Fenerbahçeli Semih Şentürk, Fenerbahçe Gazetesi'ne yaptığı açıklamada, nöbetçi golü olmadığını belirterek, "Ben gerçek golcüyüm" dedi.
Golcüfutbolcunun kendisine sorulan sorulara verdiği cevaplar şöyle:
- Dünyaca ünlü futbolcular ile beraber çalıştın ve aynı takımda forma giydin. Bunun sana faydaları oldu mu?
Takıma girdiğim zamandan beri Moldovan, Andersson, Revivo, Rapaiç, Boliç, Ortega, Van Hooijdonk, Anelka ve Washington'la aynı takımda forma giydim. Hepsiyle çalışmak bana ayrı bir tecrübe oldu. Saydığım oyuncuların da ayrı ayrı özelliklerinden kendime bir şeyler kattım.
- En çok hangi yıldızdan etkilendiğini söyleyebiliriz?
- Hepsinden diyebiliriz. Mesela Van Hooijdonk'un antrenmandan sonra yaptığı frikik çalışmaları yapıyordu. Ben de onun vuruş tekniklerine bakıyordum. Anelka'nın atletikliği ve kuvveti beni çok etkilemişti. Ortega kısa zaman takımımızda kalmıştı, fakat o zamanlar beraber aynı odada kalıyorduk. Anlaşabildiğimiz kadarıyla bana çok yardımcı olmuştu.
"Golcü çok süre aldığı zaman kendini daha iyi geliştirebilir" derler. Sen buna katılıyor musun?
- Kesinlikle çok doğru bir söz. Hem kaleci hem de forvet bir takımın önemli mevkileri. Ben kendi adıma diyebilirim ki; bu sene oynuyorum ve takıma her zamankinden daha fazla katkıda bulunuyorum. Her futbolcu oynamak ister. Yani bu orta saha da veya defansta fark etmez. Ama bir oyuncu oynadığı zaman kendini geliştirebiliyor. Oynamadığın zaman da eksikleri diğer oyunculardan daha fazla olduğu için ister istemez diğerlerinden geride kalıyorsunuz.
- Futbolda golcüler ve asistçiler arasında telepatik bağ olmalı. Eskilerden Cemil Turan ve Osman Arpacı, Rıdvan Dilmen ve Oğuz Çetin gibi Sen ve Alex arasında da böyle bir bağ var mı?
- Alex ile daha önceden de tabii ki beraber oynadık ama bu sene daha fazla birlikte oynama şansı buluyoruz. Oyun zekası ve herkesten daha erken düşünme yeteneği olsun, Alex, şu anda Türkiye'de oynayan en iyi futbolcu. Ben de onun ne yapabileceğini hissedebiliyorum. Attığım gollerde onun çok büyük payı var. Maç sırasında bir pozisyonda içimden 'Topu arkaya atacak..' diyorum ve atıyor da. Sadece maçlar değil , antrenmanlarda da bu aynı şekilde Sanki aramızda telepatik bir bağ var ve bunun üzerine çalışıyoruz. Benim açımdan böyle bir yetenek ile beraber çalışmak çok farklı bir zevk.
-Peki maç içinde Alex ile nasıl anlaşıyorsunuz? Senin Portekizce öğrenmen zor ama maç içindeki diyalogunuzu nasıl sağlıyorsunuz?
- İkimiz de İngilizce' yi aynı seviyede konuşabiliyor ve anlaşabiliyoruz. Kaldı ki o Türkçe bazı kelimeler de biliyor. Sorduğu zaman ben de ona bazı kelimeleri öğretiyorum
- Uzun süre yedek kaldığın zaman Fenerbahçe'den ayrılmayı hiç düşündün mü?
- Fenerbahçe'den tamamen ayrılmayı hiçbir zaman düşünmedim. Daum zamanında, oynamayıp kenarda oturduğumda geçen seneye kadar kiralık gitmeyi düşündüm. Çünkü daha önce konuştuğumuz gibi, 'Futbolcu oynayarak kendini geliştirebilir, oynamadığı zaman kendini geri atıyor. Ama şimdi baktığım zaman 'iyi ki gitmemişim' diyorum.
