Futbola 30'dan sonra sarıldım...

Süper Lig'in ilk yarısı sona erdiğinde gözler Beşiktaş'ın klas futbolcusu Yusuf Şimşek'i arıyordu. Geçen sezon Siyah-Beyazlı takımın çifte kupayı müzesine götürürken tecrübeli oyuncunun katkısı unutulmayacak türdendi.

Futbola 30'dan sonra sarıldım...

Kritik dakikalarda sorumluluk alarak adeta Siyah-Beyazlıları şaha kaldıran isim olmuştu 35 yaşındaki futbolcu. Yönetim ise çifte şampiyonlukta büyük pay sahibi olan Yusuf'un yarım devrelik sözleşmesini bir yıl daha uzatarak yıldız futbolcuyu ödüllendirmişti. Ancak çocukluğundan beri Beşiktaş sevgisini sürekli yüreğinde hisseden tecrübeli oyuncunun yeni sezon başlangıcı hiç de umduğu gibi olmadı. Sakatlıklar ve futbol dışı sorunlar bir türlü yakasını bırakmadı. Antalya kampında kendini toparlamaya çalışan Yusuf Şimşek'le ligin ikinci yarısını ve beklentilerini konuştuk. Siyah-Beyazlı futbolcu, öncelikle kısa bir değerlendirme yapıp sonrasında da futbola dair düşüncelerini Zaman okurlarıyla paylaştı. Beşiktaş'taki bir yıl, Yusuf'un gözüyle nasıl geçti? Ben geçen sezon devre arasında geldim. Mustafa hocanın çok ciddi bir isteği oldu. O dönemde iyi bir takımın içerisine geldiğimi daha ilk günden itibaren görmüştüm. Takım içindeki ortam benim kendimi göstermem için büyük bir fırsattı. Sonuçta iki kupa kazandık. Bunda da benim payım olduysa ne mutlu bana. Yeni sezon, senin ve Beşiktaş için pek iyi başlamadı... Sezona Fenerbahçe ile oynadığımız Süper Kupa finaliyle başladık. Takım olarak o maçta iyi oynadık ve mücadele ettik ancak skor olarak istediğimizi alamadık. Sonrasında ligde oynadığımız maçlar da istediğimiz gibi olmadı. Altı haftalık kötü bir dönem geçirdik. Sonrasında ise toparlanıp 8 haftalık bir seri yakaladık. Fakat son üç hafta yine kötü gitti. Yoksa sıralamadaki yerimiz farklı olurdu. Bir dönem Beşiktaş hedeften kopuyordu sanki... Dediğim gibi son üç haftaya kadar iyi toparladık. Ligin daha ortasındayız. Hiçbir şey için erken konuşmamak gerekiyor. Beşiktaş, geçen sezonki apoletlerini hâlâ omuzlarında taşıyor. Lig bitmeden o apoletleri kaybettiğimizi kimse düşünmesin. Apoletler omuzlarımızda ve kalması için de takım olarak büyük bir mücadele ortaya koyacağız. "Eski Yusuf nerede?" şeklindeki eleştiriler için ne diyorsun? Evet, ben de kabul ediyorum, geçen sezonki performansımı gösteremedim. Ancak bunun bazı nedenleri var. Sezon başı sakatlıklar yaşadım, bu nedenle dönüş süreci uzadı. Bazı sakatlık dışı sorunlar da yaşadım. Bir şekilde bunlar futbola yansıyor. Yusuf, burada ve ligin ikinci yarısında üzerine düşeni yapacak. Kafanda bir muhasebe yaptın mı? Ben kendi durumumun farkındayım ve bunu açık açık söyleyebiliyorum. İyi olduğumda da, kötü olduğumda da gizleyecek hiçbir şey yok. Her şey ortada. Şimdi toparlandım ve önümde kocaman bir 2. yarı var. Başarılı bir futbol için insanın kendisini iyi hissetmesi gerekiyor. Ben kendimi iyi hissediyorum ve ligin 2. yarısında herkese bunu göstereceğim. Eleştirilen değil övülen, alkışlanan, takımı için çaba gösteren, insanların hakkını verdiği bir Yusuf gelecek. Ayaklarımın gittiği yere kadar oynarım Yaşınla ilgili baskı oluşuyor mu? Futbolcu, oynayabildiği kadar, fizik gücünün yettiği noktaya kadar oynayabilmeli. Önümüzde Tugay Kerimoğlu gibi bir isim duruyor. Türkiye'de kalsaydı bu kadar süre ile futbolun içinde olması zordu. Baskılar nedeniyle erkenden kopmak zorunda kalabilirdi. Tugay, bize uzun yıllar nasıl futbol oynanacağını gösterdi. Tugay gibi bir örnek dururken neden onun izinden gitmeyelim? Ben, İbrahim Üzülmez ve Rüştü ağabey, yaşlı oyuncu imajını kırmaya çalışıyoruz. Benim futbolla ilgili felsefem şu: "Ayaklarımın gittiği yere kadar oynamaya çalışmak." Senin için futbol biraz da 30'dan sonra başladı diyebilir miyiz? Evet, ben 30 yaşından sonra futboldaki olgunluğu gördüm. Beşiktaş'la birlikte futbolumun daha verimli olduğunu, sonuca daha kolay etki ettiğimi oynayarak yaşadım. Bundan sonra Beşiktaş'ta olur, başka bir takımda olur benim için fark etmez. Ben yine bir yerlerde oynamaya devam edeceğim. Nasıl değişti futbola bakışın? Anadolu'da da oynadım, büyük takımlarda da. Şunu gördüm; futbol ciddiye alınacak bir meslek ve bunun hakkını vermek gerekiyor. Özen göstermek ve çalışmak şart. 30 yaşından sonra tekrar büyük bir takıma geldim. Bu, kolay bir iş değil. Büyük takımlar kolay kolay böyle bir transferi yapmaz. Şimdi bütün birikimimi Beşiktaş için harcıyorum. Milli Takım'a seçildim, şampiyonluklar yaşadım. Bence belli bir yaştan sonra bu tür özel durumları yaşayan biri takdir edilmeli. Şimdi bu sezon da benim için benzer başarıların olacağını düşünüyorum. Kendimi göstereceğimden hiç şüphem yok. Beşiktaşlı Yusuf olmak nasıl bir duygu? Büyük takımlarda oynamak her zaman zor olmuştur. Fenerbahçe'de oynadım ve bir dönem Fenerbahçeli Yusuf olarak da değerlendirildim. Anadolu takımlarında oynarken de beni sahiplendiler. Elimden gelenin en iyisini vermeye çalıştım çünkü. Oynadığım takımlarla bir şekilde iz bıraktığıma inanıyorum. Şimdi Beşiktaş'tayım ve herkes beni 'Beşiktaşlı Yusuf Şimşek' olarak görüyor. Beşiktaş'ı, küçüklüğümden beri tutuyorum. Yaşadığım başarılarla birlikte 'Beşiktaşlı Yusuf' olarak bilinmeyi, tanınmayı tercih ederim. Futbolu da Beşiktaş forması altında bırakmayı çok isterim. ZAMAN
<< Önceki Haber Futbola 30'dan sonra sarıldım... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER