FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN
İşte spor yazarlarının yorumları:
AHMET ÇAKAR: G.Saray ürkütüyor! (SABAH)
Sakın yazının başlığı sizleri ürkütmesin ama
Galatasaray 100 yıllık tarihinin en iyi
takımlarından birine sahip. Oynamayanlar milli takımda... Çıkana bakıyoruz, müthiş kalite... Girene bakıyoruz, onda da kalite. Bir de yedeklerde oturanlara bakıyoruz; çoğu as takımın oyuncusu. Bu kadronun 2000 yılının kadrosu kadar kaliteli olduğunu söylersek abartmış olmayız.
Dün gece Galatasaray kazandı. Çok mu iyi oynadı? HAYIR... Ama yüzde 50 performansla bile rakibini darmadağın edebildi. Peki çok mu iyi organize oluyorlar? HAYIR... Rakipten dönen topları fazlaca mı alıyorlar? Ona da HAYIR... Ama ne kadar eksikleri olursa olsun İstanbul'da her maçta çok gol atarlar, ya da pozisyon bulurlar.
Denizlispor direneyim dedi, direnemedi. Aslında golü de buldular ama rakipleri yüzde 50 performansla bile onlara topu göstermedi.
Hakem
Deniz Çoban da iyi niyetli, fena da maç yönetmedi.Verdiği iki
penaltıda da kararı doğru. Ama ilk penaltıyı o görmedi yardımcısı verdirdi. Aslında maçta biri G.Saray, biri Denizli lehine olmak üzere iki penaltı daha vardı.
Levent Tüzemen (Sabah): Skoru Bulunca...
Rijkaard'ın Denizli maçına çıkardığı kadroya medya tribününde dudak bükenler oldu. Çünkü; milli oyunculardan Sabri,
Gökhan Zan, Ayhan ve Hakan Balta kulübede,
Servet ise evdeydi.
Rijkaard'ın yaptığı
futbol adına tam bir rotasyondu. Rijkaard zaten her basın toplantısında oyuncularına yönelik "Ben peşin hükümlü değilim. Hepinize güveniyorum ve inanıyorum. Her futbolcuya eşit yakınlıktayım" mesajını veriyordu.
Maça gelince;
kalecisi
vakit çalan, gol yememek için kapanan Denizli'ye karşı sürekli hücumu düşünen ve kanatları kullanan bir Galatasaray vardı. Ama
final paslarında
Arda ve Kewell isabeti yakalamıyordu. Geniş alan bulamadığı için
Keita bireysel becerisiyle oynamaya çalışıyor ama kolay top kaybediyordu.
Oyun disiplini mükemmel olan ve çok çalışan Sarp'ın tek eksiği var dikine final pası atamıyor, atarken de topun şiddetini ayarlamıyor.
Şu gerçek; Galatasaray skor avantajını eline geçirdiği anda çok etkili olur. Arda'nın attığı gol sonrası Denizli katı
savunmayı bırakınca Keita patladı. Fildişili
yıldız, topu kullanacak boş alanı bulunca Denizli'nin sonunu da hazırladı. Sağdan fuleli çalımlarla ve yaptığı koşularla rakibin sağını çökertirken, bir gole
imza attı bir de penaltı yaptırdı.
Kaptan Arda yine sahanın yıldızıydı. Milli maçtaki süper futbolunu Denizli maçına da taşıdı. G.Saray'ın ikinci yarıda iştahlı ve keyif veren futbolunun baş mimarıydı.
Turgay Şeren (Akşam): Cesur Rijkaard
Galatasaray
teknik direktörü Rijkaard dün
akşam kadroda çok önemli bir rotasyon yaptı. Hiç kimse onun böyle cesur bir karar vereceğini düşünmemişti. Ama demek ki zamanında fevkalade futbol oynamış ve sonra da çok iyi teknik adamlık yapmış Rijkaard etrafındakilerden çok daha iyi düşünüyor ve kararını da çabuk veriyor. Hollandalı, en büyük değişikliği savunmada yaptı. Kaleci Leo
Franco hariç hepsini değiştirdi. Uğur, Emre Aşık, Emre
Güngör ve
Volkan, bu dörtlü o yerlerde oynayan asların hepsini yedeğe çıkardı. Hatta milli maçta gol atan Servet bile 18'de yoktu.
Galatasaray orta sahasında Mustafa ve Arda çok iyi oynadılar. Sarı-Kırmızılılar çabuk top ve direkt pasla oynadığı için bir bakıyorsunuz Kewell sağ tarafta, Arda sol tarafta, Keita ortaya geçmiş. Yahut sol kanatta rakibini geçmeye çalışıyor. Keita çok şık bir dördüncü gol attı daha doğrusu o gollük bir pas verdi.
Gelelim rotasyona uğrayan savunmaya. Galatasaray'ın yediği golde Bangoura ortaladı. Angelov'a kimse müdahale etmedi ve gol oldu. Tamam! Defansa bir şey söylemiyorum. Ama Galatasaray kalecisi
Leo Franco nerede? Yoksa kafası hala İspanya'da mı!
