Böylece
futbol sadece 'oyun' olmaktan çıkıp büyük bir
endüstriye dönüşüyor. Atkıdan
plazma TV'ye,
formadan binbir çeşit aksesuvara kadar pek çok
kalemin bulunduğu futbol ekonomisinin içinde
bilet gelirinin payı sadece yüzde 3.
'Futbol Ekonomisi' ve 'Endüstriyel Futbol' adlı iki kitabı bulunan
Tuğrul Akşar'a göre büyük kulüplerdeki
yönetim sorunu nedeniyle 'ne futbol pastası yeterince büyüyor ne de kendi aramızda top çevirmekten kurtulabiliyoruz.' Üç büyükler pastayı büyütmekte başarısız. Akşar, "
Türkiye'de futbolun bir endüstri olduğu henüz fark edilmemiş durumda" dedi.
Akşar şöyle devam etti:
"Türkiye'de '
üç büyükler'in hakim olduğu her sezonun başında yüzde 33.33 olasılıkla
şampiyon takımın tahmin edildiği bir lig var. Daha rekabetçi bir lig olmalı. Maçların sadece, ülkede değil, uluslararası alanda da izlenebilir olması gerekiyor.
Galatasaray -
Fenerbahçe maçına dünya derbisi diyoruz ama sadece biz izliyoruz."
Futbol ekonomisinde önemli ölçüd
e bilet satışlarından oluşan maç gelirleri, doğrudan futbolla ilgili olan tek kalem. Ancak, bunun Türkiye'de büyük kulüplerinin toplam gelirlerinin içindeki payı yalnızca yüzde 30. Naklen yayın, en önemli gelir kalemlerden birisi, ağırlığı büyük kulüplerin bütçelerinde yüzde 55-60'a kadar ulaşıyor.
Kulüpler, ayrıca
sponsor firmalardan ve logolu
ürün satışlarından da gelir elde ediyor.
Akşar'ın hesaplamalarına göre, Türkiye'de futbol kulüplerin gelirleri toplam 500 - 600 milyon dolar, toplam futbol ekonomisi ise 5 milyar dolar. Kulüp gelirlerinin içinde 'maç günü gelirleri' futbol ekonomisinin yüzde 3'ünü oluşturuyor.
Dünyada kulüp gelirleri, 13 milyar doları Avrupa'dan olmak üzere, 22 milyar dolar. Dünyada toplam 200 milyar dolarlık futbol ekonomisi var. Bu rakam Türkiye'nin milli hasılasının yaklaşık yarısına denk geliyor.
Futbolun dalgaları
Tuğrul Akşar'ın hesaplamalarına göre futbol, kendisi için bir birim gelir yaratırken, diğer sektörlere dokuz birim para akmasını sağlıyor. Akşar'ın sıraladığı birkaç çarpıcı örnek:
2002 yılındaki Dünya Kupası'na Türkiye'den
Kore ve Japonya'ya 2 bin 500 kişi gitti. Türkiye'nin bu kupada yarı finale çıkması,
bayrak ve forma satışlarını patlattı,
tekstil sektörü bir ayda ek 50 milyon dolar gelir elde etti. Maç arası reklam yayınlarından medya şirketlerinin elde ettiği gelir, saniye başına 14 kat arttı.
Türkiye'nin katılamadığı 2006 Dünya Kupası sırasında ise LCD, plazma TV ve uydu
anten satışı 190 milyon dolar arttı.
Almanya'da yapılan 2006 Dünya Kupası, Türkiye turizmini sekteye uğrattı. Bunun üzerine Türk turizm şirketleri, Alman kadınlarına yönelik "Kocanı bırak da gel" kampanyaları düzenlediler.
Milliyet