Özhan Canaydın, D Spor kanalında bu
akşam yayınlanacak olan ''Bülent
Yüksel ile Yüz Yüze'' programına yaptığı ve ''www.radyo
spor.com'' internet sitesinde yer alan açıklamalarında,
başkanlık süresince çok cesaretli işler yapmadıklarını belirtirken, ''Zamanı geldiğinde görevi devredeceğim ve sonraki arkadaşıma bırakacağım mali tablo, net ve güzel olacak. Tabii ki hatalarım oldu, hata yapmamak için hiçbir icraat yapmamak lazım. Benim hesaplarımda daima bir oran vardır, her 10 icraatın 7'sini müsbet yapabilirsen, başarılısındır. Ben başarılıyım. Ben yapabildiğime inanıyorum'' dedi.
TOKI'nin
Galatasaray için
Seyrantepe'de yapacağı stadı 18 ayda tamamlayıp tamamlayamayacağı konusunda, ''
Türk müteahhitler Türkmenistan'da 30'ar bin kişilik
statları 8 ayda bitiriyor. Bugünkü teknolojiyle 52 bin kişilik stat 15-18 ayda biter'' derken,
Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın statlarının da devlete ait olduğuna dikkat çekerek, ''Ileride çıkacak
yasa sayesinde kulüpler bu statların sahibi olabilecek.
Mecidiyeköy ile Seyrantepe değer açısından kıyas kabul etmez deniyor. Ancak, Ali
Sami Yen Stadı'nın restorasyonu için 10 yıl geri ödemeli 100 milyon dolar daha borçlanıp
kredi kullansaydık daha iyi mi olacaktı. Seyrantepe dağbaşı değil. Herkes ne kadar doğru bir iş yaptığımızı ileride görecek'' ifadelerini kullandı.
''GERETS DE TAKDIR EDILECEK''
Teknik direktörleri
Erik Gerets'i , ''Çok düzün, dürüst bir insan'' olarak nitelendiren Canaydın, kulüp başkan yardımcısı Adnan
Polat'ın hiçbir zaman Gerets'le ilgili aşırı menfi düşünmediğini kaydederken, şöyle konuştu:
''Sözleşmesini uzatmadık, 'Niye uzatmadınız?' dediler. Sonra
sözleşmesini uzattık, 'Nasıl uzattınız?' diyorlar. Aramızdaki anlaşmamızda 'Ikinci olamazsak sözleşme fesih olur' diye bir madde yok. Inanıyorum ki o da zaman içinde takdir edilecek.''
''GALATASARAY'DA BAŞKAN ÖNEMLIDIR''
Özhan Canaydın, son
seçimi kazanmasında kulüp başkan yardımcılığını yürüten
Adnan Polat'ın önemli bir katkısı olduğu şeklindeki görüşler için de şunları söyledi:
''Galatasaray seçimleri çok enteresandır. Adnan'ın öyle bir katkısı olmuşsa teşekkür ederim ama başka seçimlerde Adnan karşı listelerdeydi. O zaman 'Acaba niye o liste kazanamadı?' diye düşünürüm. Demek ki, bir müşterek çalışmayla seçim kazanılıyor. Adnan Polat 2002 seçimlerinde Mehmet Cansun'un listesindeydi. O zaman ben Galatasaray tarihinin en büyük oyunu alarak seçildim. Galatasaray'da şahısların seçim kazandırma gücü yoktur, başkan önemlidir, bütün
sistem başkan üzerine kuruludur. Adnan iyi bir çalışma arkadaşımdır.''
Yönetim kurulundan geçtiğimiz günlerde
istifa etmesine karşın, bu istifası kabul edilmeyen Celal Gürcan ile yine Galatasaray Liseli olarak bilinen yöneticilerden Şükrü
Ergün ve Ali Gürsoy'un bazı rahatsızlıklarının bulunup bulunmadığı şeklindeki bir soru üzerine Özhan Canaydın, Galatasaray Lisesi'nin ''kalesi'' olarak değerlendirilmesine karşı çıkarak, şu ifadeleri kullandı:
''Özhan Canaydın'ın kalesi diye bir şey kabul etmiyorum. Özhan Canaydın, en büyük kalenin içinde zaten. O da Galatasaray Spor Kulübü kalesidir. Başka kaleye ihtiyacı yok. Daha önce de bir çok
yönetimde istifalar oldu, bu farklı bir durum değil. Yönetim kurullarında neden 5 yedek üye bulunuyor? Bu arkadaşlar da ayrılırsa, yerlerine yedekler gelir ama ayrılacaklarını tahmin etmiyorum.''
HALDUN ÜSTÜNEL SAVUNMASI
Galatasaray Kulübü Başkanı Özhan Canaydın, yönetim kurulunda yer alan
Haldun Üstünel'in, dönemin kulüp başkanı Faruk Süren'e
küfür ettiği gerekçesiyle
disiplin cezası alması isteminin
Mali Genel
Kurul'da görüşülmesiyle ilgili olarak şu ifadeleri kullandı:
''Büyüklerimden çok şey öğrendim, iyi bir öğrenciyim. Galatasaray Başkanı'nın saygınlığına çok dikkat eden biriyim. Mali Genel Kurul Toplantısı'nda son dakikaya kadar yerinden hiç kalkmayan biri vardı. Bugüne kadar kurullara hiç gelmezdi, oğlum Murat Canaydın. O maçta o grubun başkanımıza küfür etmesini hazmedememiş ve belki de hayatında ilk defa itiş-kakışın içine girmiş biridir Murat. Mali Genel Kurul'da aksi bir karar çıksaydı Haldun'la ilgili, babası olarak değil, Galatasaray Başkanı olarak emreder anlattırırdım. Murat'ın dürüstlüğüne, Galatasaraylılığına güveniyorum. Gerek Faruk Süren'e, gerek disiplin kuruluna gönderdiği mektupta, 'Küfür eden grubun içinde Üstünel kardeşler yoktu ama bana kimlerin olduğunu sormayın' demiştir. Bu kararla büyük bir yanlışlığı düzeltmiş olduk.''