12 günlük
tatilin ardından
sezonun ikinci yarısının
hazırlıklarına 3 Ocak'ta İstanbul'da başlayan, 4 Ocak'ta 1 hafta sürecek
kamp için
Antalya'ya giden
Beşiktaş son derece yararlı bir hazırlık dönemi geçirdi. Süper Lig'de lider
Trabzonspor ile14 puanlık fark ve
A haberleri'>UEFA
Avrupa Ligi'nde Dinamo
Kiev maçlarını düşünerek top başı yapan Beşiktaş'ta
futbolcular ve
teknik heyet akıllarındaki düşüncelerle sahada hırsla çalışırken,
yönetim de bir o kadar gayretliydi. Siyah-Beyazlı yönetim hiç tatil yapmamış ve tatili sezon sonuna bırakmıştı.
Yeni
transferler Manuel
Fernandes,
Simao Sabrosa ve
Hugo Almeida 3 Ocak tarihi itibari ile
Nevzat Demir Tesisleri'nin çimlerine adım attılar. Bu üç
oyuncuya İstanbul'da gösterilen ilgi bir haftalık Antalya kampı sürecinde de devam etti.
3 yeni oyuncu
takıma katılırken, İstanbul'da bırakılan
Fink, Tabata ve Zapotocny'nin Siyah Beyazlı kariyeri sona eriyordu. Ayrıca yine İstanbul'da kalan
Ferrari ve Holosko'nun da gelecekleri hala belli değil. Sakatlıktan kurtulan ve 6 ay sonra sahalara dönen
Sivok ise takım arkadaşlarından hiç ayrılmamış gibi. Çek
futbolcu profesyonelliğini
sakatlık sürecinde de gösterdi ve hazır bir şekilde takımına geri döndü.
GENÇLER DE KAMPTA
Alman teknik adam, başta 16 yaşına girdiği gün A takım kampına aldığı
Muhammed Demirci'nin yanı sıra Doğukan Pala, Furkan Şeker,
Umut Kaya, Mertcan Demirer ve
Oğuz Ceylan'ı Antalya'ya götürerek 6
genç oyuncuyu daha sonra "Abi pas ver" diye seslenecekleri
Guti ile
antrenman yapma şansı tanıyordu. Aralarında en dikkat çeken Muhammed, hem
Schuster'i, hem de ağabeylerini etkilemeyi başardı. Önünde uzun bir yol var ama O, yolun başında olduğunun farkında. Sessiz sedasız çalıştı ve ne söyleniyorsa onu yaptı.
Teknik direktör Schuster'in günde iki antrenman programını uyguladığı kampta
doğal olarak tüm ilgi 3 yeni transferdeydi. Portekizliler artık Beşiktaş'ı tanıyan Quaresma'nın yönlendirmeleri ile yeni hayatlarını ve yeni takımlarını anlamaya çalışıyorlardı. Kalitelerini ilk günden itibaren belli eden Simao, Fernandes ve Almeida, biraz çekingen, biraz da heyecanlı bir izlenim verdiler.
FERNANDES, SIMAO VE ALMEIDA KAMP SÜRESİNDE KALİTELERİNİ ORTAYA KOYDULAR
Simao hızı, tekniği ve isabetli pasları ile antrenmanlarda öne çıkarken, Almeida özellikle sol ayağını mükemmel kullanışı ve attığı şık goller ile Türkiye'de neler yapabileceğinin sinyallerini veriyordu. 6 aylığına Valencia'dan kiralanan Fernandes ise kapalı kutu olmaktan çıktı. Almeida ve Simao kadar çok tanınan bir oyuncu olmasa da mücadele gücü, sürekli oyunun içinde kalması, sert şutları ve top kapma yeteneklerinin bir kısmını 1 haftalık süreçte gözler önüne serdi. Sezon bittiğinde Beşiktaş'ta en çok konuşulan oyuncu adayları arasına adını şimdiden yazdırdı.
Tabi ki yeni bir
ülke, yeni bir hayat ve yeni bir futbol anlayışı ile karşı karşıyalar. Resmi maçlar başlayıp
baskı en üst seviyelerde hissedildiği zaman daha net konuşabileceğiz. Ancak 1 haftalık kamp sürecine bakıp 3 yeni transfer için 1 cümlede
özet çıkarmak gerekirse, "Beşiktaş futbolu bilen ve futbol
zekasına sahip üç oyuncu kadrosuna kattı" demek abartılı veya süslü bir ifade olmaz. Bu oyuncuların gelişi Siyah Beyazlı taraftarlar ve teknik heyet kadar; belki de daha fazla Quaresma'yı sevindirdi. "Q7" antrenmanlarda attığı kahkahalar ve iyi per
formansı,
Sivasspor maçında ortaya koyduğu futbol ile vatandaşları yanındayken daha da etkili olacağını gösterdi. Guti bildiğiniz gibi. Tecrübe, zeka ve futbol yeteneği ile ikinci yarıya hazır.
