İşte spor yazarlarının yorumları:
Atıf Keçeci (Zaman): Beşiktaş Üzmeye Devam Ediyor
M.
United maçında
futbol adına
yeşeren umutlar seyirciyi tribünlere çekmeye yetmemişti. Oysa ligde sıkıntıları gidermek adına
Kayserispor maçı bir şans olabilirdi.
Mustafa Denizli, son iki maçta ön libero oynattığı Ekrem Dağ'ı bu defa defansın soluna çekmiş, İbrahim Üzülmez'i kulübeye almıştı. Değişiklikten nasibini alan bir diğer isim de
Şampiyonlar Ligi maçının 18 kişilik kadrosunda bile olmayan
Bobo'ya yerini veren
Holosko idi. Bunun adı rotasyonsa önümüzdeki haftanın 'bay' geçilecek olması bu anlayışı çürütürdü.
Siyah-Beyazlı
takım organize olmada gene sıkıntılar yaşadı. Defanstan
hazırlık paslarıyla ikinci bölgeye top gidiş trafiği hiç de yeterli olamadı. Seyrek kenar ortalarını da Souleymanou idman yapar havasında topladı. Beşiktaş ataklarda Nobre,
Serdar ve Bobo'yu kullanıp verimlilik alamazken,
Kayserispor Makukula ve
Cangele ile daha çok pozisyona girdi.
İbrahim Kaş ve Ekrem, ileri çıkışlardan geriye dönüşte gerekli çabukluğu göstermeyince
Sivok ve özellikle
Ferrari oldukça yoruldu.
Yenik durumdan kurtulma reçetesi
Fink ve Yusuf'un ayaklarına bağlanmış olacak ki Serdar ve Tello ile yer değiştirdiler. Son 10 dakika
Kartal oyuna asılmaya başladı ama
rakip kontrollü futbolunu devam ettirince gol pozisyonuna girmekte zorlandı. Nobre'nin direkten dönen topuyla da son şansını kullanamayan Beşiktaş, sahasında üç puan bırakıp sıkıntılarını artırdı.
Sanlı Sarıalioğlu (YeniŞafak): Vah Giden Paralara!
Bobo, Nobre ilk on birdeydi. Tamam Mustafa Denizli nihayet bu ikiliyi yan yana çift santrfor oynatacak dedim. Ne gezer, Bobo yine sol çizgide. Nobre ortada tek başına. Bobo 100 kez bu pozisyonda oynasın hiçbir şey yapamaz. Nobre de yardımcısız etkili olamaz. Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Bunu herkes biliyor.
Bonservisine 6,5 milyon euro verilen
İsmail Köybaşı 18 kişilik kadroda bile yok. Vah giden paralara ki vah. Diğer bonservisine 8 milyon euro verilen Tabata sahada. Bir şutu, bir de eh işte pası var. Bunun dışında ara ki bulasın. Sözüm ona 10,5 numara olarak alınmıştı. Ne 10'u ne 10,5'u. Şu haliyle 2,5.
Serdar Özkan için bundan önceki maçlarında toparlanıyor dediler. Ne toparlanması, her geçen gün kötüye gidiyor. Bir tane de olumlu bir iş yap. Casus gibi. Her aldığı topu rakibe veriyor. Tello da ciddi bir biçimde düşüşte. Dün en ufak katkısı yoktu. Tello'nun saha içindeki görevi nedir ben anlayamıyorum. Deniyor ki Tello organizatör rolünde. Hangi organizasyonu yapıyor lütfen biri bana anlatsın. Dün
Ernst'e acıdım. Özellikle ilk yarıda garibim tek başına çırpındı durdu. Rakipten top çaldı, defansını rahatlattı. Ernst ile birlikte Ferrari ve Sivok takımın en iyileriydi. Elbette
kaleci Hakan da suçsuzdu. Ancak bu oyuncuların dışındakiler hiç üretken değillerdi.
Kayserispor
vakit kazanmak için her türlü çareye başvurdu. Oysa bunları yapmalarına hiç gerek yoktu. Mertçe, erkekçe oynasalardı belki de farklı bir skorla sahadan ayrılabilirlerdi. Her şeye karşın golü attıktan sonra korumasını bildiler. Ve takım halinde Beşiktaş'tan çok daha başarılı bir görüntü sergilediler.
Basri Baykoç (Fanatik): Yürümüyor
Hangi 11'le başlarsa başlasın, kimleri değiştirirse değiştirsin, Beşiktaş'ın futboluna en ufak bir hareketlilik sağlayamıyor Denizli. Dün gece beklentileri olan hücum timi yorgun Serdar Özkan ile maç eksiklikleri bulunan Bobo ve Tello idi. Kayseri
savunmasına gerek kalmadan, yumuşak zemin bu oyunculara rakip olmaya yetti. Beşiktaş'ın 10.5 numara diye son anda seçtiği 8 milyon
Euro'luk Tabata, Ekrem'den sonra Ernst'in yanındaki yeni ön liberoydu. Son iki maçın bu bölgedeki görevlisi Ekrem de, İbrahim Üzülmez'i kulübeye, İsmail Köybaşı'nı tribüne gönderen solbekiydi Denizli'nin. Çökük bir orta alan ve bitik bir forvet, Beşiktaş'ın oyun hüviyetinin karşılığıydı.
Dün geceki ‘saçmalığa varan hoşgörüsü' aslında yorgun Beşiktaş'a nefes aldıran faktördü. Bir Cangele tek başına oyalayabildi Beşiktaş'ı. Savunma yetmedi, en son Ernst'e bile bu oyuncuyu durdurmak için iş düştü. Geri kalan arkadaşları yatmakla meşguldü. İşte Beşiktaş böyle bir rakibe yenildi.
Güven Taner (Star): İşte Bu Kötü
Çifte Kupalı bir
şampiyon bir de
transfer katkısı yaptıktan sonra 5 maçta bir kez kazanır, 3 atar 4 yerse... Şampiyonlar Ligi'ne yenilerek başlarsa... Altıncı lig maçında yükü ağır demektir. Karşısında hem Kayserispor hem de işte bu ağırlık vardı Beşiktaş'ın.
Altında ezilebilirdi. Bu zorluktan bir itiş gücü kazanabilirdi. Profesyonelliğine bağlıydı bu.
Mustafa Denizli yeni onbir denemesi ile Beşiktaş'ı sahaya çıkardı. 8 yeni transferin üçü sahada, üçü kulübede, ikisi tribündeydi!
Beşiktaş'ın tek ön liberolu, çift forvetli oyunu, Tello ve Tabata ile oyun kurmaya çalışması, istediğini almanın gereklerini yerine getirmesine yetmedi. Hücum organizasyonları kıttı, bunu kenarlardan başarabildiği zamanlarda da topu ceza alanına değil, kaleci Süleymanou'nun ellerine attılar. Tempoları yoktu, yaratıcılıkları yoktu, bireysel zorlamalar yoktu. İkinci yarı başladığında bu yokların üzerine bir de orta alan tükenişi eklenince Kayseri göstere göstere gole gidip öne geçti. 54.dakikada Denizli, Tabata ile Serdar'ı oyundan alıp Fink ve Nihat'ı çözüm için sahaya sürdü.
M.United karşısında futbolunda bir olgunlaşma gösteren Beşiktaş dün üstüne koymamış, gerilemişti. İşte bu kötüydü. Bu noktada artık futbolunun çapının düşüklüğü kadar, büyük paralara mal olan futbolcuların verimsizliklerinin tartışılması gerekiyor. Oynatılmadıklarında burulan ve üstü örtülü
hesap sorma tavrı gösteren oyuncular, oynatıldıklarında tel tel dökülmelerinin hesabını vermelidirler.