Bu ortaya çıkılır Leo Franco. Ve o fiziğinle rahat müdahale edersin ama sen golü seyrettin. Seni dikkatle maçlarda izliyorum. İlk defa böyle bir top geldi. Sen seyrettin ve golü yedin. Bu olmadı! Galatasaray her geçen gün daha iyiye gidiyor. Rijkaard, Türkiye'de cesur bir rotasyon uygulaması yaptı. Daha çok yenilik getirecek bundan eminim.
Hakan Ünsal (Star): Tek Devrelik Şov
Rijkaard bizim alışık olmadığımız işler yaparak defansı komple ve Ayhan'ı kenarda tutarak maça başladı. Bu aslında normal. Ama Türkiye'de bu işler daha kabul edilebilir düzeyde değil. Sezonun tamamında üç farklı kulvarda yarışacağını düşünürsek bu tür değişiklikler olmalı ki bütün oyuncular formda kalsın. Denizli takımının kapasitesini de hesaba katınca maç içinde defansta zaten problemler yaşanmadı.
İlk yarı boyunca Keita ve Arda ile top sürerek Denizli defansının üzerine gitme düşüncesi, kalabalık Denizli orta saha ve defansının içinde kayboldu, etkili olamadılar. Denizli takımı geçen haftanın kaybını ve ASY'yi düşünerek savunmaya çalıştı. Hata da yaptılar ama Galatasaray forvetleri bunların bir çoğunu değerlendiremedi.
Galatasaray'da çok etkili ve yetenekli oyuncular olmasına rağmen orta alandaki sıkıntıdan dolayı Denizli'yi göbekten delme düşüncesini öne geçtiği dakikaya kadar bir türlü başaramadı. Galatasaray'ın ilk iki golü duran toptandı. Ama önemli olan Galatasaray'ın bu sene duran topları etkili kullanıp gole çevirmesidir. Geçtiğimiz yıllarda tam tersi olan bu özellikler bu yıl Galatasaray'a çok maç kazandırır.
Emre
aşık performansı ile büyülerken Arda yine çok çok iyi oynadı. Galatasaray, Denizli'nin direncini kırdı ve ikinci yarı şov yaparak maçı kazandı.
Ahmet Çakır (Zaman): Önce Bir Küçük Şok, Sonra Gol Çok!
Daha maç başlamadan asıl konuşulacak konu ortaya çıkmış gibiydi: Rijkaard, GS muhabirlerini fena halde ters köşeye yatırdı! Onların verdiği olası kadrolarla sahaya çıkan takım arasında neredeyse yarı yarıya fark vardı. Bu da yıllardır görülmemiş bir durumdu.
Özellikle geri dörtlü tümüyle değişmişti. Hoş onlar da ötekilerden geride adamlar değildi elbet. Ancak epey süredir birlikte oynamamış olmak ve benzeri nedenlerle bazı arızalar çıkabilirdi. Öyle de oldu... Milli formayı giyen oyuncuların yedek kalmaları, Servet'in 18'e bile alınmayışı, kolay anlaşılır bir durum değildi.
Denizlispor geçen hafta Fenerbahçe'ye çok kolay teslim olmanın üzüntüsünü bu maçta atmak ister gibiydi. Bekleri olmayan, ne oynadığını bilmeyen o çaresiz takımın yerine, mücadele gücü ve hırsı daha yüksek bir
ekip gelmişti. Daha ikinci pozisyonda golü bulup Cim Bom'un canını epeyce sıktılar. Ancak aradaki olağanüstü güç farkı nedeniyle daha fazlasını yapabilmeleri mümkün değildi.
Bazılarının 'Yok canım, o kadar para verilecek adam değil!' dediği Keita'nın, penaltının üstüne bir de gol pası vermek isterken topun ağlara gidişi, sanki bunu söyleyenlere yapılan bir nanikti!
Hakan Balta ve Ayhan'ın Sarı Kırmızılı takımın oyununa getirdiği rahatlık da görmezden gelinecek gibi değildi. Rijkaard'ın Baros'u niçin 90 dakika oyunda tuttuğunu anlayabilecek kadar tecrübemiz var. Fakat onun bu süreyi hiçbirşey yapmadan geçirmeyi başarması kolay unutulacak bir durum değildi... Galatasaray taraftarlarının Alpaslan
Dikmen vefası da karşılaşmanın güzel yanlarından biriydi...
BÜLENT TULUN: Keyif zamanı (FOTOMAÇ)
Denizlispor karşısına radikal bir şekilde klasik geri 4'lüsünü değiştirip yedek savunma hattı ve Ayhan'sız çıkan Rijkaard "Ben yediğimden fazlasını atarım" der gibi sıkı bir rotasyona girerek sahaya çıktı.
Barcelona gibi maddi sorunu olmayan ve kenarda 15 oyuncuyu oturtabilecek
yönetim kudreti içinde olan takımlarda bu yöntem aşina geliyor bize ama büyük fedakârlıklarla alınan önemli oyuncuları kullanmama lüksüne alışık değil seyircimiz. Galatasaray'ı iyi etüt etmiş görünen Denizli, Angelov'u tek forvet bırakarak, kanatları kapatarak önde basarak başladı. Disiplini uzun süre korudu.
Bu derin ve kaliteli kadro çok iş yapacağa benziyor. Bir büyük bravo Emre Aşık'a... Umarım
genç oyuncular bu örnek ağabeylerini
model olarak alırlar.