O,
İspanya Ligi Gol Kralı’ydı. Başkan Aziz
Yıldırım, bu nedenle kendisi için istenen 14 milyon
Euro bonservis bedelini hiç tereddüt etmeden
ödemiş ve büyük umutlarla
transfer etmişti. Ancak bu unvanı ve
rekor transfer bedelinin gereklerini yerine getiremedi Daniel
Güiza. Hep umutla beklendi, “düzeldi”, “düzelecek” diye ama olmadı. İlk yılının sonunda
Konfederasyon Kupası maçları için milli takıma gittiğinde ikide bir, “
Fenerbahçe’de mutlu değilim. Ülkeme dönmek istiyorum” demeye başladı. Fenerbahçe ondan, o Fenerbahçe’den memnun değildi ama yüksek bonservis bedeli, elleri-kolları bağlıyordu. Çünkü Güiza’ya talip olan kulüpler, 14 milyon Euro’nun yanına yaklaşmıyordu.
‘Zararın neresinden dönülürse kârdır’
Ancak sonunda yönetimde sabırlar taştı ve Güiza’nın menaceri apar topar İstanbul’a çağrıldı. Yöneticiler, Güiza’yı önümüzdeki sezonun kadrosunda düşünmediklerini ifade ederek, menacerinden oyuncusuna kulüp bulmasını istedi. Ortega gibi bir dünya yıldızına bile
İspanyol golcünün yarısı kadar bonservis bedeli ödeyen ve kısa süre
forma giydikten sonra ülkesine kaçan Arjantinli yıldızı tazminata mahkum ettiren; Anelka’yı aldığı paranın fazlasına satan yöneticileri tek düşündüren konu, Güiza’ya ödenen yüksek bonservis bedelini ödemeye hiçbir kulübün yanaşmaması. Ancak onun takımda tutulmasının faydadan çok zarar getireceğini düşünen yöneticiler, “zararın neresinden dönülürse kârdır” ilkesi doğrultusunda Güiza’yı öyle veya böyle elden çıkartmaya kararlı görünüyor.
Fanatik