin psikolojik bir yönü olduğunu inkâr edemeyiz. Bazı takımların bazı takımlara bir türlü şansı tutmaz. Tek tek örneklendirmeye lüzum yok; herhangi bir takım taraftarına sorsanız size söyler zaten, 'şu takıma bir türlü şansımız tutmuyor' ya da 'şunu her şartta yeniyoruz' diye... Galatasaray, ezeli rakibi Fenerbahçe ile ligde oynadığı son 6 maçı da kaybetti. (1-0, 1-0, 4-0, 2-1, 2-1, 2-0) Son galibiyetini 12 Aralık 2004'te 1-0'lık skorla elde edebildi. Kadıköy'deki son galibiyet ise esprili bir ifadeyle söylersek geçtiğimiz binyılda alınmış. (1999'da 2-1) Hatta o maçtan sonra oynanan 8 maçtan beraberlik dahi alamamış. (2-1, 1-0, 6-0, 2-1, 1-0, 4-0, 2-1, 2-0) Kupadaki iki Kadıköy maçını da sayarsak biri 4-4 bitmiş ama F.Bahçe penaltılarla turu geçmiş; diğerini ise yine F.Bahçe 2-1 kazanmış. O maçın öncesindeki tablo da G.Saray için pek parlak değil aslında. 1993'teki 4-1'lik zafer sonrasında 1999'a kadar 4 mağlubiyet ve sadece 1 beraberlik var. (2-0, 3-1, 3-2, 3-1, 2-2) Yani Kadıköy'deki son 17 maçın istatistiği çok bariz bir şekilde Fenerbahçe lehine; 14/2/1... Ali Sami Yen'de ise (biri Olimpiyat) yine son 16 maçta eşitlik var; altışar galibiyet! İlk derbi heyecanı 1959'da yaşanmıştı İki takımın profesyonel lig tarihi boyunca birbirleriyle oynadıkları maçlara bakıldığında şampiyon oldukları sezon için kesin bir hüküm verilemiyor. 1959'daki ilk ligin finalinde karşılaşmış iki takım ve ilk maçı Metin Oktay'ın fileleri delen golüyle 1-0 kazanan G.Saray, ikinci maçta rakibine boyun eğmiş, 4-0 kaybetmiş ve ilk şampiyonluk Kadıköy'e gitmiş. 60-61'in şampiyonu Fenerbahçe olmuş, ama Galatasaray iki maçta da yenmiş rakibini. Üstelik bir tanesini 5-0 kazanmış. 62-63'te şampiyon Galatasaray, 63-64 ve 65-66'da ise şampiyon F.enerbahçe iki maçta da yenememiş rakibini. 70-71'in şampiyonu Galatasaray da aynı akıbete uğramış. Keza 84-85'in F.Bahçesi de iki beraberlik elde edebilmiş. Onun dışındaki şampiyonluklarda bir şekilde galip gelebilmişler birbirlerine karşı. Modern zamanlar olarak nitelendirilebilecek olan 1990 sonrasında ise ilk başlarda bir denge var. Örneğin 1992-93 şampiyonu Feldkamp'ın Galatasaray'ı ilk maçta E.Frankfurt'u eleyip çıktığı karşılaşma öncesi F.Bahçe de Sigma Olomuc'tan 7 gol yemesine rağmen Sami Yen'de rakibini 1-0 mağlup etmişti. G.Saray, rövanşta ise Kadıköy'de 4-1 kazanmışlardı. Parreira'lı F.Bahçe de Ali Sami Yen'de kaybetmişti mesela. Galatasaray, altın çağı olan Fatih Terim'li 4 yılda dahi üstünlük kuramadı rakibine. Ali Sami Yen'de biri 4-0 diğeri ise Johnson'ın unutulmaz golüyle 1-0 olmak üzere iki kere kaybetti ve bir galibiyet alabildi buna karşılık. Kadıköy'deki 4 yıllık tablo da aynıydı; 2/1/1... Denizli, Daum ve Zico'nun şampiyon Fenerleri ise teraziyi kendi lehlerinde tutabildiler. Yetersiz bir teknik direktörün alabileceği en önemli payelerden birini ise Werner Lorant, 6 Kasım 2002 akşamı elde etti ve 6-0'lık Fenerbahçe zaferine ismini bir şekilde yazdırmış oldu. Tıpkı vatandaşı Hollman'ın 93-94 lig şampiyonluğuna imza atması gibi... Bugüne kadar iki takım arasında oynanan 357 maçtan 135'ini Fenerbahçe kazanırken, Galatasaray 114 kez galip geldi. 108 maçta ise eşitlik bozulmadı. Atılan 500 Fenerbahçe golüne, G.Saray 457 golle karşılık verdi. Ligde ise şimdiye dek 99 maç yaptılar. Fenerbahçe, ezeli rakibine galibiyet sayısında burada da üstünlük sağlamayı başardı; 40-28... 31 maç ise berabere sonuçlandı. Lig maçlarında Sarı-Lacivertlilerin attığı 128 gole, Sarı-Kırmızılılar 99 golle karşılık verebildi. Genelde geride kalan G.Saray'ın rakibine üstünlük sağladığı kulvar ise hiç kuşku yok ki Türkiye Kupası. Şimdiye kadar yapılan toplam 23 maçtan 11'ini Galatasaray, 3'ünü Fenerbahçe kazanırken, 9 maç ise berabere sonuçlandı. Bu müsabakalarda Galatasaray 39, Fenerbahçe 28 gol attı. Bu arada ezeli rakipler arasındaki kupa maçlarında tur atlayan takım 2 kez penaltılarla, 1 kez de uzatma bölümünde belirlendi. İki takım arasındaki maçların tansiyonunun yüksekliği zaten bilinen bir şey. Tribündeki gerginliğin sahaya da yansıdığını söyleyebiliriz. Öyle ki bu maçlarda kırmızı kartlar tabiri caizse vakayı adiyeden sayılıyor. Eskiden Galatasaraylı Yusuf Altuntaş neredeyse her Fener maçında ne yapıp edip attırırdı kendini. İki takımın ligde oynadığı son 12 maçta 12 kırmızı kart gösterilmiş. 12 kartın 9'unun Galatasaraylı futbolcular tarafından görülmesi belki de dev maçın psikolojik yönden kime daha yatkın olduğunun bir işareti gibi algılanabilir... Gelenekler çarpışacak bu eşleşmede; Galatasaray'a üstün gelen Fenerbahçe geleneği mi, yoksa kupanın muzaffer takımı Galatasaray geleneği mi kazanacak, göreceğiz... MEHMET YILMAZ