İster üniversiteli olsun ister
işadamı...
Kadın erkek,
yaşlı genç, milyonları buluşturan tek şey ‘
takım aşkı’. Sosyal uçurumun ortadan kalktığı, hep bir ağızdan aynı sloganın tekrarlandığı yer statlar...
Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Acet’in
futbol seyircisinin özellikleri ve davranış tiplerine ilişkin hazırladığı çalışma, bu gibi taraftarların özelliklerini ortaya koyuyor.
MEKANCILAR: Stadyumda hep aynı yerde otururlar. Eğer en sevdikleri yer doluysa oturanların en arkasında maçı ayakta izlerler.
SABIRSIZLAR: Her şeyin bir an önce olup bitmesini isterler. Stadyuma maç başlamadan önce girer, maç başlayana kadar da ne yapacaklarını şaşırırlar. Müsabaka başlayınca ise takımlarının hemen gol atmasını beklerler.
DEPLASMANCILAR: Takımlarının kendi sahasındaki maçı kaçırmadıkları gibi en büyük mutlulukları deplasmana gitmektir. Eğer maddi açıdan sıkışırlarsa yol masrafı için kol saatlerini bile satarlar.
HAYIR DUASINA İNANANLAR: Her ayrıntının tuttukları takımın lehine veya aleyhine olacağını düşünürler. İçlerinde maça giderken dua almak için otobüste, trende yaşlılara yer verenlere rastlanır. Aralarında yanında oturanlarla yer değiştirenler, takımları
penaltı atarken gözlerini kapatanlar da vardır.
Allah’ım bizi bu uğurdan kurtar
Belgrad Ormanı’na gittiği gün oynanan
Galatasaray-
Beşiktaş maçında takımı galip gelen Beşiktaş taraftarı, artık takımının maçı olduğu gün ormana gidiyor. Maç bitene kadar otomobilinde oturuyor. Karşılaşmayı radyodan bile takip etmiyor. Çünkü bunu yaparsa takımının yenileceğine inanıyor.
Fenerbahçeli iki genç taraftarın uğuru ise maç boyunca tribündeki merdivenlerin ikinci basamağında ayakta durmak. Ama gol olunca işler değişiyor. Herkes merdivenlerden tel örgülere doğru koşarken onlar adeta eziliyor. Bu durumdan şikayetçiler ve dua ediyorlar: ‘Allah’ım her defasında eziliyoruz. Ne olur bizi bu uğurdan kurtar!’
Başındaki yaralara rağmen...
Fenerbahçeli bir taraftarsa saçını sıfıra vurdurmuş. Çünkü saçı biraz uzasa takımının yenileceğine inanıyor. Bu yüzden kafasında yaralar açılmış!
40 yıldır maçı tribünden izleyen Galatasaray taraftarı her maç öncesi ya evde ya dışarıda mutlaka
bulgur pilavı yiyor.
Altı yıldır Ali Sami Yen’in betonunu cebinde taşıyor
Hagop
Balıkçı 40 yaşında ve koyu bir Galatasaray taraftarı.
Ermeni asıllı Balıkçı, son 27 yıldır ABD’nin
Los Angeles şehrinde yaşıyor,
elektronik malzemeler üzerine işyeri var. Onu
Türkiye’ye sık sık getiren neden ise Galatasaray’ın maçları. İnternetten fikstüre bakıyor, önemli maçların olduğu günler
İstanbul’a geliyor. ‘2001’de
Şampiyonlar Ligi’nde
Deportivo La Coruna maçında 1-0 galip gelmiştik. O maçın ardından
Ali Sami Yen Stadyumu’nda oturduğum tribünün zemininden bir iki
küçük beton parçası söktüm. Hatıra olsun diye. O maçı izlediğim gün cebimde iki adet 25 cent bozuk para vardı. Bir de nazar boncuğu. Artık bu üç parçayı almadan maça gitmiyorum. Unutursam eve dönüp yanıma alıyorum. Ayrıca maçı eski
kaptan Bülent Korkmaz’ın bana
hediye ettiği formayı ters giyerek izliyorum.’
Balıkçı’ya bütün bunları yanına alsa bile takımı yenildiğinde kendisine durumu nasıl açıkladığını sorduğumuzda, ‘Ben yanıma alayım da. Hem takım her zaman yenecek diye bir şey yok ki. Bunlar benim sadece uğurum’ yanıtını veriyor.
Stargazete