Futbol Federasyonu'nun aylık yayın organı ''TamSaha'' Dergisi'nde röportajı yayımlanan Sezertam, insanların ''Empati'' kelimesinin anlamını büyük oranda bildiğini, ancak bunları çoğu zaman hayatında uygulamadığını ifade ederek, ''Ya da saha içindeki
oyuncuların yüzde kaçı empati yapabiliyor? Kendini yere bırakıp
hakemi ve rakiplerini aldatarak haksız
kazanç elde eden
futbolcu, ertesi hafta ilk on birde sahaya çıkıyor. Ama ne yazık ki o yanılgıya düşen hakem, o
futbolcunun oynadığı maçları 4-5 hafta televizyondan izl
emek zorunda kalıyor. Hakemi aldatan oyuncu, maçtan sonra mikrofonlara çıkıp, 'Evet, o pozisyonda topu elimle almıştım' diyebiliyor. Bunu da sanki büyük bir dürüstlükmüş gibi sunuyor. Eğer içinde fair play duygusu varsa, o oyuncu maç içinde o hareketi ya hiç yapmayacak ya da bir refleks sonucu yapmışsa da hakeme, 'Bu
penaltı değil, ben kendimi bıraktım' diyebilecek'' şeklinde konuştu.
Erdinç Sezertam, ''Bazen işler kötü gider ve insan yaptığı işten pişmanlık duyar. Sizin açınızdan da 'Bırakıp gitsem' dediğiniz bir maç oldu mu?'' sorusunu ise şöyle yanıtladı:
''Her hakemin kötü yönettiği maçı olmuştur. Benim de oldu ama hiçbir zaman ''Bırakıp gitsem'' diye düşünmedim. Buralara gelebilmek için o kadar çok emek verdim ki...Bana ve bize düşen bırakıp gitmek değil. Başarmak için daha çok çalışmak. Ancak bazı maçlardan sonraki yorumları izlerken, 'Nasıl bir iş yapıyorum?' diye de düşünmüyor değilim.''