Ankaraspor ile ilgili Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'nun verdiği kararda ''Üç Büyükler''in etkili olduğunun söylenip söylenmeyeceği sorusuna Gökçek, ''Üçünü bilmem de. Orasını arayıp siz bulun. Bizzat bu işin içinde kimler var, siz bulun'' yanıtını verdi.
Son olaylar sonucunda
Kulüpler Birliği Vakfı'nın adeta kılının kıpırdamadığını savunan Gökçek, birliğe kırgın olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Kulüpler Birliği'nin kılının kıpırdadığını gördünüz mü? Netice itibarıyla Süper Lig'de yarışan kulüplerden, arkadaşlarınızdan bir tanesi cezalandırılıyor. 2'si birden cezalandırılıyor. Bu size de olabilirdi. Bu,
Kayserispor-
Erciyesspor arasında da olabilirdi.
Gençlerbirliği-
Hacettepe arasında da olabilirdi. Çok
takım da olabilirdi ama kimsenin kılı kıpırdamadı. Bu sizin için bir anlam ifade ediyor mu bilmiyorum, benim için çok şey ifade ediyor.''
Kulüpler Birliği'nden
destek gelmediği için kırgın olduğunu belirten Gökçek, ''Dilerim ki bu kırgınlığı meydana getirenlerin de başına spordan bir iş gelir. O zaman bunun ne demek olduğunu anlarlar. 'Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste' demişler. İnşallah görürüz, bir başka takıma başka haksızlık yapılır, o zaman bunun acısının ne demek olduğunu onlar da anlar.
Gülme komşuma gelir başına'' diye konuştu.
-''YAKINDA TEK BÜYÜK OLACAK''-
Gökçek, ''Şu anda 3 büyükler var.
Melih Gökçek söylemişti dersiniz, yakında tek büyük olacak'' dedi.
Gökçek, bu iddiasının nedenini şöyle anlattı:
''Ankara'da
Esenboğa yolu üzerinde 600 bin metrekarenin üzerine kurulan tesisleri görürseniz, ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Türkiye'nin demiyorum, iddia ediyorum aksini söylesinler bir daha spordan bahsetmeyeceğim, dünyanın en büyük
futbol tesisini yaptık. 15 sahası var, stadı var, tesisleri var. Ankara
takımlarının hizmetine girecek ama başta
Ankaragücü'nün hizmetine girecek tabii ki. Böyle bir takımın 4-5-6 sene sonra çıkaracağı, altyapıdan gelecek çocukları tasavvur edebiliyor musunuz? Böyle bir altyapının üzerine bir de
ekonomik sıkıntıdan kurtulan bir Ankaragücü olursa, başetmek mümkün mü? Değil. Bunu gördü bazıları, bunu gördükleri için federasyon başkanını sıkıştırıyorlar ve federasyon başkanı da maalesef bazı yerlere
baskı yapıyor ve bu suretle
Ankaraspor'u cezalandırmak istiyorlar.
Korkunun ecele faydası yok. Dün Ankaragücü yüreğiyle, cesaretiyle, gayretiyle
Galatasaray'ı 3-0 yendi. Galatasaray kim? Maddi açıdan düşündüğünüzde, bir futbolcusu Ankaragücü'nün toplamı edecek bir takım, ama Ankaragücü'ndeki yürek ve
seyirci o işi bitirdi. Bu yüreğe biraz daha güzel
transferler eklendiği zaman Ankaragücü'nün
şampiyonluğunu kimse önleyemez.''
-''MELİH GÖKÇEK'İN PROBLEMİ, ANKARA'DAN ŞAMPİYON ÇIKMAMIŞ OLMASI''-
Gökçek, dünyadaki başkentlerden şampiyon takımlar çıkarken, Ankara'dan şampiyon çıkmamış olmasının kendisi için bir sorun olduğunu bildirdi.
Bunun, gerçek bir Ankaralı olarak kendisini üzdüğünü ifade eden Gökçek, bugün yaşadıklarında gelinen noktayı özetle şöyle anlattı:
''
Melih Gökçek'in problemi, bütün dünyanın başkentlerinden şampiyon takımlar çıkarken bir tek Ankara'dan çıkmamış olması. Bu, gerçek anlamda bir Ankaralı olarak beni üzüyor. Böyle bir kente
şampiyonluk kazandırmak bir belediye başkanı için bir düş. Bunu yaşayabilmek için 1994 yılından bugüne kadar mücadele veriyorum. Ankaragücü'nü bunun için istedim. 1996'da kongreye bunun için girmek istedim. O dönemde
Mesut Yılmaz beni kongreye sokturmadı. 'Bunu siyaseten kullanır' dedi. Ankaragücü olmayınca, Gençlerbirliği'nde aynı şey olsun istedim. Bu bizim için özlem. O da olmadı, devam etmedi. Kaç defa
İlhan Cavcav'a 'Ağabey
Allah aşkına şu takımı dağıtma, yanına 2-3 tane daha transfer yap, gençleri bir şampiyon yap' dedim. Allah selamet versin, bu işin duayeni, takdir ettiğim bir ağabeyimdir ama bir türlü transferleri yapıp şampiyonluğu getirmedi. İş başa kalınca, biz de Ankaraspor'u amatörden aldık, 3. lig,
2. lig, 2(A) ve Süper Lig'e çıkardık. 6 yıldır da Süper Lig'deyiz ama şunu gördük, Ankaraspor'da da malesef şampiyonluk olmuyor. Nedeni, seyirci çok az. Ankara'daki 100 seyircinin 90'ı Ankaragücülü. Ankaragücü çok büyük bir ekonomik
kriz içindeydi, bitmişti. Bitmiş olmasına rağmen bana söylenilenler doğruysa, yıl içinde ödeyecekleri dahil, 35-40 milyon lira civarında bir para gerekiyor. Bütün bunlara rağmen Ankara'nın 100 yıllık takımına sahip çıkmak bir belediye başkanı olarak, bir
boyun borcu olarak görüldü. Ben buna teşebbüs edince, gerçekten birileri ürküntüye girdi.''
AA