Orta sahada oynayan Başkan Aziz
Yıldırım'ın, çok iyi
penaltı atan, plase yapan bir
oyuncu olduğunu belirten
arkadaşları,
Fenerbahçe'ye başkan olacağını o zamanlardan söylediğini ifade ettiler.
Haftalık haber dergisi Aksiyon'a konuşan Fenerbahçe başkanı
Aziz Yıldırım'ın eski
takım arkadaşları, o yılları ve Aziz Yıldırım'ın bilinmeyen yönlerini anlattılar. Aziz Yıldırım, Fenerbahçe'yi 10 yıl gibi kısa bir zamanda
Türkiye şartlarının çok ilerisine taşımayı başardı. Yıldırım,
Düzce amatör küme takımlarından
Hamidiyespor'da 3 yıl
futbol oynadı. Başkan Yıldırım, 1972'de kurulan Hamidiyespor'un
formasını 1 yılı lisanslı olmak üzere 3 yıl giydi. Diyarbakırlı bir
baba ile Düzceli bir annenin oğlu olarak 1952'de dünyaya gelen Aziz Yıldırım
ortaokulu Düzce'de okudu.
Liseyi Düzce Lisesi'nde bitirdi. Lise futbol takımında da futbol oynayan Aziz Yıldırım daha sonra o zamanlar Düzce'nin en popüler amatör takımlarından Hamidiyespor'a geçti. O dönem Aziz Yıldırım'la birlikte futbol oynayan Hamidiyeli oyuncular Aziz Yıldırım'ın Hamidiyespor macerasını şöyle anlattı.
Yıldırım'ın arkadaşlarıyla Hamidiye Mahallesi sakinlerinin takıldığı Hasan'ın Kahvesi'nde yapılan röportaja Yıldırım'ın arkadaşlarından biri olan Hasan Bey başlangıçta pek sıcak karşılamayarak, "Aziz Yıldırım ile ilgili ne konuşacaksınız?" diye soruyor. Sanki Aziz Başkan'dan çekiniyor gibi. Ona çekinilecek bir şey olmadığını anlatıyoruz. Sonra bize çayları getiriyor. Önce Aziz Yıldırım'ın takım arkadaşlarından Hikmet giriyor kahveye. Öfkeş Hikmet. Sonra İrfan Bey katılıyor aramıza. Derken Hamidiyespor'un eski başkanlarından Aziz Yıldırım'ın ortaokul arkadaşı Çetin Tank muhabbete iştirak ediyor. O gün Düzce'ye arkadaşlarıyla buluşmaya gelen
kaptan Mustafa da yuvarlak masaya neşe getiriyor.
1974 yılına ait; Mansur,
Muhsin, İrfan,
Nejat,
kaleci Güner, Hikmet, Caner, Enver, Özgür, İskender, Aziz, Adnan, Nuri, Turan'lı Hamidiyespor'un kadrosu hâlâ eksik. O zamanki kadrodan İskender'in bir
trafik kazasında hayatını kaybettiğini öğreniyoruz. Enver'in arası Aziz Yıldırım'la açık. "O bu toplantıya iştirak etmez" diyorlar bize. Horoz Nuri sanayide çaycı. Ona kolay ulaşırız. Aziz Yıldırım'ın takımdaki en iyi arkadaşlarından Caner, şehrin diğer yakasında manavlık yapıyor. Ona da ulaşmak kolay. Ancak diğerleri için aynı şey söz konusu değil. Bazıları Düzce'den göçmüş. Bazıları Hendek'te, bazıları Ereğli'de oturuyor. Olsun, Aziz Yıldırım'ın bu kadar arkadaşı da bizim için kâfidir diyoruz.
- BİR GÜN FENER'E BAŞKAN OLACAĞIM -
Hikmet, İrfan, başkan Çetin ve kaptan Mustafa'yla koyu bir sohbet başlıyor. Önce aralarındaki hatıraları anlatıyorlar. Sonra söz Aziz Yıldırım'a geliyor. Sözü ilk önce 53 yaşındaki İrfan Bey alıyor. İrfan Bey takımın stoperiydi. Şok bir iddia atıyor ortaya: "Aziz Başkan o yıllar söylerdi. Bir gün F.
Bahçe'ye başkan olacağım" diye. Diğer arkadaşları onun bu sözünü tasdik etmiyor. Beşiktaşlı Öfkeş Hikmet atılıyor. "Ben hiç duymadım. Aslında onunla o yıllar
F.Bahçe üzerine çok konuşmazdık da" diyor. Sebebini de Aziz Yıldırım'ın
Kültür Mahallesi'nde oturmasına bağlıyor. "O, Kültür Mahallesi'nde otururdu. Biz ise Hamidiye'nin çocuklarıydık. Maç ve
antrenman günlerinde buluşurduk. Bunun dışında onunla pek bir araya gelmezdik. Aziz Bey daha çok Enver ve Caner'le iyi arkadaştı."
İrfan Bey ise Aziz Yıldırım'la yazları bugünkü
Atatürk Parkı'nın bahçesinde de çok top oynadığını dile getiriyor. Hatta Aziz Yıldırım eşiyle bu bahçede top oynarken tanışmış. "Bir gün top Aziz Bey'in eşinin oturduğu evin bahçesine kaçtı. Aziz Bey de topu almaya gidince eşiyle orada karşılaştı. Ondan sonra da peşini bırakmadı." Öğrendiğimiz kadarıyla bayağı bir uğraş veriyor Aziz Yıldırım, müstakbel eşinin gönlüne girmek için.
Peki sahada nasıl bir oyuncuydu Aziz Yıldırım? "8 numaralı formayı giyerdi. Çok inatçıydı. Hırslıydı. Dediği dedikti. Bir şeyi kafasına koyarsa, yapardı" diyor İrfan Bey. Takım arkadaşları Aziz Yıldırım'ın orta sahada oynadığını söylüyorlar. Öfkeş Hikmet tekrar sözü alıyor. O yıllardaki Türk filmlerinden birinde Öfkeş karakterli bir oyuncudan geliyor lakabı. Biz Aziz Yıldırım ile ilgili hatıra beklerken o kendisiyle ilgili bir anekdot anlatıyor: "Ben o takımda sağ bek oynardım. İstanbul'dan istediler gitmedik. Sonra
Kütahya Linyit istedi.
Kulüp 50 bin lira
bonservis koydu. Ağladım, başkana gönder beni diye yalvardım. Ama başkan göndermedi. Eğer gitseydim futboldan iyi paralar kazanabilirdim".
Kaptan Mustafa Düzce amatör futbolunda hatırı sayılır bir şöhrete sahip. O dönemin bütün oyuncuları kendisine saygıda kusur etmiyor. Kendisi Aziz Yıldırım'dan 5 yaş büyük. O diğerlerinden farklı olarak Aziz Yıldırım ile sadece bir maç oynadığını anlatıyor: "Yanlış hatırlamıyorsam kaymakamlık turnuvası maçıydı. Aziz Bey, orta sahada oynuyordu. İyi pas dağıtıyordu. Ama o maçı 1-0 kaybettik. Üstelik 2 penaltı kazandık. İkisini de atamadık."
Hamidiyespor'da Aziz Yıldrırım'ın başkanlığını Fahri Çoşkuner yapmış. Fahri Bey hayatta değil. Aziz Bey'i Sunat ve Şamil hocalar çalıştırmış. Sunat hoca da Hakk'ın rahmetine kavuştu. Yıldırım'ın okul arkadaşı Çetin Tank, Aziz Yıldırım'ın çok inatçı bir kişiliğe sahip olduğunu söylüyor. "Çok hırslı bir çocuktu. Azimliydi, kafasına koyduğunu yapardı". İrfan Bey de Çetin Bey'i tasdik ediyor: "Dediğim dedikti. İstediğini koparan birisiydi. Orta saha oynardı. Çok
teknikti. Hiç acemi gibi oynamazdı. Futboldan iyi anlardı."
- KULÜBE YARDIM İSTEYEN OLMADI -
Hamidiyespor'un bugünkü hâli içler açısı. Aziz Bey takıma
yardım ediyor muydu? Burada da Çetin Tank devreye giriyor. "Aslında yardım ediyor veya etmiyor diyemeyiz. Çünkü kendisinden yardım talep eden olmuyor. Takım şu an amatör kümede sondan 2. sırada. Belki de düşecek. Birileri Aziz Bey'in kapısını çalsa, o bizi boş çevirmez ki." Yıldırım'ın Düzcespor'a katkısı ise büyük. Zafer Göncüler'in takımın teknik direktörlüğüne getirilmesinde onun rolü varmış. Üstelik hatırı sayılır oyuncu transferi için de kulübe maddi katkıda bulunmuş.
Başlangıçta sohbete pek katılmak istemeyen kahveci Hasan, sonradan muhabbete iştirak ediyor. Aziz Yıldırım'ın yaşça kendisinden büyük olduğunu dile getirdikten sonra, "Aziz abiyle oynadığı dönem samimiyetimiz olmadı. Ama daha sonra bizim işyerimize sık sık geldiği oldu." Hasan Bey, Düzce depreminden maddi manevi büyük yara alanlardan biri. İşyerlerinin depremle yerle bir olduğunu anlatıyor. Ardından konuyu tekrar Aziz Yıldırım'a getiriyor: "Daha geçen gece saat 11'de Düzce'ye geldi. Siyah cipiyle. Hiç öyle F.Bahçe Başkanı havası yoktur onun. Muhabbetini yapar, sonra tekrar İstanbul'a
döner."
Yaklaşık bir saat sonra kahveden ayrılıyoruz. Futbolcularla birlikte sanayiye, Horoz lakaplı Nuri'nin yanına gidiyoruz. Nuri Bey bir anda eski takım arkadaşlarını görünce şaşırıyor. Ona konuyu anlatınca gözleri eski günlere kayıp gidiyor: "Bizim o zamanlar
otel vardı. Aziz Bey, bizim otele çok sık gelirdi. Sahada ise ayağına hâkim bir oyuncuydu. Çok güzel plase vuruşları vardı. İyi penaltı atardı."
- SOĞUĞU, SOKAĞA ÇIKMA YASAĞINI DİNLEMEDİ -
Şimdi Nuri Bey'i de aramıza alıp takımın forvet oyuncularından ve Aziz Yıldırım'ın en iyi arkadaşlarından Caner'in manav dükkanına doğru uzanıyoruz. Caner Bey de eski takım arkadaşlarının topluca dükkanına gelmeleri karşısında hayretini gizleyemiyor. Birbirlerine sarılıyorlar. Aralarında şu muhabbet de geçiyor: "Ya Aziz Bey'in yanına gitsek, bizi tanır mı?" Bu sorunun cevabı meçhul; ancak Aziz Yıldırım ile arası bugün bile çok iyi olan Caner Bey başından geçen bir hadiseyi anlatıyor: "Bundan sekiz sene önceydi. Benim iki çocuğum var. İkisi de top oynuyor. Bir gün Aziz Bey aradı. Senin çocuklar diş fırçaları dahil her şeylerini alsınlar ve bizim altyapıya
kayıt için İstanbul'a gelsinler. Ben apar topar çocuklarla İstanbul'a gittim. İkisi de seçmelerde beğenildi. Hatta oğlanlardan biri o gün 2 gol attı. Onları İstanbul'a bırakıp döndüm. Aradan 15 gün geçti. Çocuklar altyapı hocası tarafından geri gönderildi. Ben bunu Aziz Bey'e söylemedim. Daha sonra Cemil Turan beni aradı. 'Ya senin çocuklar geri gönderildi. Aziz Bey, Caner bize niye haber vermedi diye çok kızdı' dedi. Ben 'Öyle şey olur mu?' dedim. Cemil Bey, 'Seni birkaç gün sonra arayacağım' dedi. 8 sene geçti. Hâlâ arayacak!"
Futbol oynadıkları yıllarda Yıldırım ile çok iyi arkadaş olan Caner Bey'in Başkan'la ilgili anıları hâliyle diğerlerinden hayli fazla. İşte bir başka anısı: "İkimizi de
Bolu karmasına seçtiler. Çankırı'da turnuvaya gideceğiz. Cumartesi Bolu'ya gitmemiz gerekiyor. Ama o gün hava öyle
soğuk ki. Ertesi gün de nüfus sayımından dolayı,
sokağa çıkma yasağı var. Aziz Bey'e dedim ki ben kampa katılmıyorum. O da, 'Valla çok soğuk ben de bugün gidemem, herhalde' dedi. Ama futbolu çok seviyordu. Pazar günü sokağa çıkma yasağı olduğu için o gün bir kamyonun arkasına atladı ve o soğukta kampa katıldı."
Caner Bey, o takımdan birçok oyuncunun bugün birinci ligde rahatlıkla oynayabileceğini iddia ediyor. Diğer arkadaşları da onu tasdik ediyor. İrfan Bey, giydikleri ayakkabıların altındaki çivilerin ayaklarına nasıl battığını anlatıyor. Hikmet Bey, çamurlu sahada oynamanın zorluğunu, Nuri Bey ise 500 gram ağırlığındaki topun nasıl bir kiloya ulaştığını dile getiriyor. Caner Bey'in de Aziz Yıldırım'ın sahadaki performansıyla ilgili söyleyecekleri vardı: "Aziz Bey, bugün 1.Lig'de rahatlıkla oynayabilecek kapasitede bir oyuncuydu. Dediğim gibi o takımdan birçok isim bugün 1.Lig'de forma giyebilirdi. Düşünün o günün şartlarında formamız bile atletlerden yapılıyordu."
CİHAN