Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanvekili Lutfi Arıboğan, futbolda yürütülen şike soruşturmasıyla ilgili olarak, ''Bu ciddi problemi bütün verileriyle, bilgileriyle, belgeleriyle süzerek, en sağlıklı şekilde çözeceğimize inanıyorum'' dedi. Arıboğan, Lig TV'ye yaptığı açıklamada, Türk futbolunda güzel şeylerin yaşanmadığını, ancak çok zor bir durumda olmadıklarını belirterek, şöyle devam etti: ''Bilgi birikimi, tecrübesi ile TFF, Türk sporunun tepesinde olan bir kurum. Hem kanunun verdiği yetki, hem statümüzle Türkiye'nin tamamında futbolu yönetiyoruz. Bu durum ciddi bir problem ama bu ciddi problemi bütün verileriyle, bilgileriyle, belgeleriyle süzerek, en sağlıklı şekilde çözeceğimize inanıyorum. Bu tabi biraz zaman alıyor. Her şey çok süratli ilerliyor. Bunlar bu düzeyde daha önce yaşanmamış şeyler. O nedenle tüm futbolseverleri, sporseverleri ve kamuoyunu, herkesi sağduyuya çağırıyorum. Herkes sakin olsun. TFF en hukuki şekilde, en adil şekilde kamuoyunu, uluslararası kurumları tatmin edecek ve Türk futbolunu düzlüğe çıkaracak süreci yönetecektir.'' -''AKLA GELECEK HER İHTİMALİ ÇALIŞIYORUZ''- Yeni yönetim olarak göreve seçildiklerinin ilk haftasında bu sorun ile karşılaştıklarını ifade eden Lutfi Arıboğan, ''Futbol ailemizi, başta kulüplerimiz olmak üzere bir araya topladık ve bu süreci onlarla birlikte yönetiyoruz. TFF sürecin lideri olarak önde ama futbol ailemizle birlikte yönetiyoruz. Şimdi burada sabırsızlık yapmamak gerekir. Emin olun akla gelecek her ihtimali çalışıyoruz. Bu konuda çok ciddi çalışan bir ekibimiz var, her ihtimal gündemimizde. O nedenle zaman zaman işin adaletiyle, hukuki kısmıyla, sonucuyla ilgili kaygılara kapılmamak gerek. Reaksiyon göstermemek gerekir diye düşünüyorum'' diye konuştu. Arıboğan, yaşanan süreçte baskı görüp görmediklerine ilişkin bir soruyu ise şöyle yanıtladı: ''Hayır, kesinlikle böyle bir baskı görmüyoruz, hissetmiyoruz. Ama sürecin başından itibaren resmi kurumlarımız, savcılığımız, emniyetimiz bizimle birlikte çalışacaklarını vaat ettiler, sağ olsunlar. Zaten onlar bu sürecin ortaya çıkışının ikinci günü bizimle toplantı yaptılar. Buradan başlayarak, o gün hemen bizimle ilgili çalışmaları yapabilmek adına belgeler ve deliller için yazılı başvuruda bulunduk. Şu ana kadar belge veya delil almadık ama o gün sayın savcımız, çalışmanın yoğunluğundan ve konunun gizliliğinden dolayı biraz süreye ihtiyacı olduğunu ama futboldaki süreçlerle ilgili hem Türkiye'de hem de uluslararası düzeyde zaman baskıları olduğunu bildiği için yapabileceği en kısa zamanda belgeleri ve delilleri bize ulaştırabileceği söyledi. Bekliyoruz.'' -''STARTTA BEKLİYORUZ''- Lutfi Arıboğan, delillerin kendilerine ulaşmasından sonraki süreç hakkında da bilgi vererek, şu ifadeleri kullandı: ''11 Temmuz'daki yönetim kurulu toplantımızda bu konuyu Etik Kurulu'na sevk ettik. Şimdi onlar belgelerin gelişini bekliyorlar. Hukuk ekibimiz de hazırlandı. Onların çalışma mekanları, çalışma mekanlarındaki hem fiziki hem de güvenlik imkanları hazırlandı. Şu anda sportif bir deyimle startta bekliyoruz. Deliller geldiği anda bu çalışmalar başlayacak. Bir süre veremem çünkü şu an medya üzerinden bilgi alıyoruz. Mesela medyada 1200 dosyadan bahsediliyor. Yoğun bir çalışma olacaktır. İncelenmesi gereken ifadeler, deliller, bilgiler var ama bu arada medyadan takip ettiğimiz kadarıyla itiraflar da olmaya başladı. İtiraflar da olursa, süreci kısaltan bir etken olacaktır.'' Lutfi Arıboğan, ''Delilleri aldığınız da yeterli bulmanız durumunda en radikal kararları almaya kararlı mısınız?'' şeklindeki soruya, ''Deliller ve belgelerin statümüzde ve uluslararası kurallarda karşılığı neyse, ondan farklı bir şey yapmamız mümkün değil'' diye yanıt verdi. Yöneticisi Serdal Adalı ile teknik direktörü Tayfur Havutçu'nun soruşturma kapsamında tutuklanması nedeniyle Beşiktaş Kulübü'nün Ziraat Türkiye Kupası'nı iade etme kararı almasını son derece etik bulduğunu dile getiren Arıboğan, ''Sayın Yıldırım Demirören dün Sayın Aydınlar'ı ziyaret etti. Orada sayın başkanımıza kupayı aklanana kadar iade kararı aldıklarını bildirmişler. Bunu açıkçası son derece etik buluyorum. Bu süreçteki en etik davranış olarak görüyorum'' diye konuştu.