Bugünlerde
baba olma sevincini yaşayan
Okan Buruk, Radyospor'da Özgür Sancar’la
Haber Özel Programı”nda çok özel açıklamalar yaptı.
Galatasaray sayesinde
Okan Buruk olduğunu söyleyen tecrübeli
futbolcu, “Galatasaray’a asla yanlış yapmadım. Ben Galatasaraylıyım ve külübümü çok iyi temsil ettim.
Inter’e gitmek cesaret işiydi. Cesur davrandım ve başarılı oldum” şeklinde konuştu.
Okan, sosyal içerikli bir organizasyon olması durumunda Galatasaray’da jubile yapmayı istediğini de sözlerine ekledi.
İşte Okan Buruk’un çok özel açıklamaları:
OĞLUM ALİ YİĞİT BİZE UĞUR GETİRECEK
Okan Buruk, oğlum dünyaya geldi. İsmini Ali Yiğit koyduk. Çok mutluyum, farklı bir duyguymuş; bebekler şans getiriyor. Oğlum Ali Yigit, eşim Nihan ve bana da uğur getirecek.
GELECEK SEZON FUTBOLU BIRAKACAĞIM
Bu
sezon da
İstanbul Büyük Şehir Belediyespor’da oynayıp, gelecek sezon futbola son noktayı koyacağım.
Geçen sezon İstanbul Büyük Şehir Belediyespor’da sıkıntılar yaşadık. Küme düşme tehlikesindeydik. Ben hayatımda ilk kez bunu yaşadım. Daha önce hep
şampiyonluk kovalayan
takımlarda oynadım. Bu sene ilk defa küme düşmemeye oynayan bir takımda mücadele ettim. Çok güzel bir duygu değil, ama bunların da yaşanması gerekiyor. Benim için yeni bir tecrübe oldu.
İST.B.BLDSPOR’DA ANTRENÖRLÜĞE BAŞLAYABİLİRİM
Hayatta hiçbir
futbolcu, futbolu bırakmak istemez, ama bırakmak zorundasınız.
Ben de 36 yaşındayım önümüzdeki sezon bırakmak için doğru zaman olduğunu düşünüyorum.
Ama futboldan kopmayacağım. Antröner olarak devam etmek istiyorum. Bu ilerde düşündüğüm
teknik direktörlük
hedefi için iyi bir başlangıç olacak.
İstanbul
Büyükşehir Belediyespor’da çok seviliyorum, ben de kulübümü çok seviyorum. Antrenörlüğe burada da başlayabilirim.
GALATASARAY’DA JUBİLE YAPMAK İSTERİM
Güzel bir organizasyon olur ise Galatasaray’da jubile yapmak isterim. Jubilemin bir kuruma da faydası olması gerekir. Daha önce Mehmet Özdilek’in ya da Tayfur Havutçu’nun yaptığı gibi. Yoksa jubile yapmanın çok büyük bir önemi yok.
GALATASARAY SAYESİNDE OKAN BURUK OLDUM
11 yaşında Galatasaray’a başladım. Hayatımın en önemli günlerini orada geçirdim. Ben Okan Buruk olduysam Galatasaray sayesinde oldum. Altyapıdan yetişip, kulübün tarihindeki en büyük başarıları elde etmesinde pay sahibi olduk. 4 sezon üst üste şampiyon olmamız,
A haberleri'>UEFA Kupası’nı kazanmamız benim için en önemli hatıralar.
HEDEF ŞAMPİYONLAR LİGİ KUPASI OLMALI
UEFA Kupası aldığımız zamanlardan çok daha büyük yatırımlar yapılıyor futbola...
Kulüplerde
ekonomik olarak büyük güç kazandı. Bence kulüplerimizin bundan sonraki hedefi
Şampiyonlar Ligi Kupası olmalı. UEFA Kupasını kazandık. Hedefi büyütmeliyiz. Şampiyonlar Ligi Kupası’nı hedeflemeliyiz. Şimdi daha çok para harcanıp daha iyi
futbolcular alınıyor. Eskiden farklı olarak Avrupa’daki
genç futbolcular Türkiye’ye geliyor. Dolayısıyla futbol kalitesi de artıyor. Bence zamanla her şey olabilir. UEFA Kupası’nı bir kez kazandık. Şimdi hedef tüm
takımlar için Şampiyonlar Ligi Kupası olmalı...
ÖZGÜVENİMİZLE UEFA KUPASINI ALDIK
Bence Avrupa’daki futbol kalitesini yakalıyoruz.
Özgüvenimizi tam anlamıyla yakalamamız gerekir. Biz özgüven sahibi olduğumuz için UEFA Kupası’nı kazandık. Günümüzde bir
Brezilya örneği var. Belki Brezilya ekonomisinin düzelme nedeni futbol ve futbolun getirdiği paralardır. Futbol sevgisi ülkemizde artıyor. Futbolu sevdikçe başarı da elde edeceğiz.
