Daha
sezon başında peş peşe puan kayıpları ile zirvenin uzağına düşen Bordo-Mavililer, belki de tarihlerinde ilk kez sık yaşadıkları sene ortası krizlerinden birini doğru hamlelerle aşmayı başardı.
Teknik Direktör Şenol Güneş'in takımın başına geçmesinin ardından sahada
futbol oynamaya çalışan bir
Trabzonspor, saha dışında ise başkanından taraftarına, hocasından futbolcusuna pozitif mesajlar veren bir camia profili çıktı ortaya. Sempatik tavırları ve neşesi ile girdiği her ortama enerji veren bir başkan, kariyeri ve kişiliği ile sadece Trabzonporluların değil, herkesin saygısını kazanan bir
teknik direktör, sezonun en centilmen takımı ve artık olayları ile değil eğlenceleri ile gündeme gelen Trabzon tribünleri var.
Bunların yanında; uzun süren
derbi kazanamama sendromunun
Galatasaray galibiyeti ile aşılması, Fenerbahçe'ye karşı süregelen
final kazanamama baskısının ortadan kalkması ve 6 yıl sonra müzeye yeniden giren bir
kupa... Bu yılın kazanımları olarak sıralanabilecek bu maddelerin dışında
Trabzonspor, bu sezona, Bursaspor'un şampiyonluğunun yolunu açarak da damgasını vurdu. Önce sahasında Galatasaray'ı mağlup edip ardından da deplasmanda
Beşiktaş ve Fenerbahçe'ye 2 şer puan bıraktıran Bordo-Mavililer bir anlamda futbolda başarı duygusunun
ülke geneline yayılmasının öncülüğünü üstlendi.
Herkesin bitti gözü ile baktığı bir yarışta, tüm dedikoduları boşa çıkarıp Türkiye'de futbolun
temiz olduğunu ispatlayan Trabzonspor için bu sezonki asıl kazanım bu belki de. Zira,
pazar gecesinden bu yana yapılan yorumlara bakıldığında bu final Anadolu'da çoktandır unutulmuş Trabzonspor algısını yeniden hatırlatmaya yaramış görünüyor. Mahallenin fakir ama gururlu delikanlısı döndü, hem de yanında bir arkadaşla... ZAMAN
ERDAL HOŞ