Can Bartu Tesisleri'nde,
takım antrenman yaptığı sırada basın mensuplarıyla sohbet eden
Alman çalıştırıcı, ''Şampiyonluk için kendilerine ne kadar puanın yeteceği ve
derbi maçta puan yitirmelerinin
Fenerbahçe için nasıl bir durum yaratacağı'' sorusuna, ''Şampiyonluk için
sezon sonunda ikinci takımdan bir puan fazla olmalısınız. Aklımdan kaybetmek geçmiyor. O yüzden, neden kaybetmek diyorsunuz'' yanıtını verdi.
''Tanrıdan gelen şeylere her zaman inanırım. Sanırım o her şeyi görüyor'' diyen
Daum, ''
Beşiktaş maçı son nokta olmayacak. Ali
Sami Yen de son nokta değildi, bu da öyle olmayacak.
Trabzonspor maçı son noktayı belirleyecek. İlk yarıda da aynı şey olmuştu'' diye konuştu.
İki takım arasında, geçmişteki istatistiklerin çok fazla önem taşımadığını anlatan Daum, derbi atmosferinin çok farklı olduğunu kaydederek, şöyle devam etti:
''Derbi maç çok farklı bir elektrikle başlar ve farklı bir enerji olur. Benim için son 10 maçta kim
kazanmış, kim kaybetmiş önemli değil. Maç o gün başlar derbilerde. Taktik olarak özellikle
Galatasaray maçı, sezonun en iyi per
formansıydı. Tüm heyecanı ve duygularını tek hedefe yönlendiren takım başarılı olur. 'Savaşın' diyerek, aşırı motive ederek bir yere varamazsınız. Takım halinde motivasyonla, inanarak hedefe varılabilir. Sadece taktikle de kazanamazsınız. Toplantıda sadece başarıları hazırlayabilirsiniz, taktiği gösterebilirsiniz, ama önemli olan, sahaya çıkacak
futbolcunun o günkü performansı.''
''FUTBOLCULAR ROBOT DEĞİL''
''Beşiktaş maçını oyuncular kazanacak'' diyen Alman
teknik adam, birçok konuda
futbolcularına yardımcı olabileceğini, Galatasaray derbisi öncesi bulundukları durumu, şimdi Beşiktaş'ın yaşadığını dile getirdi.
Daum, şunları kaydetti:
''Toplantılarda, ne yapacaklarını anlatabiliriz, ama onlar robot değil. Onları programlayamam, bilgisayar gibi program yükleyemem. Sonuçta, maç içinde
hakem bir karar veriyor, bir anda kafalarındaki düşünce değişebiliyor. Bambaşka şeyler ortaya çıkıyor. Beşiktaş, özellikle
şampiyonluk için son şansı olduğunu biliyor. Galatasaray maçına giderken bizim için de aynı durum söz konusuydu. Böyle bir ortamda biz kazandık. Bu avantajımızı korumak istiyoruz. Manisaspor maçında ilk yarı zor geçti. İkinci yarıda profesyonelce oynadık. Belki
kalp ilacı almamı gerektirecek kadar heyecanlandık. Kimse iki takımdan pozitif futbol beklemesin. Bu son haftalarda sonuç önemli.''
FORMULA 1 BENZETMESİ
Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli'nin, ligde son haftalarla ilgili kullandığı ''Arapsaçı'' ifadesi sorulunca, Daum, ''Haklı. Çok karışık bir durum. 27'nci, 28'inci haftadan sonra yeni bir sezon başladı gibi. Bu bir
Formula 1 yarışı gibidir. Son tura girdiğinizde, o ilk grup içinde, kovalayan lider grup içinde olmalısınız. Bir anda en öndeki aracın başına bir kaza gelir ve yarıştan çıkar, siz lider olursunuz. Lider olmak için ona yakın olmalısınız. Liderin, nefesinizi ensesinde hissetmesi gerekir'' şeklinde ifadeler kullandı.
''BİLİCA, BEŞİKTAŞ MAÇINDA OYNAYACAK''
Daum, sakatlığı nedeniyle Manisaspor karşısında forma giyemeyen
savunma oyuncusu
Bilica'nın, Beşiktaş'a karşı takımdaki yerini alacağını açıkladı.
Gökhan Gönül'ün ise perşembe veya cuma günü antrenmana çıkmasını beklediklerini ve buna göre karar vereceklerini kaydeden Alman çalıştırıcı, ''Bilica oynayacak. Gökhan'ın ise antrenman yapmasını bekliyoruz, ona göre karar vereceğiz, ama sadece Beşiktaş maçında oynayacak diye de risk almam'' dedi.
''TÜRKİYE, 2016'YI FAZLASIYLA HAKEDİYOR''
Christoph Daum,
Türkiye'nin, 2016
Avrupa Futbol Şampiyonası'nı düzenlemeyi fazlasıyla hak ettiğini ifade etti.
UEFA Heyeti'nin ziyaretlerinde yer alan Fenerbahçe Teknik Direktörü, kendisiyle
röportaj yapan dış basına, Türkiye ile ilgili yanlış bilinen şeyleri aktardığını, özellikle güvenlik konusunda endişe edilmemesi gerektiğini vurguladığını bildirdi.
Daum, güvenliğin nasıl sağlanacağı konusunda, ''Bu konuda
Güney Afrika'ya güveniyorsanız, Türkiye'ye yüz katı daha fazla güvenmeniz lazım. Ben bir sorun görmüyorum'' ifadeleri kullandığını anlatarak, ''Bu nedenle,
ülke olarak bu konuda iyi bir program hazırlamamız gerekiyor. Sonuçta, yetkili komisyonlar karar verecek. Bizim burada yaptığımız lobicilik'' dedi.
Daum'un, heyetin ziyaretiyle ilgili açıklamaları özetle şöyle:
''Türkiye ile ilgili hala yanlış bilinen şeyler var. Ben Türkiye'ye kendi özgür irademle geldiğim için, bu yanlış resmin doğrusunu anlatmak adına önemli bir ismim. Gerçeği göremeyenlere, doğru bir şekilde anlatmak gerekiyor. Türkiye, Avrupa'nın bir parçasıdır. Türkiye'nin sadece 'Her şey dahil' bir ülke olmadığını göstermemiz gerekiyor. Turistler hava alanlarına gelip, otele gidip geri dönüyorlar. Bunun böyle olmadığını göstermemiz lazım. Türkiye'nin, dünyanın en
genç nüfusuna sahip ülkelerden birisi olduğunu söyleyince çok şaşırıyorlar. Genç, büyüyen, gelişen bir ülke. O yüzden, bu ülke 2016'yı fazlasıyla hakediyor. Avrupa Birliği'ne Türkiye'nin de katılmasını istiyoruz. 2016'nın artık Türkiye'de düzenlenmesi gerektiğini söylüyorum.''
''27 YIL SONRA DÖNÜM NOKTASINA YAKLAŞTIĞIMIZ İÇİN MUTLUYUZ''
Christoph Daum,
Ziraat Türkiye Kupası'nda finale çıkmalarını ''27 yıl sonra dönüm noktasına yeniden yaklaştığımız için mutluyuz'' şeklindeki ifadelerle değerlendirdi.
''Öyle bir nokta gelecek, Fenerbahçe kupayı kazanacak. Neden bu yıl olmasın'' diyen Alman teknik adam, şöyle devam etti:
''Kariyerimde 20 kez
Bayern Münih ile oynadım. Sadece 2 kez berabere kaldım, 18'inde kaybettim. Köln çok şanslı olmayan bir takım. Denizlispor'un Fenerbahçe ile karşılaşması gibi. Köln ile son gittiğimizde, kimse bir şey beklemiyordu bizden. Maçtan önce, 'Bir gün kazanacağız' diyordum. İki takımın dengesine baktığınızda, 'Takımla Münih'e gideyim, ama kayak yapsam daha iyi olurdu' diye düşünebilirdim. Çevrede güzel dağlar var, ama kazandık. En zayıf takımla, 20 yıl sonra o gün kazandık. Bir dönüm noktası oluyor. Hiçbir şey sonsuza kadar devam etmez. Dönüm noktası da bu maç olacak. 27 yıl sonra bu dönüm noktasına yeniden yaklaştığımız için mutluyuz.''
Daum, Türkiye'de gazetecilerin, takımları, değerleri üzerinden değerlendirdiğini hatırlatarak, ''Eğer bu kadar basit olsaydı, değerli olan takım oynamadan kazanırdı. Futbola en çok yatırım yapan takımlardan
Chelsea, ilk yılında başarısız oldu. Yavaş yavaş bir yerlere geldi'' dedi.
''TAM ŞAMPİYON OLACAĞIZ DEDİĞİNİZ ANDA KAYBETME KORKUSU BAŞLAR''
Bursaspor ile ilgili bir soru üzerine,
şampiyonluk psikolojisine değinen Daum, şöyle konuştu:
''Öncelikle kabul etmeliyiz ki Bursaspor harika, fantastik bir performans ortaya koydu. Şampiyonluğa doğru gittiği zaman, takımın üzerinde büyük
baskı olur. Sezon içinde kolaydır, liderliği devam ettirirken 'En iyi takımız, her maçı kazanırız' dersiniz, ancak öyle bir duruma gelirsiniz ki sonunda tam 'Şampiyon olacağız galiba' dediğiniz anda onu kaybetme korkusu da başlar. Gerçek baskı işte orada başlar. Kaybetmek istemezsiniz. Liderliği ve şampiyon olma şansını kaybetmek istemezsiniz. Bu duruma alışmanız lazım. Çok iyi idare etmeniz lazım bu durumu. Tüm bunlara rağmen Bursaspor hala çok iyi durumda. Bundan sonraki sonuçlara hep beraber bakacağız.
Gençlerbirliği maçında iyi oynadılar, fakat kazanamadılar. Sıkıntılı bir durumdur bu. Kafanda bir şeyler dönmeye başlar, kendi kendini sorgularsın. Şampiyonluk için kafanın rahat olması lazım. Hem çok isteyen motive bir durum olmalı, bir yandan da rahat bir durum olmalı.''
''ATEŞE BİRKAÇ KEZ DOKUNDUKTAN SONRA DERİNİZ BİRAZ DAHA KALINLAŞIYOR''
Köln'ü çalıştırırken yaşadığı stres ile Fenerbahçe'yi çalıştırdığı dönemde yaşadığı stresin farkı sorulan Daum, görüşlerini şöyle açıkladı:
''Köln'ü ikinci ligden birinci lige çıkarırken inanılmaz baskı vardı. Belki de ikinci ligden birinci lige çıkmak, o şartlar altında birçok birinci lig şampiyonluğundan bile daha zordur, ama ben, daha önce Türkiye'de çalıştığım için bu duruma alışıktım. Tüm oyuncularım, herkes 'çok stresli' diyordu, ama ben kendimi çok iyi hissediyordum. Ateşe birkaç kez dokunduktan sonra deriniz biraz daha kalınlaşıyor.''
AA