1978 yılından beri kulübün başkanlığını yaptığını belirten
İlhan Cavcav, "Bu 29 senedeki zaman sarfında
Gençlerbirliği bir defa küme düştü, o da 1985-86
sezonunda. Ondan sonra yapılaşmaya başladı. Yapısıyla,
oyuncusuyla bugüne kadar Türk
futboluna başkan yetiştirdi,
futbolcu yetiştirdi, antrenör yetiştirdi. Bugün
Türkiye'de oynayan hangi
takıma bakarsan bak, kadrosunda mutlaka bir Gençlerbirliği futbolcusu var. Eğer bugün Gençlerbirliği
Futbol Takımı gibi diğer kulüplerimizde Türk futboluna bu kadar
emek vermiş olsalardı, herhalde onların da başlarında benim gibi 29 senedir kulübün başında duran başkanları olurdu. Dolayısıyla her takımın iyi veya kötü bir sezonu olabilir. Biz de uzun yıllardan sonra ilk defa kötüye doğru gidişe başladık.
Mesut Bakkal ile başlayan bir antrenörlük, arkasından gelen Fuat
Çapa, arkasından gelen Stumpf, arkasından gelen
Bülent Korkmaz. Geçen seneki kadromuzda da şu anki
futbolcular vardı. Geçen sene ligi 4. bitiren bu kadroya ne oldu da bu sezon bu takım 14 puanla 16. sırada yer aldı. Herkese üzüntü verdiği gibi bana da büyük hayal kırıklığı yaratıyor. En son
Sivasspor maçında bir takım 60 dakika 10 kişi oynar ve Gençlerbirliği gibi bir takım bu takıma bir gol atamaz. Ben burada Sivas'ın liderliğini canı gönülden kutluyorum. Sivas'ın başında hakikaten çok değerli bir
teknik direktör var. Dolayısıyla kulübün başında olan kulüp başkanı, özü sözü düzgün bir başkanımız. Anadolu'nun sesi olarak ligin ilk yarısını lider bitirdiği için Sivasspor'u
tebrik ediyorum. Gençlerbirliği'nin bu kadar kötü performans göstermesini de anlayamıyorum. Bunlar tabiki her takım için olabilir. Her hocanın kendine özgü bir stili var. Biz her 5 maçta bir antrenör değişikliği yaptık. Bu yüzden futbolcuları da fazla suçlayamıyorum. Bu hocaların stilini kendine uydurmaya çalışan futbolcuların gayreti maalesef ters tepti. Ligde yalnızca kötü durumda olan biz değiliz. Ligde 16-17-18 puanı olan bir takımla 13 puanlı bir ligde bu kadar bir fark olmadığı kanaatindeyim. Bizim bir diğer şanssızlığımız liglerin çok
erken başlaması" şeklinde konuştu.
"İlk devre için, bu 18 maç içerisinde 30 yıllık tecrübenizle hatalı olduğum diyebileceğiniz nokta var mı" şeklindeki soruya Cavcav, şu yanıtı verdi:
"Günah altında kürk olsa hiç kimse kabul etmez. Biz de insanız, biz de hata yapabiliriz. Hatamız belki fazla antrenör değişikliği, ama bunu ben sizin vasıtanızla kamuoyuna açıklıyorum. Ama tabiki bu
teknik direktörlerin de bu işte kabahati var. Mesut'u biz göndermedik. Mesut, kendi
istifa etti. Öbür taraftan gelen
Fuat Çapa iyi bir antrenör. Türkiye'den seçtiğimiz yardımcı antrenörler sayın Fuat Çapa'ya hiç yardımcı olmadılar. Stumpf diye bir arkadaşı getirdik. Bu adam Türk futbolunu bilen, başarıyla yıllarca top koşturmuş bir adam. Kendisi bana dedi ki, futbolcular kısaymış. Benim bir takım içerisinde 1.90 boyunda Stumpf gibi 11 tane adam bulma imkanım yok. Öyle bir imkanım olsa bile değiştirecek zamanım yok. Bu futbolcularla ancak bu neticeler alınır demesi üzerine de hocanın işine son verdik. Sonradan Bülent Korkmaz kardeşimizi getirdik. O da tabiki büyük gayret sarfediyor. Ama şu anda da takımın gidişatını iyi olarak söylemek mümkün değil. İnşallah bu kısa dönemde eksiklerimizi tamamlayıp, 2. devreye büyük bir moralle başlamaya çalışacağız. Nick'i ise hoca istemedi. Tabiki teknik direktörün arzusu içerisinde hareket etmek zorundayım. Kendisi zaten
Avustralya Milli Takımı'nın değerli bir oyuncusu. Bize büyük de maliyeti olan bir futbolcu, ama uyum sağlayamadı. Hoca da verim alamayınca,
yabancı kontenjanı olduğu için yollarımızı ayırdık. Arkasından Zoriç diye bir oyuncu aldık. Bunun da mukavelesini tek taraflı feshettik.
Petkoviç diye bir oyuncu aldık. Bu da hakikaten
Hırvatistan Milli Takımı'nın önemli bir futbolcusu. Fakat burada tabiki teknik direktörümüzün de bu futbolcularla daha uyum içerisinde olması lazım.
Kulüp başkanı olarak hocanın futbol anlayışına uymak mecburiyetindeyim. Bütün
transferlerimizi hocaların verdiği bilgiler doğrultusunda yaptık, ama bu hoca değil. Bir hocanın beğendiği bir futbolcuya diğer bir hoca aynı gözle bakmıyor. Bu da
doğal. Ben de bu 14 puanımızı teknik direktörlerimizi yakın zamanda değiştirmeye bağlıyorum. Ama inşallah ikinci devre bunları telafi ederiz."
Başkan Cavcav, takımdan gönderilecek futbolcularla ilgili, "Yapacağımız transferler, alacağımız oyuncular var. Zaten 1 Ocak'ta başlıyor transfer sezonu. Bu takım tabiki başarılı olmuş futbolcusunu satmak istemez. Biz de bugün maalesef bunun zorluğunu yaşıyoruz. Dün hocayla, genel menajer ile toplantı yaptık. Hocamızın da,
yönetimin de almış olduğu karar gereği 5 futbolcuyla yollarımız ayrılacak. Bunlar
kaleci Gökhan Tokgöz,
Tolga Doğantez,
Erkan Özbey, Tuna Üzümcü ve Sedat Yeşilkaya. Erkan'ın kulübe 5-6 sene emeği var, belki daha da fazla.Ama bu zor günlerde kaptanlara da çok iş düştü ve maalesef doğru düzgün kaptanlık yapamadılar. Hocanın elinde sihirli değnek yok ki. Bu isimleri takasta kullanacağız, olmazsa yollarımızı ayıracağız" ifadesini kullandı.
Gençlerbirliği Oftaşspor'dan Gençlerbirliği takımına takviye düşünmediklerini de açıklayan
İlhan Cavcav, "Şu an öyle bir şey düşünmüyoruz. Onların başkanlarıyla da konuştum, bırakacakları bir oyuncuları olmadığını ifade ettiler. Dolayısıyla bize şu oyuncuyu verin, bu oyuncuyu verin diye onların da düzenini bozmak istemiyoruz. OFTAŞ'ın da puanı 20. 14 puan ile 20 puan arasında o kadar büyük fark yok. O bakımdan bütün
takımlar kritik durumda. İkinci devre her takım için zor geçecek" dedi.
İlhan Cavcav,
hakemlerin ilk yarıdaki performanslarını ise şöyle değerlendirdi:
"Bir hakem düşünün ki her kesimde tenkit ediliyor. Bu çok büyük kulüplerimizin başkanları, yan hakemin
bayrak kaldırmayışını,
Federasyon başkanımıza yüklüyor. Hakemlere büyük hakaretler ediliyor. Bu şartlar altında Türkiye'de her kim hakemlik yapıyorsa alnından öperim. Bir hakem o anki gördüğü şeyde düdüğünü çaldığı zaman, bu karar senin lehine de olabilir, aleyhine de. Onlar da Allah'ın bir kulu. Hakem hata yapmaz diye bir şey yok. Hakemlerimizden birisi kasıtlı bir hareket yapıyorsa, böyle bir durum zaten meydana çıkar. Dolayısıyla ben ikinci devrede, bu hakemlerimize başta kulüp başkanlarından, antrenörlerden, futbolculardan bir ağabey olarak bu kadar büyük tepki vermemelerini, onları desteklemelerini istiyorum. Ayrıca bugün hakemlik yapmış köşe yazarlarımız var. Önceleri başarıyla hakemlik yapmış arkadaşlarımız, şimdi gazetelerde
köşe yazarı. Kendi arkadaşlarını tenkit ediyorlar. Futbol Disiplin Kurulu'nun bu arkadaşlara da ceza vermesi lazım. Sen beni tenkit etmek için mi oradasın? Bunları doğru bulmuyorum. 4-5 sene önce sen maçları yönetirken, hiç mi hata yapmadın? Son zamanlarda her önüne çıkan bir köşe yazarı, bir TV yorumcusu. Bunlar, futbolumuza katkı sağlamıyor, futbolumuzu günden güne geriye götürüyor."
Cavcav,
Avrupa'da yollarına devam eden
Fenerbahçe ve
Galatasaray'ın şanslarını ise şöyle değerlendirdi:
"Tabiki Fenerbahçe, Türkiye liglerinde geniş kadrosuyla çok iyi işler yaptı. Fenerbahçe Türkiye Cumhuriyeti'nin bir takımı. Bu ülkenin bir takımı. Dolayısıyla Avrupa'da Fenerbahçe oynadığı zaman göğsünde ay-
yıldız var. Ben Fenerbahçe'nin bu başarısını canı gönülden kutluyorum. Başta yönetim olmak üzere, sporcuları da canı gönülden tebrik ediyorum. İnşallah Türkiye'yi kupalar kazanarak daha iyi temsil ederler. Galatasaray'da Türkiye'de bir çok başarılar kazanmış bir takım. Bir
Hasan Şaş, bir
Hakan Şükür, şimdi de
Arda'ya ve Sabri'ye yükleniliyor. Bunlar hoş şeyler değil. Hakan Şükür gibi bir oyuncu keşke benim takımımda da olsa. Hasan Şaş gibi bir oyuncu keşke benim takımımda da olsa. Bunlar artık Galatasaray ile bütünleşmiş insanlar. Ama malesef köşe yazarlarımız bu insanları yere batırıp çıkarıyorlar. Ne elde ediyorlar acaba? Bunları da doğru bulmuyorum. Zamanında Ali
Sami Yen Stadı'nda
Belçika Milli Takımı ile oynuyorduk. Orta sahada oynayan bir oyuncuları vardı. Devre arasında o maçı seyrettim ve 4-0 kaybettik. Yanımda Belçikalı bir arkadaşım vardı. 6 numarayı transfer etmek istiyorum dedim. Maç bittikten sonra çocukla konuştum.
Çocuk, 36 yaşında olduğunu, ama futbolu Belçika'da bırakmak istediğini söylediği zaman o futbolcuya dedim ki sen gel bizde 4 sene daha oynarsın. Senin gibi bir futbolcuya ihtiyacımız var diye söyledim. Hakan'ın, Sabri'nin, Hasan'ın, Arda'nın Türk futboluna büyük hizmetleri var. Bu basının bir
vefa örneği gösterip, bu arkadaşlarımıza sahip çıkması lazım. Galatasaray bu sene çok
genç bir kadroyla oynuyor. Kalli'yi herkes eleştiriyor. Ben şahsen Kalli'yi eleştirmiyorum. Kalli genç oyuncuları Galatasaray'a kazandırmış vaziyette. Uğur diye birisi oynuyor şimdi Galatasaray'da. Nereden çıktı bu çocuk. Uğur'un esamesi yoktu. Bir Sabri nereden geldi. Bir Arda nereden geldi. Şimdi bir Serkan var, bir Barış var. Mehmet
Topal var. Bu yüzden yaştan değil de bu insanların fikirlerinden, düşüncelerinden, Galatasaray'ın istifade etmesi gerektiğini düşünüyorum."
İlhan Cavcav, 2008 yılında Türk futbolundan beklentilerini ise şöyle sıraladı:
"Tabiki takımımızın Avrupa Şampiyonası'na katılmasını canı gönülden tebrik ediyorum. Ne kadar son maçlarda sıkıntı çekmişsek de finallere kalmamız ülkemiz için onur verici bir olay. Başlarında çok tecrübeli bir teknik adamımız var. Ben inşallah Avrupa kupalarında da Milli Takımımız'ın mutlaka başarılı olacağına inanıyorum. Ben bu konuda bütünleşmemiz gerektiği kanaatindeyim."
DHA