Nihat, Futbol Federasyonu'nun aylık çıkardığı TamSaha dergisinde yer alan röportajında,
Türkiye'de yenilgi olduğunda veya
tartışma yaşadığında bunun herkesin daha çok ilgisini çektiğini belirterek, Gördüğüm kadarıyla, Türkiye'de başarı istenildiği ölçüde
reyting getirmiyor dedi.
İspanya'da
takım yenildiğinde eleştirinin seviyesini, galip geldiği zaman da sevinmenin, övünmenin derecesinin çok iyi bilindiğini ifade eden milli
oyuncu, Bizde ise orta nokta yok gibi. Yenildiğin zaman dünyanın sonu geliyor, yenince de omuzlar üzerinde gezdiriliyorsunuz. Bu anlayışın değişmesi için biz
futbolcular olarak elimizden geldiğince doğru mesajlar vermeye çalışıyoruz. Ne yenildiğimiz zaman yerin dibine sokulmak ne de başarı elde ettiğimiz zaman pohpohlanmak istemediğimizi söylüyoruz. Ama maalesef Türkiye'de yenilgi olduğunda veya tartışma yaşandığında bu herkesin daha çok ilgisini çekiyor. Biraz da insanımızın yapısından kaynaklanıyor galiba diye konuştu.
İnsanın kendi ülkesi gibi olmadığını vurgulayan başarılı
futbolcu, şunları söyledi:
Doğduğu topraklarda bulunmak, o havayı solumanın duygusu bir başka. Belki Türkiye'de elde edebileceğim yaşantı tarzını İspanya'da kurmam imkansız, ama her şeyin bir bedeli var. Eğer bazı şeyleri kafama koymuşsam, bunlara katlanmalıyım. Zaten, daha giderken elimden geldiği kadar Türkiye'ye dönmemeye çalışacağımı söylemiştim. Bazen bu sözlerim çarpıtılıyor. Örneğin, 'Nihat, Türkiye'de oynanan futbolu beğenmiyor, küçümsüyor' diye yorumlar yapılıyor. Bu kesinlikle doğru değil. Biz senelerdir '
Avrupa'da futbolcumuz oynamıyor' diye kıvrandık. Şimdi orada gayet güzel oynarken, Türkiye'ye dönmem için çaba sarf ediliyor. Bu da bana ters geliyor. Elimden geldiği kadar Avrupa'da kalacağım. Zaten
Villarreal ile üç senelik daha kontratım var. İspanya'da maçlarda bana 'El Turco' diyorlar, 'Nihat' demiyorlar. Bu da beni çok gururlandırıyor. Çünkü bir Türk anılıyor. Bunun da çok önemli olduğunu düşünüyorum.
GÜZEL BİR TURNUVA GEÇİRDİK
İsviçre ve Avusturya'nın ortaklaşa düzenlediği Avrupa Şampiyonası'nda
milli takımın başarısına değinen Nihat, İsviçre ve
Çek Cumhuriyeti ile ilgili maçlar konusunda Hedefinize ulaşacağınıza inandıktan sonra ve umudunuzu kaybetmeden mücadele ettiğiniz takdirde istediğinizi alıyorsunuz. Bizim için
final niteliği taşıyan bu maçlarda da tarihi skorlar alıp Türk milletinin yüzünü güldürdük. Milli takımımızın artık bir yerlere gelebilmek için kimseye muhtaç olmadığını, başarıya ulaşmak için oyuncuların kendilerine güvenmesinin yeterli olduğunu görmüş olduk dedi.
Grubun ilk maçında Portekiz'e yenilmelerine rağmen umutlarını kaybetmediklerini kaydeden milli oyuncu, İsviçre ve Çek Cumhuriyeti maçlarını kazanırsak gruptan çıkacağımızı biliyorduk. Bu düşünceyle hareket ettik. Hatta sadece gruptan çıkmanın bile yeterli olmayacağını düşündük. Gruptaki son iki maçı geriden gelip kazanmamızı ve bir üst tura çıkmamızı büyük bir başarı olarak görüyorum. Çünkü bunca yıllık tarihinde Türkiye sadece üç kere finallere gelme başarısını gösterebilmiş.
Sıfır puanla döndüğü zamanlar olmuş. Bu yönden bakıldığında ve oynadığımız maçlar incelendiğinde güzel bir turnuva geçirdiğimizi söyleyebiliriz diye konuştu.
Nihat, gerçek bir forvet olmadığını, sahada serbest oynamayı seven, yeri geldiğinde kanatlara giden, defansa yardımcı olan bir oyun karakterine sahip olduğunu söyledi.
Bir futbolcunun başına gelebilecek en ağır sakatlıkları iki kere yaşadığını hatırlatan
yıldız oyuncu, Sakatlıkları kabullendim ve
psikolojik olarak kendimi kuvvetli tutabildiğim için sahalara eskisi kadar güçlü dönebildim. Eşime de çok şey borçluyum. Çünkü en zor günlerimde hep yanımda oldu ve beni çok iyi motive etti. Açıkçası,
ameliyat olduktan sonra 'Bu ayak yürür mü?' diye kendi kendime sormuştum, ama umudumu hiç kaybetmedim. Böylesine görkemli bir dönüş yapabileceğimi ben de beklemiyordum. Unutulmaz bir
sezon geçirdim. Hem Villarreal'de kaydettiğim gollerle takımımın ligi ikinci bitirip Şampiyonlar Ligi'ne girmesine katkıda bulundum, hem de Milli Takım için attığım gollerle
Euro 2008 finallerine gidilmesinde pay sahibi oldum diye konuştu.
Çek Cumhuriyeti'ne attığı iki golü değerlendiren Nihat, O iki gol ve gollerin atıldığı üç dakika hayatımın en önemli anlarından bir tanesiydi. İkinci golde top filelere gittikten sonra ne olduğunu ben bile anlayamadım. Golden sonra kendimi yere attım sevinçten. Keşke bir edebiyatçı olsa da o gollerin atıldığı dakikaları ayrı bir dille tasvir etse derken,
Hırvatistan maçında son dakikalarda kenarda olduğu sırada yaşadığı duygu ile ilgili soruyu ise Maç bitmeden oyundan çıkmıştım, ama heyecanımda hiçbir azalma olmadı. O maçın gidişatı da Çek Cumhuriyeti maçına benzer bir sevinç yaşamamı sağladı. Özellikle penaltılar aşamasında heyecanlandım diye
yanıt verdi.
Nihat, sakatlığı nedeniyle
yarı final maçında
Almanya karşısında görev alamamasının da kendisi için dünyanın en üzücü şeylerinden biri olduğunu dile getirdi.
SEMİH İLE OYNAMAKTAN MUTLULUK DUYUYORUM
Avrupa Şampiyonası'nda beraber görev yaptığı
Semih Şentürk'ü de öven Nihat, birlikte oynamaktan mutluluk duyduğunu dile getirdi.
Semih ile ilk önce
Norveç ve
Bosna-
Hersek maçlarında beraber oynadıklarını kaydeden yıldız oyuncu, Gerçekten iyi anlaştık ve birçok da pozisyona girdik. Semih, Türkiye'de gol kralı olmuş bir oyuncu. Bu anlamda onun son vuruşlardaki becerisinden kimse şüphe etmemeli. Onunla birlikte oynamaktan mutluluk duyuyorum. İnşallah o da istediği yerlere gelir dedi.
Şampiyonada forvet oyuncularının çok pozisyona girip girmediği konusundaki soruyu yanıtlayan tecrübeli futbolcu, Aslında ben çok pozisyona girip kaçırmaktansa az pozisyona girip bunların gole çevrilmesinin daha önemli olduğunu düşünüyorum. Biz de bu konuda pek hata yapmadık. Yakaladığımız fırsatları gole çevirmesini bildik diye konuştu.
İspanyollarla Türkleri karşılaştıran
Nihat Kahveci, İkisi de
Akdeniz ülkesi olduğu için insanları da benzer özellikler taşıyor. İspanyollar da sıcakkanlı insanlar ve gördüğüm kadarıyla Türkleri seviyorlar. Başbakanları bizim Avrupa Birliği'ne girmemiz için oldukça
destek veriyor. İspanya tarihinde uzun bir dönem hissedilen Arap etkisi de benzerliklerin artmasını sağlıyor dedi.
Turkcell Süper Lig'i değerlendiren Nihat, şunları söyledi:
Türkiye'deki
şampiyonluk yarışı geçen sezon çok çekişmeli geçti. Kimin şampiyon olacağı son haftaya kadar belli olmadı. Böyle olunca, bence ligin kalitesi ve heyecanı da artıyor. Türkiye'ye gelen
yabancı futbolcuların da kalitesinin arttığını görüyoruz. Bu da demektir ki Türk futbolu bir yükseliş içinde. Tabii yükseliş içinde olduğunu görüp böyle bırakmamak gerek. Doğruyu söylemek gerekirse,
yurt dışında
Turkcell Süper Lig fazla takip edilmiyor. Bu noktada
takımlarımızın Avrupa arenasına çıktığında gösterdiği per
formans ön plana çıkıyor. Mesela,
Fenerbahçe bu sezon Şampiyonlar Ligi'nde yaptığı çıkışla Türk futbolunun tanıtımına ciddi anlamda katkı yapmış oldu. Bu arada, halen dört büyük takımla diğer takımlar arasındaki fark kapanmış değil. Ne zaman ki büyük takımlar ligin en altlarında yer alan takımlara karşı kaybetmeye ya da onlardan çekinmeye başlarlar, o zaman ligin kalitesi tam anlamıyla artmış demektir.
Milli oyuncu, hedefleri olan ve daima üst sıraları hedefleyen bir takımda oynadığını ve gelecek sezon Villarreal'le Şampiyonlar Ligi'nde başarılar kazanmak istediğini söyledi.
FIFA'nın yabancı oyuncu sınırlaması konusundaki kararını değerlendiren Nihat, bu kararın ilerleyen yıllarda
Türk futbolcu ve oyuncusu için daha iyi olacağını, ancak oyuncu sayısını artırmaktan çok kalitesini artırmanın daha yerinde olacağını ifade etti.
Türk olmasaydım daha değerli olurdum yönündeki açıklamasının yanlış anlaşıldığını belirten tecrübeli oyuncu, Türk olmaktan sonuna kadar gurur duyuyorum. Benim anlatmak istediğim, biz Türklerin yurt dışında olduğumuzda adeta maça 1-0 yenik başlıyor oluşumuz. Bu da yabancıların bizi iyi tanımamasından ileri geliyor. Ayrıca, bir Brezilyalı ya da Arjantinli futbolcu daha değerli görülebiliyor. Çünkü milli takımları daima önemli turnuvalara katılıyor ve başarılar elde ediyor. Biz de Türkiye olarak bu tür organizasyonlara düzenli katılırsak ve önemli kazanımlar elde edersek bize yönelik yanlış düşünceleri de sileriz diyerek sözlerini tamamladı.