Slaven Bilic: Başlamak için sabırsızlanıyorum
Bu harika ülkeye geldiğim için, Beşiktaş gibi büyük bir kulüpte çalışma imkanı bulduğum için çok mutluyum. Bundan onur duyuyorum. Bir an önce çalışma evresine geçmek için sabırsızlanıyorum. Taraftarlarımıza şunu vadediyorum. Elimizden gelenlerin en iyisini yaparak, bir mücadeleye gideceğiz. Taraftarımızın mutlu olabilmesi için elimizden gelenleri ortaya koyacağız.
Belki söylememe bile gerek yok. Beşiktaş taraftarları sadece Türkiye'de değil, Hırvatistan, İtalya, Yunanistan, İngiltere ve Avrupa'da tanınan bir taraftar profili. Bu müthiş bir enerji demek. Beşiktaş taraftarı Avrupa’da da oldukça popüler. Çok büyük bir enerjileri var. Benim yetiştiğim kulüp Hajduk Split’in taraftar potansiyeli de Beşiktaş taraftarıyla oldukça benzer. Onlar da tutkulu ve ateşliysuldu. Ben de benzer bir gelenekten geliyorum. İstiyorum ki, onlar takımı zafere taşıyan sürükleyici bir güç olsunlar bizim için.
Lokomotiv'de kötü geçen sezonun bütün sorumluluğunu alıyorum. Ben orada daha uzun süre geçirip başarılı olmak isterdim. Buradaki yeni tecrübeye büyük bir heyecanla giriyorum. Kendimi büyük bir mücadelenin içine atarak burayı tercih ettim. Yarınki antrenmanlara başlamak için, buradaki ilk maçıma çıkmak için sabırsızlanıyorum. Görevime de bu özgüvenle başlıyorum.
Almanya'da oyunculuğum dönemde buraya birkaç kez gidip geldim. 2008'deki o olağanüstü maçta Türkiye'ye karşıydım. Dramatik şekilde kaybetmiştik. Kasım 2011'deki lay-off maçlarının hazırlığını yaparken, Türkiye'nin maçlarını seyrederken oradaki ambiyans, taraftar davranışları bende gerçekten büyük bir etki yarattı. Doğrusunu söylemek gerekirse, Türkiye'ye aşık oldum. Bunun sebebi nedir buna tam olarak yanıt veremiyorum. YAkın çevrem, benim için önceliğin İngiltre olacağını söylerlerdi. Ama Türkiye benim için İngiltere'den daha öncelikli bir yerde.
İster Bay Terim diyeyim, İster Fatih diyeyim. Bizim kendisiyle çok iyi dostluğumuz var. Bir kaç kez çeşitli seminerlerde bir araya gelip kahve içmişliğimiz var. Kendisi bir efsane statüsünde. Bir Türk hoca olarak italya'da kendini kanıtlama biçimine sonsuz saygım var. Onunla ilgili tüm hissiyatlarım olumlu. Ama tabii ki aramızda bir rekabet var.
"Beşiktaş için Prosinecki ile bir mücadelem olmadı"
Robert Prosinecki ile ilgili sorudan başlayayım. O benim çok yakın bir arkadaşım. Hırvatistan Milli takımı’ndan arkadaşım. Beş sene birlikte çalıştık. Daima iyi ilişkilerimiz oldu. Daha sonra kendisi benim ekibimden ayrılarak kendi yolunda yürümeyi tercih etti. O hocalık kariyerine başladıktan sonra da ben daima onun için en güzelini temenni etim. Teklif meselesine gelince. Prosinecki’nin Beşiktaş’la irtibatlandırıldığı dönemde ben Rusya’daydım. O zaman yaptığımız görüşmelerde kendisine de söyledim. Onun adına böyle bir şey gerçekleşirse onun adına çok sevineceğimi söyledim. Ardından o bir anlaşma yolu bulamadı ve kendi kulübünde kaldı. Kendi kulübünde yaptıkları da oldukça başarılı. Ondan ötürü de çok memnunum. Ben, onunla irtibat kesildikten sonra Beşiktaş ile görüşmelere başladım. Dolayısıyla biz bir pozisyon için asla mücadele etmedik. Bir husumet asla olmadı. O Kayserispor’u çalıştırmaya başladıktan sonra burasıyla ilgili ondan daha yoğun bilgi almaya başladım. Onun fikirleri benim için çok kıymetli. Marijan Mrmic konusuna gelirsek. O benim çok uzun yıllar dostluk içinde olduğum biri. Hırvatistan Milli Takımı’nda yakın çalıştığım bir arkadaşım. Hırvatistan Futbol Federasyonu bünyesinde kaleci yetiştirme konusunda bütün yaş grupları ona bağlı. Onu şu an için buraya getirmem mümkün olamazdı. Bütün Hırvatistan’ı buraya getiremeyiz. Burada oluşturduğum ekipten memnunum.
UEFA'nın kararıyla ilgili düşünceleri
Yazık tabii. Karar böyle kalır mı bilmiyorum. Ama karar böyle kalırsa, sahada verilen bir emeği bu şekilde kaybetmek bizim ve taraftarlarımız için yazık.
Hugo Almeida ve Fernandes konusunda şunu söyleyebilirim. Almeida, Almanya'da oynadığı dönemden beri tanıdığım bir oyuncu. Büyük ve kaliteli bir oyuncu. Manuel Fernandes, Everton ve Valencia'da oynamış olan dünya klasında bir oyuncu. Bununla ilgili hiçbir şüphe ve tereddüt yok.