Cim Bom mazisini mumla arıyor

Çok değil, daha 7 yıl önce Avrupa'da önüne geleni devirip, UEFA Kupası'na uzanmıştı Galatasaray. Arkasından gelen Süper Kupa, Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final ve bir sezon sonra bu kez son maçta kaçan çeyrek final şansı ise, Sarı-Kırmızılı takımın Avrupa'da yaşadığı son büyük zaferlerdi.

Cim Bom mazisini mumla arıyor

Cim-Bom'un Avrupa arenasındaki başarısı aynı zamanda Ay-Yıldızlı takıma da olumlu yansıyordu. Milli Takım'ın, 2000 Avrupa Şampiyonası'ndaki çeyrek final ile 2002 Dünya Kupası'ndaki 3.lüğünde aslan payı Sarı-Kırmızılı oyunculara aitti. Son 5 yıldır Galatasaray, Avrupa kupalarındaki başarılı geçmişini adeta mumla arıyor. Avrupa fatihi Sarı-Kırmızılılar, bu dönemde gruptan çıkmak bir tarafa daha ön elemelerde Avrupa kupalarına veda ediyor. Fatih Terim'in ikinci kez göreve geldiği 2002-03 sezonunda Şampiyonlar Ligi'nde gruptan çıkamayan Sarı-Kırmızılılar, bir sezon sonra ise grubunda 3. olarak UEFA Kupası'na katılabildi. Villarreal'e elenen Cim-Bom, son üç yılda ise adeta Avrupa arenasında kayboldu. Takım, Hagi döneminde Avrupa kupalarına katılamazken, Gerets yönetiminde ise UEFA Kupası ön eleme maçında Tromsö faciasına uğradı. Bir sezon sonra da bu kez Şampiyonlar Ligi'nde gruptan çıkamayarak, başarısızlıklarına bir yenisini daha ekledi. Kadro dışı olayı ahengi bozdu Bu sezon kadrosunu Lincoln, Linderoth ve Nonda gibi yıldızlarla güçlendiren Galatasaray, hem ligde hem de UEFA Kupası'nda başarılı olmayı hedefliyordu. Feldkamp yönetiminde sezona süper bir başlangıç yapan Sarı-Kırmızılılar, bir yandan şampiyonluğun en güçlü adayı olarak ilan edilirken, diğer yandan UEFA Kupası'nda zirveye aday gösteriliyordu. Ancak Beşiktaş maçında Hakan Şükür ve Lincoln'ün kadro dışı kalmasıyla başlayan süreçte işler tersine dönmeye başladı. Ligde üst üste puan kaybeden Galatasaray, UEFA Kupası'nda ise Bordeaux ve Helsingborg karşısında puan alamayarak gruptan çıkma şansını zora soktu. Sarı-Kırmızılılar, Panionios ve R.Wien maçlarını kazanması halinde bile gruptan çıkamama ihtimaliyle karşı karşıya kaldı. Son haftalarda gelen kötü sonuçların ardından Florya Tesisleri'nde kapalı kapılar ardında artık farklı düşünceler daha yüksek sesle dile getirilmeye başlandı. Herkes, Sarı-Kırmızılı takımdaki sevgi ortamının artık eskisi gibi olmadığını ifade ediyor. Özellikle yardımcı antrenör Ahmet Akcan'ın Sarı-Kırmızılı oyuncularla Feldkamp arasındaki iletişimi iyi kuramadığı belirtiliyor. Sezon başında Hasan Şaş ile kavga eden Ahmet Akcan, Hakan Şükür ve Lincoln olayını da Feldkamp'a rapor ederek adeta krizin fitilini ateşledi. Akcan bu olay üstüne futbolcular tarafından istenmeyen adam ilan edildi. Oyuncular arasındaki ücret adaletsizliği de futbolcuları etkiledi. Lincoln'ün yıllık 3 milyon Euro aldığı bir ortamda Arda Turan'ın 250 bin YTL'ye oynaması yıldız futbolcuyu olumsuz