Radyospor'a açıklama yapan Galatasaray İcra Kurulu Başkanı Lutfi Arıboğan, "Türk sporunu küçümsedikleri maaşlı profesyoneller kurtaracaktır. Biz futbolun hayrına işler yaptık" dedi.

"Bugüne kadar sabırla yaşamıma devam ediyordum ama son dönemlerdeki yalan ve iftira artınca 15 gün evvel bir açıklama yaptım. 15 gün önce yaptığım açıklamaların dışında bir açıklamam olmadı ama yeni gibi sunuldu.

Fenerbahçe son açıklamasında isim vermeden eğer beni kastediyorsa, bu konuda benimle muhattap olacak kişin en az benim kadar Türk sporuna hizmet etmesi gerekiyor. Benim Türk sporuna yaptığım hizmetleri iyi çalışıp, öğrenip öyle konuşması gerekir. 35 yıldır sporcu ve yönetici olarak hizmet etmeye devam ediyorum. Sporcu ya da yönetici olarak bulunduğum her yerde yüreğimle, gönlümle profesyonelce hizmet ettim."

Adı geçen açıklamada beni en çok şaşırtan, spordaki profesyonelleşme ile ilgili yapılan yorumdur. İstikrarlı başarılar için profesyonellik şart. Profesyonelliği aşağılamaya çalışan bir zihniyet, kendilerine başarıları getiren profesyonellerine saygısızlık yaptı. Profesyonelliği küçümseyen zihniyet, acaba kendi profesyonellerinin yüzüne nasıl bakacaklar? Aslında bu açıklamayı maaşlı bir memura yaptırsalardı çok daha güzel bir metin ortaya çıkardı. Açıklamayı bir amatöre yazdırmışlar!

Sporun dışından spor sektörüne giren, kurumları, kulüpleri kendi çıkarları için kullanan, bunun üzerinden güç ticareti yapanlar gördüğümüz kadarıyla profesyonelliğe karşı olan insanlar. Bu zihniyette olan insanlar, Türk sporundan uzaklaşacaktır. Bu zihniyetin kalıcı olması mümkün değil. Ortalığı bulandıranlar, kendi çıkarları uğruna beni tehdit edip hedef gösterenlerin çabaları boşa çıkacak. Bundan sonra böyle devam ederse hukuki yollara başvuracağım. Türk sporunu onların deyimiyle maaşlı profesyoneller kurtaracaktır.

UEFA süreciyle ilgili ortaya atılan iddialar yalan ve iftiradan ibaret. Mehmet Ali Aydınlar döneminde Türk futbolunun hayrına işler yapıldı. Buradaki amaç konuyu ana mecrasından çıkarıp, esasından uzaklaştırmak için yürütülen bir iletişim politikasıdır.

CAS'ın vereceği kararın ardından bir açıklama yapmayı düşünmüyorum. Benim bu konuya dair bir yorumum olamaz. Kim suçlu, kim masum bunları bilemem. Reaksiyon gösterdiğim konu kamuoyu aldatılması, ben dahil bir takım kişilerin hedef gösterilmesi.