Sembol İnşaat tarafından
Astana'da inşa edilen ''Astana Arena
Stadyumu''nun açılışının ardından gazetecilerle sohbet eden
Terim, stadyumların yapılarının
Avrupa'da da dünyada da değiştiğini söyledi.
İlerleyen yıllarda
Türkiye'deki stadyumlarında gelişeceğini dile getiren Terim, stadyumların artık, sadece
futbol oynanan yerler olmadığını, konserler gibi çeşitli etkinliklere de ev sahipliği yaptığını belirtti.
Türkiye'nin,
marka olan ve kendini çok iyi yetiştirmiş olan kişilere sahip olduğunu, ancak bu kişileri yeterince kullanamadığını vurgulayan Terim, şunları kaydetti:
''
Türk malı ucuzdur
algısı var. Türk
futbolcusu için de yine aynı algı var ama tabii ki bu böyle değil. Yurt dışından
teknik heyetler, bir futbolcu hakkında bilgi almak istediklerinde bana soruyorlar. Ben alın veya almayın diyemem ama teknik özelliklerini anlatıyorum. Türkiye'nin tanıtımını hep beraber yapmalıyız.
Tarkan, Suna Kan, İbrahim
Tatlıses gibi çok farklı alanlarda yetişmiş insanımız var. Bunların her biri Türkiye'nin tanıtımına büyük katkıları olabilecek insanlar. Bu insanları, Türkiye'nin tanıtımı için bir tesadüf üzerine değil, planlı bir şekilde kullanabilmeliyiz. Dünyadaki yeni trend bu... Tüm markalarımız birleşecek, en büyük marka Türkiye olacak.''
Antalya'nın, tesisler açısından son yıllarda çok geliştiğini belirten Terim, kış aylarında yaklaşık 2 bin
takımın
kamp yapmak için Antalya'ya geldiğini söyledi.
Eskiden, yaz kamplarını,
İspanya, Mallorca gibi yerlerde yaptıklarını hatırlatan Terim, ''O zamanlar Türkiye'de yaz kampı için uygun yer yoktu. Aslında
Abant gibi yaz kamplarını yapabileceğimiz iklimi uygun yerler var ama tesisler, henüz yeterli değil. Buralara önem verilip geliştirilmesi gerekiyor. Böyle hayallerim var.
Bodrum,
Marmaris,
Fethiye gibi de kış kamplarını yapabileceğimiz uygun iklime sahip yerlerimiz var ama buralarda da henüz tesisleşme sağlanamadığı için kullanamıyoruz. Buraları da geliştirirsek, daha çok takımın ülkemizi
tercih edeceğini düşünüyorum'' şeklinde konuştu.
BİZE DAHA ÇOK DERT OLUYOR
Bir gazetecinin, yüksek
transfer ücretleri hakkındaki sorusuna da Terim,
Real Madrid Takımı'nın, Kaka ve Cristiano
Ronaldo gibi futbolculara verdiği yüksek transfer ücretlerinin karşılığını,
forma satışı, stadyum gelirleri gibi geri dönüşlerle alabildiğini belirtti. Terim, ''Bu ücretler, dünyada bu kadar konuşulmuyor. Biz daha çok konuşuyoruz. İspanya basınında bu konuyla ilgili bir şey görmedim. Bize daha çok dert oluyor. Alan da satan da memnun'' dedi.
Diğer bir soru üzerine de Terim, Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulları'ndaki (BESYO) öğrencilerle birebir konuştuğunu, okullarda düzenlenen konferanslara gittiğini anlattı.
Öğrencilerin gelecek planlarının olmadığını gördüğünü dile getiren Terim, ''Bu okullardan çıkan herkesin antrenör olma gibi bir olasılığı yok. Kararını değiştirdiğim çok öğrenci var. Bu öğrencilere yaptığım yönlendirme sayesinde şimdi çok başarılı fitness hocası olanlar var'' diye konuştu.
Fatih Terim, Milli Takım Forması ile ilgili bir soruyu da şöyle yanıtladı: ''Milli takım formasında turkuaz renginin kullanılması, benim fikrimdi. Turuncu ve
portakal dediğimizde
Hollanda, gök maviler deyince de
İtalya Milli takımı akla geliyor. Halbuki bu ülkelerin bayraklarında bu
renkler yok. Kırmızı-Beyaz, pek çok ülkenin bayrağında olan renkler ama turkuaz, adında da Türk olan ve başka kimsenin kullanmadığı bir renk. Bunu bir türlü kabul ettiremedik. Halbuki insanların gözünden kaçan bir şey var. Geçen yıl Avrupa Kupalarında Nike'ın en çok sattığı forma, yakasında turkuaz rengi olan formaydı.''
Bir gazetecinin, ''
Arda,
yurt dışına transfer olarak Galatasaray'a en çok para kazandırabilecek futbolcuydu. Transferinin bu zamana kadar yapılmaması, hata mı'' sorusu üzerine ise Terim, ''İsimler üzerinden konuşmayalım ama Türkiye'de yurt dışında oynayabilecek çok futbolcu var. 1 milyon kişiden bir futbolcu çıksa, 70 milyonluk Türkiye'den en az 70 futbolcu yurt dışında oynayabilirdi. Bu da Türkiye'nin tanıtımını iyi yapamadığımızın bir göstergesi'' şeklinde konuştu.
AA