etkiledi. Yönetim Arda'yı kazanmak için ücretine zam yaparak yıllık 400 bin YTL'ye çıkardı! Sarı-Kırmızılı yöneticilerin bu tutumu başta Arda olmak üzere birçok futbolcuyu küstürdü. Adnan Polat ve Kalli'den futbolculara sert uyarı G.Saraylı futbolcuların, 3-2'lik Helsingborg mağlubiyeti sebebiyle önce G.Saray İkinci Başkanı Adnan Polat, ardından da Feldkamp tarafından sert şekilde uyarıldıkları öğrenildi. Feldkamp'ın idman öncesi düzenlediği toplantıya başladığı anda salona giren Polat, Alman teknik adamdan izin alarak, oyunculara kısa bir konuşma yaptı. Polat'ın, "Kimsenin Galatasaray'ı bu hallere düşürmeye hakkı yoktur. Bir an önce aklınızı başınıza alın. Eğer bu kadar zayıf bir gruptan ikinci tura yükselemezsek bunun faturasını hep birlikte çok ağır öderiz. Hepiniz çok kaliteli oyuncularsınız. Bir an önce kendinizi toparlayın ve Galatasaray'a yakışır bir futbol oynayın." dediği öğrenildi. Helsingborg maçından çıkarken el kol hareketi yapan Sabri'ye de kızan Polat'ın, "Bu takımın sahadaki patronu Feldkamp'tır. Sen iyi oynayabilirsin, kötü oynayabilirsin. Ama bunun kararını hoca verir. Sen ise bu karara saygı göstermek zorundasın. Oyundan çıkarken takımın motivasyonunu bozmaya hakkın yok." diyerek salondan ayrıldığı ifade edildi. Polat'tan sonra ise bu kez Feldkamp'ın, "Galatasaray büyük bir camia. Bu yüzden beklentiler de her zaman çok büyük olur. Biz de bu beklentilere en iyi cevabı vermek zorundayız. Bugüne kadar bütün kararları G.Saray'ın menfaatleri için aldık. Bu yüzden kimseye karşı bir kırgınlığım yok. Bir iki kötü sonuçta bizi kimse yıkamaz. Sizden bir an önce toparlanmanızı istiyorum. Grupta kalan iki maçımızı da kazanacağımıza inanıyorum. Yeter ki siz futbolun dışında da profesyonelce yaşayın ve sadece işinizi düşünün." uyarısında bulunduğu belirtildi. Sabri: Uzun yıllar G.Saray'a hizmet edeceğim G.Saraylı futbolcu Sabri Sarıoğlu, Helsingborg maçında oyundan alınmasının ardından stattan ayrılırken, "G.Saray benim için bitti." şeklinde bir ifade kullanmadığını söyledi. Sabri, ''Ben 10 yaşımdan beri G.Saray futbol takımına hizmet etmekte ve daha uzun yıllar da hizmet etmeyi arzulamaktayım. Stadı izinsiz terk ettiğimin iddia edilmesine de anlam verememekteyim. Maç sonrası izin alarak başka arkadaşlarımın da yaptığı gibi, stadı ailem ile beraber terk ettim." dedi. Larsson'dan ilginç galibiyet yorumu Helsingborg'un 36 yaşındaki başarılı golcüsü Henrik Larsson uefa.com'a verdiği demeçte İstanbul'da 3-2 kazandıkları maçla ilgili, "Hayvanlar gibi mücadele ettik." yorumunu yaptı. Karşılaşmada limitlerinin üstünde bir perfonmans sergilediklerini ifade eden ünlü golcü Larsson, "Bu galibiyetin önemini herkesin kavrayabilmesini dilerim. Oldukça zorlu bir deplasmana çıktık ve hayvanlar gibi oynadık." ifadesini kullandı. Hacı Hasdemir
<< Önceki Haber Cim Bom mazisini mumla arıyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER