Tartışmalı bir pozisyonla ilk golü bulan ve sahadan 2-1 galip ayrılan F.
Bahçe ilk yarı sonunda zirveye tutundu. Maç fazlasıyla da olsa bu
sezon ilk kez liderlik koltuğuna oturmuş olmanın verdiği sevinçle devreye giren sarı-lacivertlilerin sahaya koyduğu kötü
futbol ise
spor yazarları tarafından eleştiriliyor.
İşte dün
Konya'da oynanan karşılaşma için spor yazarlarının yorumları:
Rıdvan Dilmen (Milliyet): Akıl Sır Ermiyor
Geçen hafta dedim ya, bu
Fenerbahçe'nin gerçekten ortası yok. Ya çok kötü oynuyorlar, ya da çok iyi. Beş gün önce Antalyaspor karşısındaki
takıma bir bakıyoruz, arzu var, yardımlaşma üst düzeyde, sahanın her yerinde pres. Bir de dün geceye bakıyoruz; bütün oyuncular bitse de gitsek artık ritminde.
Denizli'de pozisyon yok, üç puan alınıyor. Konya'da yarım pozisyonla iki gol, üç puan geliyor. Nedense deplasmanlarda başka bir kimliğe bürünüyor takım. Bu istikrarsızlıkla zirvede devamlı olmak çok zor. Evet Fenerbahçe şansının da yardımıyla çok önemli bir galibiyet daha aldı. Ancak devre arasında
transfer istemeyen Aragones'in bu maçı birkaç defa izlemesi, kararını yeniden gözden geçirmesi gerek. Takım içinde
rekabet yaratılmalı.
Gürcan Bilgiç (Sabah): Cevapsız Sorular
Maçı Fenerbahçe mi kazandı, yoksa Konya mı kaybetti? Bu soruya
cevap aradık, bir türlü bulamadık
İlk isabetli şut 30'da
Erdal'dan geldi, Fenerbahçe 33'te Uğur ile cevap verdi. İki dakika sonra Uğur, iki rakibe karşı dripling yapmaya çalışırken, Erdal faul yaptı. Uğur'u
Messi mi sandı bilinmez?
Yarım saatlik al ver gülümden sonra, bir anda ortalığı karıştıran "elleme kollama" boyutuna geçtik hep birlikte.
Kimse tribünden
kaleci Oğuzhan'dan gelen topun
Önder'in neresine çarptığını kestiremiyordu. Yardımcı Nihat Mızrak golü verdi, orta sahaya koştu. Hakem
Kuddusi Müftüoğlu önce bir durdu. "Elle oynama" işareti yaparak altı pasa doğru koştu. Sonra elini havaya kaldırıp, nedense ofsayta hükmetti. Derken yardımcı ile konuşmaya başladı golü verdi. Neresinden tutsanız elinizde kalıyor yani.
Tek gerçek tabelada; "elde var 1-0!"
Fenerbahçe'nin ikinci yarıdan itibaren daha iyi oynayıp, daha etkili olacağı maçlar gelecek. Emre'nin ve
Alex'in umut veren görüntüleri ve iyileşmek için gün sayan
Semih Şentürk'ün de yer alacağı bir takımın çok daha farklı olmasını bekliyoruz. Kötü oynarken kazanmak, dengeleri "
bıçak sırtında" yürüyen ligde önemli.
Eğer bu futbol sürerse, durduk yerde yaşlanan, saçları ağaran çok Fenerbahçeli olacaktır. Aragones'i merak etmeyin. Onun beyazları "yıllardan" kaynaklanıyor. O mutlu!
Selçuk Yula (Fotomaç): Nereye Kadar?
İlk önce şunu söyleyelim. Bu kadar kötü futbolla deplasmandan alınan üç puan
F.Bahçe'nin büyük şansıdır. 90 dakika boyunca savunmada hatasız oynayan Önder-
Carlos ve orta sahada mücadeleyi bırakmayan Josico dışında hiçbir futbolcuyu gündeme getirmiyorsak, bu galibiyetin nasıl geldiğini siz hesaplayın.
Güiza'ya artık bir şey diyemiyorum. Sezon başından beri böylesine yalnızları oynayan bir forvet herhalde dünyanın hiçbir takımında yoktur.
Atılan gole kadar iki kalecinin eline top değmedi.
Konyaspor, 5 maçtır gol atamıyor. Onu da Fenerbahçe'ye attı. Veysel'in golünden başka Konyaspor'da 1-2 cılız atak dışında bir şey göremedik.
Şu bir gerçek ki Fenerbahçe, kimilerine göre sezonu iyi bir yerde kapatmış olacak ama ikinci yarıdaki fikstürü gözümüzün önüne koyduğumuzda "Bu futbolla nereye kadarın?" tartışmasını masaya yatırmak gerekir.
Elbette bu kadar yazdık ama herhalde bütün tartışmalar Önder'in golü üzerine odaklanacak. Kuddusi, ilk başta serbest vuruşu işaret etti. Golü ısrarla yardımcı
hakem verdirdi. Ben ona buna bakmam. Burada golü atana bakarım. Uzun zamandır oynamayan Önder, eğer galibiyet golünü atıyorsa sevinçten yerinde durmazdı. Demek ki doğruya doğru, karar yanlış!
Ziya Şengül (Star): Bıktım Hakem Yazmaktan!
Nostaljiyle yazıya girmek istiyorum... 3 yıl önce aynı statta Anelka'nın attığı gol tartışıldı. Eliyle-koluyla attığı söylendi. Aynı filmi dün gece yine bir Konyaspor-Fenerbahçe maçında izledik.
Maçın en rahat oyuncuları, her iki takımın kalecileriydi; ilk 30 dakikada... Birden Fenerbahçe şans golüye öne geçti.
Fener, Mevlana'nın desteğini mi alıyor bu maçlarda, bilemiyoruz! Ama ulvi bir güç var herhalde, Konya'da şans hep Fener'den yana oluyor! Şimdi eski
hakemler tartışacak... Kimi diyecek ki Goldü', kimi de
Hayır değil, eliyle attı...' Gel de çık işin içinden... Biz hep hakemleri tartışacaksak, Türk futbolunun hali ne olacak? Hep hakemsiz bir maç yorumunu yazmanın özlemini çekiyorum. Son yıllarda bu özlem daha çok arttı benliğimde... Şaşırmış durumdayım!
Dün
akşam Alex iyi, Güiza ise gol pas vermesine rağmen
enkaz gibiydi... Fener, kötü oynadığı bir maçı şansının da yardımıyla kazanarak, zirvede ayak seslerini hissettirmeye başladı.
Kemal Belgin (Türkiye): Maçı Deniz Kurtardı
Şayet F.Bahçe gibi 100 milyon euro maliyetli bir takım, bana göre bugünkü ligin en zayıflarından birine orta alanı teslim edip, kolayca
duvar pası yiyip, kalesinde de gol görüyorsa, vay ki vay...
Savunmasının ortası yok olmuş Selçuku da sakatlıktan dolayı kaybetmiş F.Bahçe, bir hakem tiyatrosunun içinden çıkardığı ilk gol ve futbol sanatı kokan ikinci golü ile hiç oynamadan, hiç pozisyon oluşturmadan bir maçı daha cebine indirdi.
Aragones, bu takımla, bu oyuncularla vallahi de iyi gidiyor.
Ama Güiza geçen sene Mallorca'da geçirdiği günleri oturup videodan seyretse, "Vay anam vay. Ben nereye geldim" diye oturur ağlar her halde.
Konyaspor maçın sihrini, eline geçirdiği ikinci devrenin başından sonra ancak 11 dakika sürdürüp, bu anlayışının ürünü ile bir gol bulabildi hepsi o...
İŞTE MAÇIN FOTOROMANI