Çocuk yaşta olmasına rağmen mahallede ve okulda bir 'hanımefendi' muamelesi görüyor. Adı 'Bayan Rocky'ye çıksa da o
efsane boksör
Muhammet Ali'ye hayran. Merve
Arslan'ın en büyük şansı,
babasının
boksör, annesinin ise boks
hakemi olması.
Ringler böyle boks maçı görmedi
Merve Arslan, 14 yaşında gelecek
vaat eden amatör kümede mücadele eden bir boksör. '
Kadından, kızdan da boksör olurmuymuş!' diyenlere inat, ringlerde
fırtına gibi esiyor! Çocuk yaşta olmasına rağmen mahallede okulda bir 'hanımefendi' muamelesi görüyor. Adı Karabük'te 'Bayan Rocky'ye çıksa da o efsane boksör
Muhammed Ali'ye hayran. "Boks sizce kadın
sporu mu?" sorusuna gülerek "Zekâ sporu aslında!" diyor. 14 yaşındaki bir kızdan bu cevabı duyunca şaşırmıyor değiliz aslında... Ama söyledikleri de hoşumuza gidiyor: "Boksta en önemli şey beyne hükmetmek. Sonra ise
teknik geliyor. Ben bu açıdan son derece şanslıyım; çünkü bizim evde boks yapmak
oyun oynamak gibi bir şey artık..." 'Anlaşılan evde antrenmanlar çok çetin geçiyor!' sözlerini ise babasına muzip bir bakışla ama hayatın içinden bir cümle ile cevaplıyor: "Ehh işte
yumruk yiye yiye yumruk atmayı da öğrendik sonunda..." Tabii hemen "
şaka şaka" diyerek durumunu kurtarıyor.
Merve Arslan'ın en büyük şansı babasının boksör, annesinin ise boks hakemi olması. Baba Baykan Arslan, uzun yıllar profesyonel sporcu olarak
Türkiye'yi uluslararası arenada temsil etmiş bir isim. 1999 yılında Hırvatistan'da düzenlenen ordular arası dünya boks şampiyonasında ülkemiz adına 60 kiloda çıktığı ringden sonra boksörlüğü bırakmış. Ama boksa profesyonel antrenör olarak Karabük'te devam ediyor. Onun da hayatı ilginç...
Baykan Arslan aslında bir polis. 2003'te Erzurum'da polis olarak görev yaptığı sırada, boks sporunun hiç yapılmadığı Karabük'e t
ayinini ister. Amacı burada boksu başlatmaktır. Karabük'e gelir gelmez, çocukların spor yapma imkânlarına ulaşamadığı ücra mahallelerdeki ve varoş semtlerdeki okulları gezip geleceğin boksör adaylarını toplar. Emniyet Müdürü Hulusi Çelik'in de desteğini alan Arslan, 60
gençle işe başlar. 8 ay gibi kısa bir sürede Türkiye şampiyonluğu gelir. Ardından 6 genç, milli takıma girmeyi başarır ve Arslan'ın milli antrenörlük kariyeri de böylece başlar.
Komşu kadınlar da antrenör oldu
Arslan sadece Karabüklü gençlerin hayatını değiştirmez;
ailesinin yaşamında da önemli açılımlara neden olur. Eşi Arzu Hanım ve kızı Merve de ister istemez Baykan Bey'in sıradışı hayatına ayak uydurur. Yurtiçinde ve yurtdışında düzenlenen turnuvalara katılan Arslan, bir ayın en az 20 gününü
kamp ve turnuvalarda geçirir. İlk zamanlar buna alışamayan aile, zamanla bu durumu kabullenir. Öyle ki artık bu
ayrılık zamanlarında Arzu Hanım ve kızı Merve'nin düşündükleri en önemli şey, Baykan Bey'den gelecek bir
zafer müjdesidir. Boks zamanla ailede
hobi değil, bir tutku halini alır. Babanın da desteğiyle
küçük Merve boksa başlar, anne Arzu Arslan ise hakemlik kurslarına katılır ve hakemlik lisansı alır. Artık Arslan ailesi yaşamlarını boksa göre şekillendirmeye başlamıştır.
Arzu Hanım ev işlerini ve komşu ziyaretlerini maçlar ve antrenmanlara göre ayarlarken, Merve'nin okulu dışındaki zamanları boksa göre tanzim edilir. Ailenin bu yaşantısındaki en önemli zamanlar ise annesinin, kızının dövüşeceği maça hakem olarak atandığı anlardır. Maç zamanı evden güle oynaya çıkan aile kimliklerini salonun girişinde bırakır. Baykan Bey, baba iken, ringde kızının antrenörü olur. Arzu Hanım ise artık anne değil hakemdir. Bu duruma öyle alışmış olacaklar ki, Arzu Hanım ringdekinin kızı olduğunu unuttuğunu söylüyor: "
Anne yüreğimi ringe sokmuyorum." Kendisinin hakemlik yaptığı ve kızının dövüldüğü bazı maçların da olduğunu söyleyen Arzu Hanım, 'Merve'yi ringden inince teselli ederim.' diyor.
Arslan ailesinin hareketli boks yaşamı çevresinde öyle etki bırakmış ki, Arzu Hanım'ın alt ve yan dairelerdeki komşuları da boks hakemi olmuş. Artık hanımlar komşu ziyaretlerinde boks konuşuyor, TV'de gelin-kaynana programları yerine boks maçları izliyorlar. Merve'nin okul arkadaşları da boksa başlamış. Boks merakı anne ve kızının çevresini sarar da babanınkini sarmaz mı? Tabii ki
polis memuru babanın etkisiyle,
emniyetteki memur arkadaşları çocuklarını iyi bir boksör olarak yetiştirmesi için Baykan Bey'e emanet etmiş. Yetiştirdiği boksörlerden
Fenerbahçe,
Beşiktaş gibi kulüplere
transfer olanlar var. Arslan bunun maddi imkânsızlıklardan kaynaklandığını, aslında bu transferlerin gurur verici olduğu halde, Karabük'ün kaybı olduğunu söylüyor. Kızını 2012
Londra Olimpiyatları'na hazırlayan Arslan,
olimpiyat oyunlarında
madalya alacak bir boksör yetiştirmek istiyor.