INTER’E GİTMEK CESARET İŞİ, BEN CESUR DAVRANDIM
İnter’e transferim çok konuşuldu. Sıradan bir takıma da gidebilirdim, ama Inter gibi büyük bir kulübe gitmek, orada
forma mücadelesine girmek cesaret işi... Üç tane Türk futbolcusun gidip Inter kadrosunda yer alması 15 sene öncesine kadar hayal ötesiydi. Orada çok oynamak az oynamak önemli değil, oraya gidebilmek forma mücadelesine girebilmek çok önemliydi. Önemli olan o seviyelere gelmek, Inter’de bulunmak ve dünyanın en iyi futbolcularıyla takım arkadaşı olmak. Ben özellikle üçüncü senemde az oynadım. Ama ondan önceki sezonlarda sonradan da oyuna girmiş olsam, bir şekilde sahada yer aldım.
Bir Türk futbolcusu olarak orada üzerime düşeni yaptım. Ülkemi en iyi şekilde temsil ettim.
Ayrıca ufkumu geliştirdim, dil öğrendim. Farklı bir kültürü yaşadım.
YÖNETİM BİZİMLE ANLAŞMADI, O NEDENLE INTER’E GİTTİK
Hiçbir
seyirci takımda kalmasını istediği futbolcusunun takımdan ayrılmasını istemez. Bu duygusal bir durum, fakat bir kulüp size teşekkür ediyoruz, sizinle çalışmak istemiyoruz dediği zaman bunu taraftarın da anlaması gerekiyor. Yani kulüp yolladığı zaman farklı oluyor, futbolcu gittiği zaman farklı algılanıyor. Kulübün gönderme hakkı var ise futbolcunun da gitme hakkı vardır. Bunu taraftarların anlaması gerekiyor.
Bence Galatasaray taraftarı bizim Inter’e gidişimizle ilgili olarak yanlış yönlendirildi. Biz işin basın yönünü de kullanmadık, sessiz kalalım, büyütülmesin diye düşündük. Bize yakışanı yaptık. Medyada çıkan haber doğruyu yansıtmıyordu. Başkanımız Inter’le görüştüğümüzü, konuştuğumuzu her şeyi biliyordu. Önce Galatasaray’la konuştuk. Bana en son söylenen şey “biz bu şartları kabul etmiyoruz, istediğini yap” şeklindeydi. Bize de yapacak bir şey kalmadı.
Biz gizli saklı iş yapmadık. Ama içerde konuşulanlarla dışarıya yansıtılanlar çok farklı oldu.
Çok üzüldüm, şampiyonluğu da kaybetmiştik. Bütün bunlar insanların bize olan tepkisini arttırdı. Daha sonra tekrar Galatasaray forması giymek benim için çok önemliydi.
Beşiktaş’a geldim, ama altyapıdan itibaren Galatasaraylı Okan olarak anıldım. Tekrar o ünvanın bana verilmesinden dolayı çok mutlu oldum.
GALATASARAY ÇOK VEFALI BİR KULÜPTÜR
Yaşananları Galatasaray’a kulübüne mâl etmemek gerekir. Galatasaray çok büyük bir camia... Zaman zaman kişeler hata yapıyor, futbolcu ya da yöneticiler de hata yapıyor.
Futbolcular, Galatasaray’a yakışır açıklamalar yapıyor. Yöneticilerin de zaman zaman yaptığı olumlu şeyler var.
BEŞİKTAŞLILAR DA BENİ SEVİYOR
Beşiktaş’a ilk geldiğimde bana Galatasaraylı Okan Buruk olarak bakmış olabilirler. Ama zamanla bu düşüncenin aşıldığına inanıyorum. Özellikle ikinci sezonda bana çok büyük bir sevgi de gösterdiler. Hiçbir şekilde bir sorun yaşamadım. Ben de sahada elimden geleni yaptım. İyi niyetli olarak en iyisini yapmaya çalıştım. Galatasaray’a tekrar geldikten sonra
İnönü Stadı’na
derbi için gittiğimde Beşiktaş taraftarı beni çağırdı, sevgi gösterisinde bulundu. Çok duygulandım, mutlu oldum. Demek ki onların da gönlünü kazanmışım.
AYAĞIM KIRIlMASAYDI...
19 yaşındayken
Trabzonspor maçında ayağım kırılmasaydı, futbol kariyerim daha farklı olur muydu sorusu cevaplandırılması çok güç olan bir soru... O dönem bir anda A Takım’a çıktım, milli takıma yükseldim, sonra ayağım kırıldı. Ama sakatlığı atlattıktan sonra da çok büyük mutluluklar yaşadım. Sakatlık geçirmeseydim daha iyi olurdu ya da olmazdı diyemiyorum, ama
sakatlıktan önceki futbol yapım çok daha farklıydı, çok daha kıvraktım, hücuma yöneliktim. Daha iyi oynuyordum. Sakatlıktan sonra ise daha çok koşan, daha çok takım oyuncusu olan bir futbolcu oldum.