Tenis severlerin dört gözle takip ettiği
Avustralya Açık Tenis
Turnuvası tüm hızıyla sürüyor. Yaklaşık 10 gündür Avustralya'nın
Melbourne şehrinde devam eden turnuvada sona doğru yaklaşılırken heyecan gittikçe artıyor.
Avustralya Açık, ünlü raketlerin sezona formda başladıklarını göstermek için kıran kırana mücadele ettikleri yılın ilk
Grand Slam'ıdır (Büyük Vuruş-Karşılaşma). Diğer Grand Slam'lar ise;
Fransa Açık, Wimbledon,
Amerika Açık şeklinde sıralanıyor. Sırbistan'dan Şili'ye dünyanın pek çok ülkesinin katıldığı Avustralya Açık'ta ne yazık ki
Türkiye yer almıyor. Erkeklerde veya bayanlarda bir tane dahi Türk raketin olmadığı bu turnuvayı sadece izlemekle yetiniyoruz.
Her tenisçinin katılmak için hayaller kurduğu 4 büyük turnuvadan biri olan Avustralya Açık, bu yıl çok zorlu maçlara sahne oluyor. Sabahlara kadar süren maçlar da bunun en büyük kanıtı. Geçen hafta
pazartesi günü başlayan Avustralya Açık, bu hafta sonu sevenlerine elveda diyecek.
İki hafta boyunca çok zorlu maçlara sahne olan Grand Slam turnuvalarında yeşil topa raket sallayan tenisçilerin üst düzeyde bir performansa sahip olması gerekiyor. Çünkü
eleme karşılaşmalarında bazen bir maç 5 saat sürebiliyor. Roger
Federer'le
Sırp Janko Tipsareviç'in maçı da bunun en güzel örneği. 18,36 milyon doların dağıtıldığı bu turnuvada geçen hafta sonu tenis severleri ekrana kilitleyen ikilinin maçı tam 4,5 saat sürdü. Federer, Sırp rakibini 3-1 mağlup ederken zamanın nasıl geçtiğini dahi anlamadı.
Bu yıl 96.sı gerçekleşen Avustralya Açık'la ilgili biraz bilgilerimizi tazelediğimizde şu tarihî süreçle karşılaşıyoruz: Avustralya Tenis Federasyonu tarafından 1905 yılında ilk kez Warehouse Kriket Sahası'nda düzenlenen turnuva, Melbourne,
Sydney, Adelaide, Brisbane, Perth ve
Yeni Zelanda olmak üzere 6 farklı bölgede gerçekleşir. Avustralya Şampiyonası adı altında yapılan Avustralya Açık, 1969 yılında bugünkü adına kavuşur. 1. Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle bir süre kesintiye uğrayan Avustralya Açık'ta, bayanlar kategorisi ilk başlarda yer almasa da 1922 yılında programa eklenir. 1996 yılında modernize edilen tenis kortlarına Melbourne
Park ismi verilir. 11 yıldır unutulmaz maçlara sahne olan Melbourne Park'ta geçen yılın galibi erkeklerde
Roger Federer, bayanlarda
Serena Williams olmuştu. Dünyanın ilgiyle takip ettiği, Türkiye'nin de imrenerek izlediği bu turnuvada ne yazık ki Ay-Yıldızlı bir sporcu yok. Nazmi Bari, Türkiye'yi temsilen ilk kez 1958 yılında bir Grand Slam'a katılmıştı. 2004 yılında da İpek Şenoğlu Grand Slam'da yer alan ikinci Türk oldu. 50 yılda bir katıldığımız Grand Slam'da bakalım 3. raketimizi ne zaman görebileceğiz.
NURULLAH KAYA