Şimdi herkes Fenerbahçe'nin Süper Kupa, Lig ve son olarak Şampiyonlar Ligi'ndeki yenilgilerini konuşuyor ancak bundan önce asıl darbenin UEFA'nın kararıyla vurulduğunu unutuyorlar. Söylemek istediğim , Fenerbahçe zaten bu sezona 1-0 yenik başlamıştı.
Şampiyonlar Ligi'nde kuraya bile katılıp katılmayacağı son günde belli olan Fenerbahçe'nin bozulan morali hala yerine gelmiş değil. Bu ortamda göreve gelen Ersun Yanal imzayı attığı gün UEFA'dan gelen haberle neye uğradığını, nereye geldiğini şaşırdı. Oysa göreve gelmeden önce konuştuğumuz Yanal, geçen sezon Avrupa'da yarı final oynamış, oyun düzeni oturmuş, kafaların rahatladığı bir takıma geleceğini hayal ediyordu. Göreve gelir gelmez bombayı kucağında bulan teknik adam ne kadar istese de Fenerbahçe'yi henüz istediği kıvama sokamadı.
Bu açıdan bakarsak bu güne kadar bir takımın başına yeni gelen hocalar için klasik hale gelen "zaman tanıma" meselesine Ersun Yanal'ın daha fazla ihtiyacı var diyebiliriz. Evet Fenerbahçe ne kadar büyük bir kulüp olursa olsun beklenmedik bir anda UEFA tarafından şikeci damgası yiyen bir takımın başında teknik adam olmanın zor olduğunu kabul etmek gerekir.
Teknik direktör değirmeni Türkiye'de Ersun Yanal için duygusal da olsa çok ağır eleştirilerde bulunanların bu gerçeği de akıllarında bulundurmaları gerekiyor. Konya ve Arsenal maçına bakıp Aykut Kocaman'ın takımına ne olmuş? diye soranlar UEFA ve devam eden CAS süreçlerinin futbolcular üzerindeki etkisini de biraz da olsa hesaba katmalılar.
Peki Ersun Yanal'ın suçu yok mu? diye sorabilirsiniz. Elbette ki var, hem de çok. Bir kere takımın başına getiriliş şekline en başta tavrını koymalıydı. Yanal'ın ikinci ve en önemli yanlışı ise (buna tecrübesizlik desek daha iyi) Fenerbahçe gibi diğer takımlardan çok farklı bir takımın ve oyuncuların başında olduğunu farketmemesi oldu. Başta da söylediğim gibi UEFA'nın kararıyla futbolcuların kafalarının karıştığını hesap edemeyen Yanal, kendi oyun anlayışını fazla zorluk yaşamadan uygulayabileceğini sandı. Ancak görünen o ki yıldız havasındaki! futbolcular, sahada teknik direktörün değil kendi sazlarını çalmaya çalışıyorlar.
Fenerbahçe'yi bundan sonra neler bekliyor sorusunun cevabı ise bana göre son derece basit. Har şeye rağmen ligin üst düzey futbolcularına sahip Fenerbahçe belki zor olacak ama Yanal'a biraz daha katlanmak durumunda. Bugün peşinde koşulan Fatih Terim'in Galatasaray'ın başına geldiği ilk yıl Fenerbahçe'nin 9 puan gerisinde kaldığını ve sonradan işi toparlayıp yaptıklarını göz önünde bulundurursak ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılır. Tecrübe kazanmak kolay değil...
Mehmet Şentürk
Samanyoluhaber.com