Tecrübeli file bekçisiyle Türkiye'nin
kaleci sorunundan, Milli
takım hocalığına, yıllar önce
şampiyonluğa oynadıkları dönemde Kadıköy'de ilk yarıyı 0-3 önde bitirdikleri ancak ikinci yarı 4-3 mağlup oldukları ve beklide
şampiyonluktan oldukları unutulmaz maçtan, Sahada sakatlandığında Tribünde eşinin gözyaşlarına boğulmasına kadar her şeyi konuştuk.
İşte Katan Ömer'in spordabugun.com'a özel açıklamaları
-Zorlu bir sezonun ardından ikinci yarı çalışmalarına başladınız. İkinci yarı hazırlıkları nasıl devam ediyor? İlk yarının kısa bir değerlendirmesini yapar mısın?
--Hazırlık
kampımız gayet güzel geçiyor. Zaten çoğu takım
Antalya'da, bizim böyle bir şansımız var. Burada kendi şehrimizde kamp yapma şansımız var. Çok iyi çalışıyoruz. Her şey çok iyi gidiyor. İlk yarıda yaptığımız işlerden çok daha iyi işler yapmaya çalışıyoruz. İnşallah ikinci yarıda ilk yarıdan daha çok puan toplayarak
futbol severlere iyi bir Antalyaspor seyrettirmek istiyoruz.
-İkinci yarı takım olarak hedefleriniz nelerdir?
--İlk yarı takım olarak kendi aramızda konuştuğumuzda hedefimiz ilk 10 içinde olmaktı. Bu hedefimize ulaştık ve ilk yarıyı 10. sırada bitirdik. İkinci yarıya başlarken hepimizin kafasında şu var. İkinci yarıyı da ilk 7 içinde bitirmek. Bunu başarırsak bizim için başarıdır. İnşallah bu hedefimize ulaşırız.
-Sizin hedefiniz ilk 10'da bitirmekti . Talihsiz bir şekilde kaybettiğiniz Galatasaray ve Fenerbahçe maçları var. Bu maçları kaybetmemiş olsaydınız. 30 puanla ilk 5 içinde olacaktınız. Bunun için neler söyleyeceksin?
--Baktığımız zaman ilk yarı 6 puan daha alabilirdik. Gerçekten bu maçların üzüntüsünü yaşıyoruz. Çünkü bizim kendi elimize gelen maçlardı.Fenerbahçe maçında bizi yıkan son dakika golü oldu. Hele en son Galatasaray maçı, 2 - 0 galipken skoru koruyamayarak 3 ? 2 mağlup olduk. Bu maçlar gerçektende ilk yarı adına çok üzücüydü.
-Anadolu'da bir çok takımda oynadın. Bugünlerde gündeme gelen şike konusu var. Sen hiç böyle bir şeyle karşılaştın mı?
--Bu zamana kadar böyle bir şey hiç olmadı. Ne kendi şahsıma böyle bir teklifte bulunuldu, ne de böyle bir teklifin varlığını duydum. Futbol hayatımda böyle bir şeyle karşılaşmadım.
-Baktığımızda Ömer Türk futbolunun yetiştirdiği ender kalecilerden bir tanesi. Türkiye'deki kalecileri saymaya kalksak 10 ismi geçmiyor. Sen yıllardır süper ligde forma giyiyorsun. Bu başarını neye bağlıyorsun?
--Ben işimi çok sevdiğime inanıyorum. Hatta futbolu ben şöyle düşünmüşümdür, futbol kıskanç bir eş gibidir. Eğer eşinizle ilgilenirseniz o sizi mutlu eder. Futbol da böyledir, futbol der ki: benimle ilgilen; başka hiçbir şeyle ilgilenme, benimle ilgilenirsen ben seni mutlu ederim gerçekten benim düşüncem bu. Zamanınızı ve her şeyinizi yapmış olduğunuz işe verirseniz, o işin geri dönüşümü, mutlaka başarı olacaktır.
-Türkiye'den yurtdışına maalesef transfer ettiğimiz kalecimiz yok. İyi kaleci yetiştiremiyor muyuz? Ya da biz kalecileri yetiştiriyoruz da gönderemiyor muyuz?
--Çok acı bir şey söyleyeceğim; ama kalecilerimize gerçekten iyi bir eğitim veremiyoruz. Çünkü ben kendimi düşündüğüm zaman, geriye baktığımda hep kendi hatalarımdan
ders aldım. Maalesef bize bunlar çok öğretilmedi ve gösterilmedi. Bence Türk kalecileri çok iyi eğitilmediler. Geçmişe dönüp yapmış olduğum hatalara bakıyorum özellikle son iki yılda bu hataları neredeyse sıfıra indirdim. Bunda da kendi hatalarımdan ders almamın payı çok oldu. Kendimi izliyorum ''nerede hata yapıyorum'' diye ve ondan sonra o hataları çok daha az yapmaya başlıyorum. Gerçek olan maalesef kalecilerimizi iyi yetiştiremiyoruz. Bu bir gerçek.
-Çoğu takımın yabancı kaleci transfer etmesi bunda etken midir?
--Kesinlikle buna da katılıyorum. Bu da ciddi bir etken. Yabancı kaleci sayısı arttıkça Türk kalecilerinin oynama şansı daha da azalıyor. Yabancıya karşı değilim; ama kaliteli yabancı
oyuncu gelsin, Türk gençleri de bir şeyler öğrensin. Ama maalesef bu böyle olmuyor. Türk futboluna çok şeyler kattıklarına inanmıyorum.
-Gaziantepspor'da oynadığın dönemde unutulmayan bir Fenerbahçe maçı oynadınız. İlk yarısını 3 - 0 önde kapattığınız maçta 4 - 3 mağlup oldunuz. Önce o maçta neler yaşandı.? Bunu anlatır mısınız? Bir de Gaziantepspor o maçı kazansaydı belki de şampiyon olacaktı, maalesef bu olmadı. Anadolu'dan yine şampiyon çıkmadı. Sizce bu maç, Anadolu'dan şampiyon çıkma ihtimalinin kırılma noktası mıydı?
--O zamanki maçı düşündüğüm zaman 3 - 0 galiptik, devre arasında herkesde şaşkınlık vardı. Herkes farkında değildi. Bir de o zamanki kadro itibariyle. Şampiyonluğa oynamış bir oyuncu topluluğu yoktu. Bu da bence gerçekten bir takımın şampiyonluğa oynaması için önemli. O
baskıyı kaldırabilmek, biz maalesef bunun dezavantajını yaşadık. İlk yarı bitti, biz bu maç bitti diye düşündük. Herkesin kafasında 3 - 0 olunca biz bu maçı aldık düşüncesi vardı.
-Ondan sonra takım olarak neler hissettiniz?
--Ondan sonra acı olan şuydu; biz içeride Galatasaray'la oynadık. Aslında biz galatasaray'ı yenseydik o gün,
Şampiyonlar Ligi'ne giden Anadolu takımı olacaktık. Fakat biz hala o maçın üzüntüsüyle, geldik bir de kendi sahamızda Galatasaray'a mağlup olduk. Orada
yönetim olsun yerel basın olsun onlar bizi motive edip, ''tamam arkadaşlar, bu maç bitti. Elimizde Şampiyonlar Ligi şansı var. Bari bunu değerlendirelim'' diye, bizi buna motive edebilirlerdi. Ama dediğim gibi, o güne kadar hiç zirveye oynayan Anadolu takımı olmadığı için orada toparlanamadık.
-Yakın zamanda Anadolu'dan bir şampiyon çıkacağına inanıyor musun?
--Eskiden o kadar inanmıyordum ama şimdi inancım artmaya başladı. Çünkü bunda da her ne kadar
eleştiri olsa da
hakem camiasının iyi maç yönetmelerinin etkisi var. Tamam hata yapıyorlar fakat eskiye oranla çok daha iyiler benim gözlemime göre. Eskiden daha art niyetli hatalar yapılıyordu. Artık
hakemler daha net bir şekilde maç yönetiyorlar. Bunda da Sivasspor'un şampiyonluğa oynaması, Bursa'nın, Kayseri'nin örneklerinde olduğu gibi hakemler iyi maç yönettikçe, Anadolu takımları şampiyonluğa daha rahat oynayabilirler diye düşünüyorum.
-Yıllarca seni Barthez'e benzettiler bu benzetme için neler söyleyeceksin?
--Saçlarımı kazıtacağım zaman Barthes'e benzetileceğimi bilmiyordum. Kazıdıktan sonra böyle bir durum ortaya çıktı bence o dönemde Barthes iyi bir kaleciydi. O şekilde benzetme oldu ve öyle kaldı.
-Bugüne kadar yurtdışına gitmeyi düşündün mü, ciddi teklifler aldınmı?
--Gaziantepspor'dayken ve
milli takımda oynarken dolaylı yoldan teklifler geliyordu. Fakat o zamanlar Gaziantepspor'da
UEFA kupası oynuyorduk, aynı zamand
a milli takımda çok iyi organizasyonlarda oynuyorduk onun için Yurtdışına gitme olayı tam olmadı.
-Kaç yıl daha futbol oynamayı düşünüyorsun?
--Normal askerlik kanunlarına göre 38 yaşını doldurduktan sonra futbolu bırakıp askere gitmemiz gerekiyor, benim de öyle bir durumum var. İnşallah 4 yıl daha oynamayı düşünüyorum.
-Peki futbolu bıraktıktan sonra ne yapmayı düşünüyorsun, futbolun içinde kalamaya devam edecek misin?
--Ben bu işi çok seviyorum. Bu zamana kadar kazanmış olduğum tecrübe hem
dünya kupası hem
Avrupa şampiyonası gibi çok önemli organizasyonlarda bulundum. Çok şeyler öğrendiğimi düşünüyorum, futbolu bıraktıktan sonra da kazanmış olduğum birikim ve tecrübeyi antrenör olarak aktarmak istiyorum.
-Milli takımın dünya 3 . sü olduğu kadroda sen de vardın ve başınızda Türk teknik direktör vardı. Bugünlerde de Türkiye'nin en çok tartıştığı konu milli takımın teknik direktörü yerli mi olsun yabancı mı? Oyuncu olarak hocayla bire bir çalışan sizlersiniz senin düşüncelerin nelerdir?
--Ben uzun yıllardır yabancı hocayla da çalıştım yerli hocayla da, kesinlikle yerli hocanın daha faydalı olacağına inanıyorum. Yerli hocanın takıma katkısının daha çok olacağını düşünüyorum. Milli takımımızı çalıştırabilecek çok değerli Türk hocalarımızın olduğunu da biliyorum. İnşallah onlardan birisi Milli takımın başına getirilir. Geriye baktığımız zamanda, Milli takımımızın elde ettiği büyük başarılarda hep yerli hocalar vardı. Yabancilarla çok fazla başarı elde edilmiş değil.
-Bursaspor'da oynadığınız dönemde bir maçta, taraftarın sana karşı çok çirkin tepkileri olmuştu. Tribünlerden yansıyan bu olumsuzluk bir futbolcuyu nasıl etkiler seni nasıl etkiledi?
--Gerçekten çok zor ve üzücü ama ben şuna inanıyorum: Bu işi yapıyorsanız baskılara göğüs germeyi, üstesinden gelmeyi bilmelisiniz. Çünkü biz profosyonel oyuncularız ?profesyonel demek, bu işi en iyi yapan kişi demek .Bu baskıların üstesinden gelenler, fulbol hayatlarına devam ediyorlar. Baskıyı kaldıramayanlar ise futbol sahnesinden yok olmak zorunda kalıyorlar. Açık ve net olarak bu böyle. Futbolcu arkadaşlardan bazen; baskı oluyor, demoralize oluyoruz diye söylenenler oluyor ama maalesef bu iş böyle. Bu baskıları kaldırmak zorundayız.
-Az önceki soruyu sorma nedenim aslında şuraya gelecek olmam, ilkyarı oynadığın bir karşılaşmada sakatlık geçirdin ve o sırada tribünde oturan eşin göz yaşlarına boğuldu. Futbol seyircileri gördü ki futbolcular da herkes kadar insan, onların da aileleri var, onların da sevenleri var. Sen eşinin o halini gördüğünde ne hissettin ve sence bu olay, seyircilerin kötü tezahurat konusunda ders almaları gereken bir olay mıdır?
--Eşimin o görüntüsü , gerçekten futbola, insanların değişik bir pencereden bakmasını sağladı diye düşünüyorum.İnsanlar hiç futbolun o tarafıyla yani duygu tarafıyla ilgilenmiyorlar, sadece ön yüzüne bakıyorlar, sadece futbol sahasındaki olan görüntülerle ilgileniyorlar. Tabi bizim de bir ailemiz var , bizi de seven insanlar var onlar da bize bir şey olduğunda gerçekten çok üzülüyorlar. Bizim nasıl canımız yanıyorsa onların da yanıyor.
-Türkiye'de ve dünyada örnek aldığın kaleci var mı?
--Örnek aldığım bir kaleci yok. Dediğim gibi, kendimle
yarış halindeyim. Hep kendimi daha fazla nasıl geliştirebilirim, daha iyi ne yapabilirim? bunun arayışı içindeyim.
-Türkiye'de en beğendiğin futbolcu kim?
Tek isim vermek kolay değil. Çok iyi oyuncular var.
-Peki bu sezon Süper Lig'de şampiyonluk favorin hangi takım?
--Futbol gerçekten ilginç bir oyun. İnsanlar tarafından bu kadar sevilmesinin nedeni bu. İlk 8 haftaya baktığınız zaman Fenerbahçe, Galatasaray her halde bunlar lig sonuna kadar yenilmez diye konuşmalar geçiyordu. Fakat ondan sonra görüldü ki olay böyle değil. Gerçekten futbolda kimin şampiyon olacağı kimin küme düşeceği önceden kestirilmiyor. O nedenle kesin bir şey söylemem çok zor.
-İkinci yarı hazırlıklarını sürdürüyorsunuz. Buradan Antalyaspor tarafarlarına ikinci yarı için neler söylemek istersiniz?
--İlk yarı içeride oynadığımız maçların hemen hemen hepsini kazandık. Taraftarlarımızı gerçekten mutlu ettiğimize inanıyorum. Onların gurur duyacağı ve ilk yarıda olduğu gibi ikinci yarıda da Bütün takımların korkarak geleceği bir deplasman olacağız. Biz bu formayla sahada en iyi şekilde mücadele etmek ve taraftarımızı mutlu etmek istiyoruz. İnşallah ikinci yarı onların istediği bir Antalyaspor izlettiririz.
-Kaptan antrenman sonrası dinlenme vaktini bize ayırdığın ve sorularımıza içtenlikle cevap verdiğin için çok teşekkür ediyoruz.
--Ne demek ben teşekkür ederim, buraya kadar geldiniz şeref verdiniz.
Doğukan Nafis YÜCEL / Antalya