KAMPIN EN MUTSUZU BOBO'NUN YÜZÜ KAMP BOYUNCA GÜLMEDİ
Beşiktaş'ın son yıllardaki en etkili futbolcusu
Bobo ise kampın en mutsuz oyuncu oldu. Teknik direktör Schuster'in kendisine olan olumsuz tavrı, sezon sonu bitecek sözleşmesi için hala yönetim kurulu üyeleri görüşmemesi Brezilyalı'nın kafasını karıştırmışa benziyor. Antrenmanlarda isteksizce çalışan, kamp yapılan otelde dahi takım arkadaşları ile çok konuşmayan Bobo'nun Beşiktaş'taki akibeti net değil. Kendisini antrenmanlara veremediği her halinden belli olan Bobo'nun toparlanmak için zaman ihtiyacı var. Ya da bir an önce goller atıp kendine gelmesi lazım.
Nobre ise artık Beşiktaş'ta oynaması için "Türk pasaportu" dışında da artıları olması gerektiğinin farkında. Kampın en çalışkan isimlerinden biriydi. Bu çalışkanlığı O'na forma olarak geri dönecek mi bilinmez ama Nobre forma için mücadeleye etmeye kamp sürecinde başladı.
EKREM, NİHAT VE NECİP SAKATLIKLARINI ATLATTILAR
Sakatlıktan kurtulan Nihat, Ekrem ve
Necip'te artık hazırlar. 29 oyuncu ile başlanan kampın ilk iki günü takımdan ayrı kalsalar da, döndüler. Ekrem
Hilbert'i, Necip
Ernst,
Aurelio ve Fernandes'i Nihat'ta Bobo, Almeida ve Nobre'yi zorlamaya hazır.
İBRAHİM ÜZÜLMEZ İLK KEZ BİR HAZIRLIK KAMPI KAÇIRDI
Beşiktaş'ta üç yeni oyuncu da olsa, sakat oyucular geri de dönse, "Bobo" dışında herkesin yüzünde güller de açsa, O'nun eksikliği hissedildi.
İbrahim Üzülmez İstanbul'da kaldı. 1999 yılında giydiği Beşiktaş formasını üstünden çıkarmadan her kampa katılan
kaptan, sezonun ilk yarısında 22 oyuncusu sakatlanan Siyah Beyazlı takımda şansız isimler arasında yer aldı ve kampı kaçırdı. Kaptan kendini İstanbul'da hazırladı. Kampta olmasa da oynayabilecek durumda ve İsmail'i yine zorlu bir mücadele bekliyor.
Sezonun ilk yarısında Beşiktaş'ı bir anlamda taşıyan isimler
İbrahim Toraman, Hilbert, Ernst, Aurelio,
Ersan, Cenk ve Hakan'da kendilerine söylenenleri yapmaya devam ettiler. Yapmaları gereken çalışmaktı ve çalıştılar.
SCHUSTER TAKIMINI UZAKTAN VE SESSİZCE İZLEMEYİ SÜRDÜRDÜ
Ve teknik heyet. Bernd Schuster'in sessiz ama tedirgin edici hali sezon başından bu yana olduğu gibi kampta da devam etti. Alman teknik adam takımın uzaktan izlemeye devam ediyor. Ayağa kalkmadığı ve oyuncuları ile konuşmamayı sürdürdüğünde sorun olmadığını anlıyorsunuz. Eğer Schuster ayaklandıysa, ters giden bir şeyler vardır. "Nevi Şahsına Münhasır" kişilik Schuster'in basın mensuplarına günaydın demesi bile haber değeri taşır. Schuster oyuncularına bağırmadan, bir köşede onları izlerken özellikle pas ve şut çalışmaları üzerinde durdu. Hücum oyuncularını kendi aralarında daha isabetli şutlar atmaları için zorlayan çalışmalar da gözlerden kaçmadı.
İkinci yarı için en net açıklama ise Futbol Komitesi Başkanı Serdal Adalı'dan geldi. Adalı, "Biz yapacağımızı yaptık. Artık sıra onlarda" diyerek topu uzun bir pasla teknik heyet ve
futbolculara attı. O topun gol olup olmayacağını mayıs ayı sonunda hep birlikte göreceğiz.