Ersun Yanal, 28 Haziran'da F.Bahçe ile bir yıllık sözleşme imzaladığında o kadar çok soru işareti vardı ki. Kulüp UEFA tarafından Avrupa kupalarından 2+1 yıl men edilmişti. Ersun Yanal bu süreci nasıl yönetecekti? Üstelik bu daha ilk dalgaydı. Ufukta bir de Demoklesin Kılıcı gibi duran bir Yargıtay süreci vardı. Yanal'ın liderlik özellikleri krize yeterli miydi?
2. YARI BAŞLARKEN ŞOK DALGASI
Ersun Hoca, Avrupa'dan men şokunu "Biz saha içinde kalacağız" söylemi ile atlatmayı başardı. Takım, tüm yaşananlara rağmen sezonun ilk yarısını 8 puan farkla lider kapatmayı başardı. Ancak gelenek değişmedi, kulüp tam ayağa kalkmaya başladığında yeni bir darbe geldi. F.Bahçe, Yargıtay şoku ile sarsıldı. 5. Daire'nin onama kararı, Ersun Yanal için de bir sınav anlamına geliyordu.
FUTBOLCU GİDER ADAM KALIR
Yanal, bu stres testi karşısında yıkılmadan durabilecek miydi? Ersun Hoca, Antalya kampında F.Bahçeli futbolculara yaptığı konuşma ile bu sorunun cevabı konusunda önemli ipuçları verdi: "Para her zaman kazanılır, önemli olan adamlıktır, dik durmaktır. Şimdi bunun sınavını vereceğiz. Gerekirse ben para bile almam. Parayı her zaman kazanırsınız, dik durmak, adam olmak önemli." Juventus küme düşürüldüğünde Nedved, "Futbolcular gider, adamlar kalır" sözüyle tarihe geçmişti. Yanal da "Para her zaman kazanılır önemli olan adamlıktır, dik durmaktır" sözü ile yeni bir açılımda bulundu. Şimdi sınava girme sırası F.Bahçeli futbolculara geldi. Akşam