Şimdi Fenerbahçe de benzer bir durumda. Geçen yıllarda çok zor bir süreçten geçen sarı lacivertli takım, daha şimdiden beklenmeyeni başardı. Hepsini ayrı ayrı tebrik etmek gerekiyor. Daha önce çok eleştirdiğimiz Aykut Kocaman'ın tek kurtuluşunun başarıdan geçtiğini söylemiştik. Üç kulvarda birden yoluna devam eden Kacaman'ın şimdilik bu uyarımızı dinlediğini görüyoruz. Fatih Terim'den sonra bir başka Türk teknik adamın ellerinde UEFA Kupasını görmek gerçekten çok hoşumuza gider.
Fenerbahçe'nin veya Fenerbahçelilerin şu andan itibaren, "tecrübe kazandık, gelecek sene daha iyi oluruz, transfer yaparız, güçleniriz" gibi söylemleri bırakmaları gerekiyor. Fenerbahçe bu sezon bulduğu bu yarı final şansını en iyi şekilde değerlendirmeli. Yarı finalde karşısına kim gelirse gelsin, hedef hep kupa olmalı, futbolcular terlerinin son damlasına kadar sahaya dökmeli. Başta da söylediğim gibi Avrupa Kupaları'nın şakası olmaz. Unutmamak gerekir ki para ve prestij sağlayan yarış için Avrupa'nın küçüğünden büyüğüne tüm takımları da yarı final ve final hedefiyle sezona başlıyorlar.
Bu anlamda Galatasaraylı dostlarımız biraz kızacaklar ancak, özellikle ikinci maçta Real Madrid'i eleyebileceklerini kanıtlayan sarı kırmızılılar fırsatı kaçırmıştır. Maçtan sonra yaşanan gurur tablosu ise kusura bakılmasın tam bir aldatmacadır. Gelecek sezon aynı başarının geleceği garantisi var mı? Bir iki sakatlık, maddi sorunlar, alınabilecek cezalar her şeyi altüst edebilir. Ayrıca biz hep kendi tarafımızdan bakıyoruz, Avrupa'nın diğer takımları Şampiyonlar Ligi Kupası hayali görmüyor mu sanıyoruz? Görüldü ki Galatasaray'ı İsparna'da oynanan ilk maçtaki taktik hata yıkmıştır. Sarı kırmızılı takım Real Madrid'e değil sahadaki kötü yönetime teslim olmuştur.
Sözü tekrar Fenerbahçe'ye getirecek olursak yakalanan fırsatın değerlendirilmesi en büyük dileğim. Futbol bir oyunsa yarını değil, anı yaşamak daha önemli.
Mehmet Şentürk
Samanyoluhaber.com