Çarşı kime karşı ? - Fotogaleri

Turkcell Süper Lig'de yapılan maçta Beşiktaş, Gençlerbirliği OFTAŞ Spor'a, Schildenfeld'in büyük hatası sonrası yediği golle 1-0 mağlup oldu ve şampiyonluk yarışında büyük yara aldı.

Çarşı kime karşı ? - Fotogaleri

KAZIM KANAT: HOCA EFENDİ: ÇEK GİT (SABAH) Beşiktaşşampiyon yapmayacaklar tezimde artık ısrar etmiyorum. Beşiktaş'ı artık ikinci bile yapmayacaklar? Önce dışarıdakiler? Beşiktaş'taki tek güzel şey Aydın Karabulut'un yenilgiye isyan eden hırsıydı. Bravo genç Kartal! Beşiktaş'ın şampiyonluk hayali bu maçta bitti. Geçmiş olsun!... Beşiktaş şampiyonluğu kovalarken menajer Sinan Engin kalacaklar kovulacaklar listesini açıkladı. Bu, Beşiktaş'ı sabote etmektir. Aslında asıl gidecekler listesinde, daha dün "Bu Beşiktaş şampiyon olur", bugün de "Bu Beşiktaş'tan bir şey olmaz" diyen Bay Sinan Engin olmalı. Bay Başkan Demirören, Sinan Engin ve Ertuğrul Sağlam'ı al git! EMRAH KAYALIOĞLU: DELGADO'NUN YERİ (SABAH) Üst üste iki yenilginin ardından Sivas deplasmanında aldığı üç puanla hayata dönen Beşiktaş, İnönü Stadı'ndaki seyircisiz maçta Gençlerbirliği Oftaş'a yenildi ve ilk iki iddiasından büyük ölçüde uzaklaştı. Sağlam'ın Cisse ve Tello'nun yokluğunda Delgado'yu da kesmesi Oftaş gibi çok zor pozisyon veren bir takıma büyük bir kumardı. Serdar Özkan ve yorulana kadar da Aydın çok koşarak, çalışarak üretkenlik açığını kapamaya çalıştılar. İkinci yarının başında Oftaş'ın bunaldığı dakikalarda Gordon topu kaptırdı. Oftaş ilk uygun fırsatı Ali Bayraktar ile kullanamadı. Sonrasında Ali Tandoğan'ın gelişigüzel uzaklaştırdığı topla başkent ekibi akın tazeleme imkanı buldu ve Gordon'un ofsaytı bozduğu pozisyon Kadir'in bu sezonki ilk golü ile bitti. Sonrasında uzatmalarla yarım saati aşan sürede Beşiktaş'ın ne etkinliği ne de pozisyonu vardı. Delgado ile daha mı kötü oldu, bu tablo yorgunluğun eseri miydi, yoksa bu takımın potansiyeli mi bu kadar? Doğru yanıtı bulmak 4 haftada 9 puan kaybeden (Tamamı İstanbul'da!) Beşiktaş için çok önemli çünkü belki de gelecek sezonu kurtaracak. TURGAY DEMİR: MAZERET ÇOK (FOTOMAÇ) Sakat ve cezalı futbolcular arasında sıkışan Ertuğrul Sağlam, Toraman'ı ön liberoda, Serdar Özkan'ı da Delgado'nun yerinde kullanırken, taraftar baskısının olmadığı bu maçı Mehmet Yozgatlı'yı kazanmak için bir fırsat gibi gördü. Yozgatlı'nın böyle fırsatları değerlendirecek mecali olmadığını da biz gördük. OFTAŞ, puan mücadelesine çok daha iyi hazırlanmış ve organize olmuştu. Beşiktaş'ın kazanma azmi de yoktu, organize olma becerisi de. Bazen, seyirci baskısıyla kötü oynadıklarını söylüyor futbolcular, dün öyle bir mazeretleri de yoktu. "İddiamız azaldığı için motivasyonumuz bozuluyor" diyebilirler ama iddialı oldukları maçta da stresi kaldıramamaktan şikayet ettiklerini unutmasınlar. Sözün özü şu, mazeret çok, Beşiktaş'ta olması gereken ruh yok. Bu mazeretlerin arasına Kamil Abitoğlu'nun vermediği net penaltıyı da ekleyebiliriz. Tabii isterseniz... Ya da şöyle diyebiliriz... Sezon başından beri hangi hakem Beşiktaş'ın hakkını teslim etti ki Abitoğlu penaltıyı çalsın. Beşiktaş bu ligin şamaroğlanı! Vur ensesine al lokmasını. Hakemler de bu işi iyi yapıyar Maşallah! FATİH DOĞAN: OFF BEŞİKTAŞ (FOTOMAÇ) Beşiktaş'ta geçtiğimiz hafta başlatılan transfer politikasına değinmeden maça gelmeyeceğim. 4 yıldır kangrene yol açan ve milyonlarca doların uçup gitmesine vesile olan transfer politikasının yeni versiyonu vizyona girmeden iki kelam etmek istiyorum. 2x2=4 eder nasıl basit bir matematik hesabıysa, futbolda da sağlam bir takım iskeleti kurmanın gerekliği de o kadar basittir. Hakemlerin Beşiktaş'ı ezen, küçük düşüren hareketlerini yazmak sahada hiçbir şey yapmayan ruhsuz futbolcuları onurlandırmak olur. Bu yüzden bu konuya değinmeyeceğim. Sadece dün bile penaltıyı vermeyen hakemlerin bu 'garip' tutumlarının özünde Yıldırım Demirören yönetiminin izlediği zikzaklı politikalarının doğurduğu boşluğun sonucudur. Hakemler Beşiktaş'a düdük çalarken 1, F.Bahçe'ye çalarken 10 düşünmektedir. Beşiktaş dün ligi ve kendini bitirmiştir. Gün, sayın Yıldırım Demirören'in şapkasını önüne alıp düşünme ve karar verme günüdür. İLKER ATEŞ: BURAYA KADAR (FOTOMAÇ) İyi ki maç seyircisiz oynandı. Eğer Beşiktaş'ın o muhteşem seyircisi gelse ve bu maçı izlese, oynanan futbolu görünce her halde çıldırırdı. Hele de yenilen bir gol var ki, seyirci buna bizzat tanık olsa, sanırım işkence çeker, bağırır, çağırır ve bir ceza daha gelirdi. Beşiktaş'ın yediği bir gol var. Tıpkı diğer maçlarda olduğu gibi unutulmayacak, komik bir gol. Koskoca Beşiktaş'ın böyle bir gol yedikten sonra artık şampiyonluk sözünü asla seslendirmemesi gerekir. Çünkü bu futbolla şampiyonluk sözcükleri yan yana geldiği zaman Beşiktaş'a yakışmıyor. Ortada bir matematik hesabı vardı. Buna göre kalan maçlarda dalgalanmalara göre belki yine de bir fırsat doğabilirdi. Evet ikinci yarıda Beşiktaş'ın kaleyi yokladığı şutlar yok değildi. Hatta Nobre'nin bir metre önündeki boş kaleye atamadığı gol bile vardı. Bunun da ötesinde Serdar Özkan'ın iki OFTAŞ'lının makasına gelip paketlendiği bir penaltı var ki, hakem sadece seyretti. Burası Türkiye, hakem "Evet" demedikten sonra bunları görmeye alıştık. Seyircisiz doksan dakikada zaman zaman uyumamak için kendimi zor tuttum. Bu Beşiktaş'ın buralara kadar gelmiş olmasına bile şaşırdım kaldım. İSMAİL ER: SESSİZ ÇIĞLIK (HÜRRİYET) BAK sevgili hocam; olmuyor diyoruz, olmuyor. Beşiktaş'ın orta sahası bu malzeme ile tek adamla oynamaz. Savunmaya destek yanında hücum oyuncularına asisti ve servisi kim yapacak? Holosko bile görünmüyor. Hele, hele böyle Gençlerbirliği OFTAŞ gibi çabuk çıkan takımlara az adamla yakalanırsan gol yemen kaçınılmaz olur. Bu inadın altında yatan nedir? Yoksa stajyer öğrencilere verilen dersin süresi dolmadı mı... Bu kafa ile gidersen, bu inatta ısrar edersen Beşiktaş, İnter-Toto'ya bile zor katılır. Allah'tan geldiğin takım Kayserispor ile aradaki puan farkı çok da, Beşiktaş'ın dördüncülüğü garanti. OFTAŞ Teknik Direktörü Osman Özdemir, Beşiktaş'ı Sağlam'dan iyi çözmüş. Orta alan ve kanatlardaki zaafları çok iyi kullandırttı. Murat Kalkan, Serkan Atak, Giray gibi oyuncular neden milli takıma alınmazlar, ya da tavsiye edilmezler, büyük takımlarda oynamadıkları için mi? Sezon başında takım çalışırken antrenörlük kursuna giden Sağlam'ın takımı bu hale getireceğini düşünmedin mi? Sağlam, deneme yanılma sistemi ile bu işi öğrenecek olsaydı, öğrenirdi. Ben sezon başı ümidimi kesmiştim. Önümüzdeki yılın hesaplarını şimdiden yapmak lazım. KORKUT GÖZE: LİSTE CEBİMDE (HÜRRİYET) İNÖNÜ'de sessiz ve sakin bir geceydi. Ve bu gürültüsüz gece beni bir anda maçtan kopardı. Gözlerim önce boş tribünlerde dolaştı. Beşiktaş, birkaç çılgının cezasını çekiyordu. Ah, o uslanmayan tribünler... 7 yılda 9 kez seyircisiz oynamış Beşiktaş. Öfkesi diline-eline vurmuş. Ağzına geleni söylemiş, tuttuğunu sahaya fırlatmış. Eloğlu dinler mi? Zaten sana gıcık... Basmış cezayı. Al sana boş tribünler... Liste cebimde... Bakalım sezon sonunda yönetim veya teknik kadroyla ortak bir görüşte birleşebilecek miyiz? Beşiktaş bir gol yedi, evlere şenlik. Koca Beşiktaş'a böyle bir gol yemek hiç yakışır mı... Ve koca Beşiktaş golden önce ardı ardına bu denli basit pozisyon ve pas hataları yapabilir mi? Manzara feciydi. Ve bu tabloyu da gördükten sonra cebimdeki listeye bir-iki isim daha ekledim... MEHMET DEMİRKOL: TELAFİSİ ZOR (MİLLİYET) Beşiktaş orta sahası Aydın, Serdar Özkan, İbrahim Toraman ve Mehmet Yozgatlı'dan oluşuyordu. Ortanın ortasını Toraman'la, Serdar Özkan kaplıyordu. Bu kadar... Başka bir söze gerek yok aslında. Hele de özellikle ilk yarıdaki enerjik ve yılmaz Oftaş varken. Her topa 2-3 oyuncuyla, laf olsun diye değil gerçekten basarak, yapması muhtemel işleri sınırlı olan Beşiktaş pasör kadrosunu sıkıntıya soktular. Sivas maçında olduğu gibi erken goller de gelmeyince Beşiktaş'ın oyunu vasatta kaldı. Beşiktaş, bundan sonra Delgado ve Ali Tandoğan'ın oyuna girişiyle daha ideale yakın bir takıma dönüştü, ama bu da yetmedi. Kayıp, Fenerbahçe ve Galatasaray'ın kazanması halinde telafi edilmez bir kayıp. Kaybetseler bile zor durum ATİLLA GÖKÇE: ÇARŞI KİME KARŞI? (MİLLİYET) ...Ve lütfen Beşiktaş taraftarları da,o taraftarın liderliğini üstlenen Çarşı grubu da kendiyle bir hesaplaşsın, özeleştirisini yapsın. Kime karşı olduklarına bir karar versinler artık... Başkaldırı, isyan ve tepkide ne kadar haklı olurlarsa olsunlar, bu haklılığın ifadesinde, protestonun gösterilmesinde zeka ve zerafet gerekir. Aksi halde Beşiktaş'ı sadece ekrandan seyreder, kendi evinde yalnız bırakır ve takımınıza zarar verirsiniz. Destek ve yarar mı, yoksa küfür, ceza ve zarar mı ? Söyleyin bakalım, bu Çarşı kime karşı ? Dün bir kez daha gördük ki Beşiktaş zirvede biraz sendeleyince tüm iştahını, etkinliğini kaybediyor. Liderlik ve arkadaşlık sorunları takımın dirençsizliğinde açıkça görülüyor. Beşiktaş'ı Şampiyonlar Ligi statüsünden uzakta tutmak isteyen bir irade var mı, yok mu bilemem. Ama Beşiktaşlılar rakiplerini ya da karşıtlarını dışarıda aramasınlar. İçeride o kadar yanlışları var ki!
<< Önceki Haber Çarşı kime karşı ? - Fotogaleri Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER