Mustafa Denizli,
Beşiktaş'la ilgili yayın yapan Serencebey Gazetesi'nin ağustos sayısında yer alan röportajında, Beşiktaşlı olduğunun hatırlatılması üzerine, ''Ben, 'manyak' seviyesinde bir Beşiktaşlıydım. Necmi,
Bahattin,
Münir,
Tuncay, Sabahattin, Kaya, Arif, Nazmi,
Şeref, Birol, Ahmet kadrosunun taraftarıydım. Evimden ilk defa 10 yaşındayken Beşiktaş için
Çeşme'den
İzmir'e kaçmıştım. O zaman Çeşme-İzmir arası 5 saatti. Çeşme'ye döndüğümde bütün mahalle ayaktaydı'' diye konuştu.
Beşiktaşlı olmasına rağmen,
siyah-beyazlı kulüpte neden
forma giymediği sorusuna Denizli, ''Beşiktaş'a 7-8 yıl her
transfer döneminde geldim gittim, olmadı. Sonra Galatasaray'a geldim, orada devam ettim.
Fenerbahçe hiç hesapta olmayan, aklımın ucundan bile geçmeyen bir çalışmaydı. Yani bana en yakın yer Beşiktaş'tı ama olmadı'' diye
yanıt verdi.
Denizli, nasıl Beşiktaşlı olduğunu ise şöyle anlattı:
''Rahmetli
terzi Emin ağabey vardı. Tüm hayatı Beşiktaş Çarşısının arkasında Şair Nedim Caddesinde terzilik yaparak geçmiş. Çeşme'ye döndükten sonra bizim mahallemizde oturmaya başlamış. Her akşamüstü bize Beşiktaş'ı anlatırdı. Biz de 5-6 kişi ağzımız açık dinlerdik. Öyle dinleye dinleye
küçük yaşlardan itibaren Beşiktaşlı olduk. Mahalle
takımları kurduğumuzda biz Beşiktaş takımı olurduk. O gün bugün Beşiktaşlıyım.''
Denizli, Altay'da oynadığı ilk dönemlerde Rino Martini adında bir İtalyan antrenörleri bulunduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
''Martini beni çok severdi, yaşım daha 16-17. Birlikte stadyumda
Altınordu-Beşiktaş maçını seyrediyoruz ve Beşiktaş kazanırsa
şampiyon oluyor. 86. dakikada Beşiktaş bir gol attı, ben 'gol' diye bir fırladım. Çok bağırmışım herhalde, Rino bana döndü şöyle bir baktı. İtalyanca
küfür etti, daha sonra da beni kadrodan çıkarttı. Altay'ın altyapısında oynarken Beşiktaş taraftarıyım diye de beni 5 ay takıma almadı.''
MİLLİYET