Sao Paulo'da Aksiyon Dergisi'ne konuşan Lincoln, disiplinsiz olmadığını ifade ederek, "Her zaman G.Saray'la aramda olan sözlerimi tuttum." dedi. Galatasaray'da iki sezon forma giyen Brezilyalı yıldız Cassio Lincoln'ün Sarı-Kırmızılı takımdaki her hareketi olay olmuştu. Teknik Direktör Karl Heinz Feldkamp ve Bülent Korkmaz'la yıldızı bir türlü barışmazken Sarı-Kırmızılı yönetimle de sık sık sorunlar yaşamıştı. Disiplinsiz olduğu gerekçesiyle geçen yıl sözleşmesi fesh edilen Brezilyalı yıldız, sessiz sedasız ülkesine döndü ve Palmerias takımının formasını giymeye başladı. Yıldız futbolcu uzun süren sessizliğini Aksiyon Dergisi'nden Behram Kılıç'a bozdu. Palmeiras'lı Lincoln, Sao Paolo'da yapılan röportajda samimi açıklamalarda bulundu: Başkan Özhan Canaydın'ın vefat haberini duyduğunda neler hissettin? Duyunca çok üzüldüm. Çünkü kendisi benim için çok özel bir insandı. Bana her zaman oğlu gibi davrandı. Ben de onu babam gibi görürdüm. Huzur içinde yatsın. Taraftarların seni havaalanında bağrına bastığı anda neler hissettin? Çok etkileyiciydi. Hayatımın en güzel anlarından biriydi. Gelir gelmez o şekilde karşılanmak unutulmazdı. Feldkamp'la sezona iyi başlamana rağmen Beşiktaş maçı öncesi Hakan Şükür'le birlikte kadro dışı bırakılman seni nasıl etkiledi? Evet, dediğiniz gibi her şey -neredeyse Galatasaray'daki bütün zamanımda olduğu gibi- yolunda gidiyordu. Bu olay Feldkamp'ın anlayışsızlığından kaynaklandı. Ben ve Hakan her zaman profesyonelce davrandık. Bizi kadro dışı bırakması için hiçbir neden yoktu. 'G.Saray'a kanımı vermeye geldim' dedin. Verebileceklerini verdin mi? Ben G.Saray'a hayatımı verdim. G.Saray'a gitmeden önce Adnan Sezgin benim kulübün formasını giymek için ne kadar çalıştığımı biliyordu. O zamanlar beni satmak istemeyen Schalke 04 başkanı ile yaptığım kavgaya şahit olmuştu. Orada ben Schalke başkanına istese de istemese de her hâlükârda G.Saray'a gideceğimi söyledim. İlk sezonunda bitime 5 hafta kala Feldkamp'ın görevden ayrılmasına rağmen şampiyon oldunuz. O başarıda en büyük pay kimindi? Tabii ki futbolcuların. Feldkamp'ın katkıları vardı ama saha içinde bizim güçlü, kaliteli bir grubumuz vardı. Ki esas işi yapan da buydu. Skibbe ile harika bir Lincoln ve zevk veren bir takım vardı. O dönemdeki başarıyı getiren faktör neydi? Evet dediğiniz gibi harika bir dönem geçirdim. Ama bu arkadaşlarımın yardımları ile oldu. Mücadeleci bir takımımız vardı. Servet'in yönettiği iyi bir defans, Mehmet Topal'lı bir orta saha ve hücumda ben, Arda, Kewell ve Baros ile iyi bir takım oluşturuyorduk. Skibbe'nin işine son verilince senin performansın neden düştü? Skibbe'nin takımdan gönderilme tarzını hiç beğenmedim. Elinden geleni yapmaya çalışıyordu. Bülent Korkmaz'ın seni kadroya almamasından nasıl etkilendin? Hiç etkilenmedim. O hocaydı ve karar onundu. G.Saray'ın içinde ne isterse yapıyordu. Ben sadece bir çalışandım. Sence Lincoln disiplinsiz bir oyuncu muydu? Neden disiplinsiz kelimesi? Tatilden bir gün geç döndüğüm için mi? Bence bu bir insanı yargılamak için iyi bir tarz değil. Her zaman Galatasaray'la aramda olan sözlerimi tuttum ve tecrübelerimi paylaşmaya çalıştım. Kulüpte çalışan birçok insana da yardımcı oldum, bu benim için önemliydi. Kulüpte birçok arkadaşım oldu. Türkiye'deki yöneticilerinin davranışlarını değerlendirir misin? Biraz karmaşık. Çünkü çoğu Avrupa'da hiç çalışmamış. Ama şahsen Adnan Sezgin'i çok kabiliyetli buluyorum. Gerçekten futboldan anlıyor. Bununla birlikte Haldun (Üstünel)'un Almanya'da Hamburg'a karşı oynadığımız maçtan sonra alkollü, içki kokan bir hâlde soyunma odasına girip tartışması beni negatif etkileyen bir olaydır. Bu kabul edilemez bir şeydi. Hele hele Galatasaray gibi dünyanın büyük kulüplerinden birinde hiç kabul edilemez bir olaydı. G.Saray'dan ayrılmaya ne zaman karar verdin? Bazı şeyler oldu. Bazılarını biraz önce belirttim. Ama anlatamayacağım şeyler de var. Yeterli sanırım. Türkiye deneyimi sana neler öğretti? Çok şey öğrendim. Türkiye tecrübem çok iyi oldu. Hayatın ve profesyonelliğin bir başka yanını daha gördüm. Hayatımın sonuna kadar taşıyacağım bir kazanım oldu. En iyi anlaştığın oyuncu kimdi? Birçok arkadaşım oldu. Servet bunlardan birisidir. Tabii yemeğimizi yapan, sahayı temizleyen çalışanlar da vardı. Benim için mütevazı ve çok özel insanlardır. Sarı-Kırmızı taraftarlara neler söylemek istersin? G.Saray taraftarını tarif edecek kelimelerim yok. Oynadığım her kulüpte taraftarın bana sevgisi vardı. Ama G.Saray'daki farklıydı. Daha önce böylesini yaşamamıştım. Brezilya'da mutlu musun? Evet. Çok mutluyum. Burası benim ülkem; aileme ve arkadaşlarıma yakınım. Bir de oğlumun doğumundan dolayı da çok mutluyum, adı Lincoln. F.Bahçe ile oynanan derbi maçlar için neler söylemek istersin? Dünyanın en çok etkileyici ve duygu yoğunluğu çok olan maçlarından birisi. Belki teknik olarak değil ama rekabet açısından böyle diyebiliriz. Oynayanlar neden bahsettiğimi çok iyi bilir. Arda, Hakan Şükür, Hasan Şaş ile ilgili düşüncelerin nasıl? Hakan ve Hasan iki farklı kişi ama ikisinin de hedefi aynı: Her zaman kazanmak isterler. Galatasaray'ın en çok maç kazanan isimleriydiler. Arda bambaşka bir insan. Çok yetenekli; kendisinden beklenenler ile yıldız olmanın zorluklarını öğreniyordu. Her üçü de çok iyi insanlar ve çok iyi futbolculardı. Türkiye'yi özlüyor musun? Biraz. Orada bıraktığım arkadaşlarım ve Galatasaray taraftarı var. Hâlâ beni tribünlere çağırırken yaptıkları tezahüratı unutamıyorum. Yolun, tekrar Türkiye'ye düşer mi? Fırsatım vardı ama ben istemedim. Çünkü G.Saray'ın dışında bir kulüptü. Taraftarıyla ve orada yaşadığım güzel zamanlar hatırına hâlâ Galatasaray'la çok kuvvetli bir bağım var. Biraz nefes almak için zamana ihtiyacım vardı. Şimdi yeni bir davet gelirse seve seve düşünürüm. AKSİYON