Faruk Süren, 1912
Karşıyaka Derneği tarafından düzenlenen "Yüzyıllık çınarların efsaneleri buluşuyor" başlıklı toplantıda yaptığı konuşmada, başarının korunduğu takdirde çok güzel bir şey olduğunu belirterek, başarıya ulaşmanın en önemli yolunun çalışmak olduğunu söyledi.
Süren, başarı için öncelikle iyi bir
yönetim kurulunun oluşturulması, daha sonra da iyi bir
teknik ekip ve sporcu kadrosunun kurulması gerektiğini belirterek, "Aynı zamanda bu ekiplerin size güvenmesi ve hepsinin ahenk içinde olması lazım. Ahengi sağladığınız zaman başarı yavaş yavaş gelebiliyor" diye konuştu.
TEKNİK DİREKTÖR RİJKAARD
Katılımcıların sorularını da yanıtlayan Faruk Süren, "Şu anda başkan olsaydınız,
teknik direktör tercihiniz kim olurdu" şeklindeki bir soruya, mevcut teknik direktör Frank
Rijkaard’ın aslında kötü olmadığını belirterek, şu karşılığı verdi: "Rijkaard,
genç neslin isim yapmış bir hocası. Ancak teknik direktörün iyi motive olması için yukarıdakilerin homojen yönetim göstermesi lazım. Tenkit olacak, ama yönetimdeki aksaklıklardan dolayı teknik direktör konuşuluyor. Eğer ben göreve devam etseydim, tercihim beraber muvaffak olduğumuz Fatih
Terim olurdu. İyi bir ekip oluşturmuştuk."
Fatih Terim ile çalışmanın pek kolay olmadığını kabul eden Süren, "Ama biliyorsunuz at
yarışında da uysal atlar yarış kazanmaz. Dolayısıyla Fatih Terim de son derece iddialı, hırslı, başarıya odaklı, başarısızlığı hazmedemeyen, çabuk sinirlenen, çabuk sinirlendiği gibi çabuk sakinleşen, son derece çalışkan çok hırslı bir arkadaşımız. Kolay bir insan değil, ama başarılı insanların çoğu kolay değil" diye konuştu.
BU SEZONKİ DERECELER
Süren,
sezon ortasında söylediği gibi
Galatasaray’ın bu sezon başarısızlığındaki nedenin strateji noksanlığı olduğunu belirterek, "Futbol takımının kuruluş şekli yanlış planlanmıştı. Basketbolda yaşanan felaketten bahsetmiyorum. İyi oyuncular alındı belki, ama takıma göre değil. Transferler günlük gündemleri değiştirmek için yapılmıştır. Ya üçüncü olacağız ya da dördüncü olacağız. Geçen seneye göre iyi, çünkü geçen sene 5. bitirdik. Pozitif bakmak lazım" dedi.
UEFA KUPASI
Faruk Süren, UEFA Kupası’nın kazanılmasının ardından bunun ticari nemasını elde edemedikleri yönünde birtakım konuşmalar yapıldığını belirterek,
kupanın kazanıldığı an bunun doğrudan paraya dönüşmediğini söyledi.
Kupa ile takımın itibarının arttığını kaydeden Süren, sözlerini şöyle sürdürdü: "Böylelikle size bir ilgi duyuluyor. O ilgiyi paraya çevirmek gerekiyor. Bu da
forma satışı, televizyon yayın hakları gelirlerindeki artışla olabilir. Bunu endüstriyel olarak devam ettirmek, sonraki yıllarda olabilir. Bu belki yapılmadı. Bu forma reklamları, başka ürünlerle olabilirdi. Ancak takımı da o seviyede tutmanız lazım. Onu yapmadığınız zaman unutuluyorsunuz. 10 yıl oldu, bizim kupa
antika oldu. Arkadaşlarla konuşuyoruz, artık
kutlama yapmayalım mı diye.
Yemek yeyip geçelim diyoruz. 10 yıl oldu, biz hala onu konuşuyoruz. Ancak ben Galatasaray başta olmak üzere başka Türk takımlarının
final oynayıp, kupayı kazanmasını isterdim. Evet biz bunu camia olarak, doğru dürüst değerlendiremedik. Bu, bizim camiamızdan, toplumumuzdan kaynaklanan bir şey.
Başarıyı paylaşmayı sevmiyoruz, üzüntüyü paylaşıyoruz. Süreci daha iyi değerlendirebilirdik."
Bir daha başkan olmayı düşünmediğini ifade eden Süren, "Benden daha gençlerin bu işe talip olması lazım" dedi. Süren, 2001’den sonra göreve devam etmeleri durumunda, "Sportif başarı anlamında
Şampiyonlar Ligi şampiyonu olurduk. UEFA Kupası’ndan sonra ertesi sene olmazdık belki. UEFA Kupası’nı dört yılda kazanmıştık. İdari anlamda da profesyonel idareyi gerçek anlamda tesis etmiş olurduk" dedi.
ÜÇ BÜYÜK CAMİA
Üç büyük camianın aralarında çok büyük bir fark olmadığını ifade eden Süren, şunları kaydetti: "Renge olan tutkudan dolayı farkımız var. Galatasaray ve Fenerbahçe’de sarı
renk var, bir tek farklı
Beşiktaş,
siyah beyaz. Aralarında bir fark göremiyorum. Bizler sporla gençlerin iyi yetişmesine olanak sağlamaya çalışıyoruz. Bu seviyeyi tutmak lazım. Tribünlerde yaşanan olaylardan bahsetmek istemiyorum. Bu da eğitim meselesi. Yöneticiler tribünlerde gerekli önlemleri almalıdır."