Galatasaray ve Milli Takım'ın eski
yıldız oyuncusu
Hakan Şükür, Fatih
Terim gibi bir ismin ardından Milli Takım'ın başına tecrübesiz birinin getirilmeyeceğini söyledi. Kendi isminin geçmesini de yorumlayan Hakan, ''
Fatih Terim gibi bir insanın yerine deneyimsiz biri olarak benim gelmem zor.'' dedi.
Bugün Bursa'da oynanacak olan
Türkiye -
Ermenistan maçı öncesinde TFF'den alacağı teşekkür şiltini alacağı için heyecanlı olduğunu da belirten Hakan Şükür,
Kanal a'da Esra Harmanda ile Hadi Konuşalım programında yaptığı açıklamada, ''2010 Dünya Kupası'na gitmiş bir Türkiye'nin Ermenistan ile oynayacağı maçtan önce bu şilti almayı daha çok isterdim.'' diye konuştu.
Hakan Şükür, 'Türk halkının gönlünde yer etmiş, kendini bir çok kötülükten korumuş, adam gibi adam, bunu nasıl başarıyorsunuz?' sorusuna verdiği
cevapta, ''Bunlar sonradan kazanılan şeyler değil, aileden gelen bir donatı. Biz de insanız hatalar yapabiliriz. Çok koldan saldırılar oluyor, hatalar biz de yaptık. Fakat ailemin çok desteğini gördüm. Eşim, çocuklarım ve duasını benden eksik etmeyen büyüklerime çok şey borçluyum ve onlara çok teşekkür ederim.'' diye cevap verdi.
JÜBİLE TEKLİFİNİ SAMİMİ BULMADIM, AYRILIŞ TARZIM KÖTÜYDÜ
Hata yapmamanın çok zor olduğu bir ortamda yaşadığını da belirten Hakan Şükür, ''Türkiye zor bir yer. Çok zorluklar yaşadım, ama
futbolu güzel bir şekilde bıraktım,
jübile yapılmadı ama, hala saygıyla anılıyorum. Jübile
teklif edildi. Yapılmayan başka arkadaşlarımda vardı. Onlara yapılmamışken bana teklif edilmesini onlara saygısızlık olarak gördüm. Son dönemde yapılan jübileyi de samimi bulmadım. O büyük zaferleri yaşadığımız arkadaşlarımızla birşeyler yaparız. Ermenistan maçı öncesinde federasyon olarak bir plaket verilecek. Anlamlı bir maç ama 2010'a gitmiş milli
takımın eski oyuncusu olarak almayı çok isterdim.'' dedi.
Hakan Şükür, Fenerbahçe'de Roberto
Carlos'a gösterilen değer Galatasaray tarafından size de gösterilmeli değil miydi? sorusuna ise, ''
Roberto Carlos bu değeri hakediyor. Ben de saygı duyuyorum, çok sevimli sempatik bir isim. Ama sempatiklik için insanlara bu kadar para verilmez. Roberto Carlos'a yapılanlar, futbolunun son döneminde sadece sempatik diye yapılıyor. Ben yaşı doldu artık bıraksın denilen ortamdan çıktım. Vefa beklemedim, çok formdaydım,
milli takıma gitmedim. Kontrat uzatılmaya bilir, bu kulübün kararı, ama ayrılış tarzım kötüydü. O dönemde bana ve kamuoyuna söylenenler ve yapılanlar farklıydı.
Medya gördüğünü ve bildiğini yazmadı ya da söylemediği çok olay yaşadım. Ben artık bittim ama, kendi değerlerimize sahip çıkılmalı. 2008
Avrupa Şampiyonası'na giden kadro içinde olmamak, finallere gitmemek beni yaraladı ve çok üzdü. Oysa
eleme grubu maçlarında çok gol attım,
şampiyon takımın kaptanıyım, başarılıydım, hakkettiğim halde 2008'e götürülmedim. Vefa beklemiyordum. Öyle bir havanın oluşması da beni üzdü.'' diye cevap verdi.
TEKNİK ADAMLIK BİR SÜREÇ GEREKTİRİYOR
Milli Takım için çok üzüldüğünü, 2010 Dünya Kupası'na gidilmemesinin üzücü olduğunu da belirten Hakan Şükür, Fatih Terim'in yerine gelecek
teknik adamla ilgili görüşlerini de açıkladı.
Hakan, 'Sizin isminiz de teknik adam olarak geçiyor, bir teklif aldınız mı?' sorusuna ise, ''Teklif almadım, kamuoyu ve sevdiğimiz, değer verdiğimiz insanlar bizi oraya layık görüyor. Ama bunun gerçekleşmesini zor görüyorum. Fatih Terim gibi bir insanın yerine deneyimsiz biri olarak benim gelmem zor. Türk futbolunu iyi bilen birinin göreve getirileceğini tahmin ediyorum. Ben başka kulvarlarda elimden geleni yaparım. Teknik adamlık bir süreç gerektiriyor. Yardım etmeyi severim ve hiç de gocunmam ve
yardımcı olurum. Milli Takım'ı hakeden biri göreve gelecek. Kişilere kızıp, onların antipatik tavırlarına bakıp milli takıma zarar vermemeliyiz.'' diye cevapladı.
TÜRKİYE'DEKİ SOSYOLOJİK YAPI FENERBAHÇE'YE GİTMEMİ ZORLAŞTIRIYOR
Galatasaray'a malolan bir isim olduğunu da belirten Hakan Şükür, 'Fenerbahçe'den teklif gelse nasıl değerlendirirsiniz? ve 'en büyük hayaliniz neydi, gerçekleştirdiniz mi?' sorularına ise şöyle cevap verdi;
''Fenerbahçe'den teklif gelse gidip çalışmak zor. Türkiye'deki sosyolojik durum bunu zorlaştırıyor. Eskiden çok iş yapsan da adın Galatasaraylı olarak anılacağından Fenerbahçe'de yapacağın bir hatada büyük tepki alırsın. Avrupa'da her hangi bir ülkede olsa olur da Türkiye'de bu zor. Duygu bütünlüğü Galatasaray'da ancak olur. Fenerbahçe'de çalışmak benim için çok ütopik.
En büyük hayalim çocuklarıma layık iyi bir
baba, örnek bir baba olmaktı. Bazı başarılarımı onlarda gördü. Ailem, onların mutluğu. Şimdi ise onları mutlu edecek yeni başarılar elde etmek istiyorum. Bunun için yukardan zenbille gelinmiyor. İyi bir
spor yöneticisi olmayı çok isterim. Genel yapı değişirse oralarda olmak isterim.''
SARI ODALARDA ÇOK AĞLADIM
Hakan, çocuklarını çok sevdiğini ve onlarla çok ilgilendiğini belirterek, oğlunun
futbolcu olmasını çok istediğini ancak,
kaleci ya da golcü olmasının zor olduğunu söyledi.
Bu zamana kadar yaşadığı ve unutamadığı en büyük olayı da anlatan Hakan Şükür, ''Ağlamak güzel bir duygu ama neden ağladığında önemlidir. Zahmetsiz rahmet olmaz gibi çok güzel bir söz var. Fakat çok sıkıntılar çektim. Haberleri yazanlar, çizenler ve konuşanlar ne anne-babanızı ne çoluk çocuğunuzu ne ailenizi ne de sizi düşünür. İnsani değerin az olduğu bir medya ortamı var. Birçok insanı da farklı yönlendirebiliyorlar. Sizi herkes başarılı ve üst düzeyde görmek istemiyor. Çok çaresiz kaldığımız anlarda
Allah'a sığınıyoruz ve mevlam sen görüyorsun diyoruz. Çocuklarımı ve çevremi kırmamak için bu tür durumlarda onları daha az görmeye çalışıyorum. Rüzğar farklı esiyor ve ağladığım oldu.'' ifadelerini kullandı.
Oyunculuğu dönemde çok sıkıntılar yaşadığını da belirten Hakan Şükür, daha sonra şöyle konuştu;
''Beni kıran ve üzen haberler oldu, ama en çok üzen haber ise,
Kutlu Doğum Haftası haberi oldu. Yazılanlar doğru idi, soruya cevap vermiştim. Röportaj şeklinde çıktı, güzel şekilde yansıdı ama, farklı yöne çekmek isteyenler farklı görüşler ortaya attılar. Dini spora sokmaya çalışıyor dediler. Hatta
sokak röportajları yaptılar. Onların yüzde 99.9'u olumlu görüşlerdi mutlaka ama o 0,1'lik oranları o zamanki konjektür gereği verdiler ve olumsuz bir hava oluşturdular. Bu da beni çok yıprattı ve üzdü. Ama Allah yardım etti, ondan sonra başarılı maçlar çıkardım, goller attım. Şampiyonlukta büyük katkım oldu. Unutuldu gitti ama çok daha ağırlarını yaşamama rağmen o olay üzücüydü.''
Saha içinde kötü şeyler yaşanmadığını da belirten Hakan, ''Rakip olan karşıdaki arkadaşlarımız da çalışıyor ve kazanmak istiyor, bunlar olabilir. Fakat yansımaları çok kötü ve üzücü oluyor. Ben kendimi çok karlı ve kazançlı, şanslı insan olarak görüyorum.'' dedi.
Bilge köyü seyehatiyle ilgili de konuşan Hakan Şükür, oraya geçmiş dönemi hatırlatmak, onları üzmek için değil maddi manevi
destek vermeye gittiklerini belirterek, bağlarını koparmayacağını, eşinin de kendisine çok destek verdiğini söyledi. Eşi ve çocuklarıyla birlikte kimsenin görmediği dönemlerde önemli ziyaretler yaptıklarını belirten Hakan, kendilerinin ve çocuklarının değer vermediği bazı şeylere çok büyük değerler veren insanlar olduğunu söyledi. Hakan,
Mardin ve Mardinlileri hiç unutmayacağını da sözlerine ekledi.
Siyasete girmeyi düşünmediğini de belirten Hakan Şükür, ''Her türlü yardımı yaparım. Siyaset kelimesi belki güzelleşmeye başladı ama futbolda yıpranmamın ardından
siyasette de yeni bir yıpranmaya katlanamam. Benim bıranşımla ilgili olursa siyasetin içinde olmak isterim. Futbol ve yöneticilikle ilgili.'' diylerek sözlerini tamamladı.
Cihan