- Futbolcu olmasaydın ne olurdun?
- Ticaret Lisesi'nde muhasebe okuduğum için büyük bir ihtimalle muhasebeci olurdum. Babamın mesleği mobilyacılık. Belki de onu devam ettirebilirdim.
- Kendine örnek aldığın bir futbolcu var mı?
Futbola başladığımdan beri Van Basten'in video kasetlerini izliyordum. Onun vuruş stillerini hep kendime örnek almışımdır. Tanju Çolak'ın CD'lerini izliyorum. Hakan Şükür'ü ve Chelsea'li Drogba'yı çok beğenirim..
- Yaşadığın en büyük aşkın ile evlendiğini biliyoruz. Bir de yavrun oldu. Hayatındaki bu güzel olayların sana uğurlu geldiğine inanıyor musun?
- Hem eşim hem de yeni dünyaya gelen bebeğim bana çok uğurlu geldi. Tabii ki buna inanıyorum. Eşimle beş senedir birlikteliğimiz var. O her zaman iyi günümde kötü günümde destekçim oldu. Bir senede sadece iki maç oynadığım dönemlerde hep beni o ayakta tuttu. Beraber paylaştığımız evimizde devamlı sabırlı olmamı ve bir gün o şansın bana verileceğini söylüyordu. Nitekim de onun dileği gerçekleşti. Bu sene başında kızım doğduğunda da bize uğurlu geleceğini düşünüyorduk. Allah'a şükürler olsun, şu anda her şey iyiye gidiyor.
- Her gol attıktan sonra da baş parmağını emiyorsun
- Daha önceden Avrupa liglerinde gol atıldığı çoğu zaman böyle enstantaneler görüyordum. Ben de inşallah bir gün çocuğum olursa, gol attığımda aynısını yapmak istiyordum. O dileğimi gerçekleştirdim diyebilirim. Kızım bana uğurlu geldiği için ben de attığım golleri bu şekilde ona armağan ediyorum.
- Maça çıkmadan önce bir uğurun var mı?
- Uğur denemez ama Samandıra Tesisleri'nden stada doğru gelmeden önce bir Redbull içiyorum. Stada geldiğim zaman da sade bir kahve içmek benim için gelenek oldu.
- Senin için "Nöbetçi golcü" diyenlere bu sene gösterdiğin performans ile bir cevap mı veriyorsun?
- Bana, ' Nöbetçi golcü, ilk 11'e girdiği zaman bir şey yapamıyor' diyorlardı. Ben bu sene ilk 11 oynadığım 14 maçta, 11 gol attım ve gol krallığında birinci sıradayım. Son Sevilla maçında da hocam bana 60 dakika şans verdi. Ben oyuna girdikten sonra koşmasam, mücadele etmesem ve topa vurmasam neyime, benim kendi zararıma. Bir dahaki maçta beni oyuna, sonraki maçta kadroya bile almaz. Ben de kendimi iyi motive ediyorum. Zico beni oyuna girmem için kaldırdığında iyi ısınıyorum. Mesela ilk Sevilla maçında da aynısını yaptım ve oyuna girdiğimde Alex'in pasında köşeyi boş gördüm, golümü attım. Ben aslında 'Nöbetçi golcü' değil, 'Gerçek golcüyüm'..
- Şu an bunu konuşmak için erken tabi ama futbolu bıraktıktan sonra ne yapmak istersin, böyle bir şeyi düşündün mü hiç?
- Şu an için bunu hiç düşünmedim ama futboldan kopmayı hiç aklıma bile getirmiyorum açıkçası. Belki antrenörlük kursuna gidebilirim.
- Fenerbahçe'de oynamıyor ve Avrupa'ya gidecek olsan, hangi takıma veya ülkeye gitmek isterdin?
- Sezon başında bu konu ile ilgili çok spekülasyonlar oldu. Fenerbahçe'de sözleşmem devam ediyor ve sene sonunda bitecek. Benim her zaman olduğu gibi öncelikli tercihim Fenerbahçe ama her futbolcunun olduğu gibi benim de yurtdışı hedefim var. Burada gerçek performansımı daha yeni sergileyebiliyorum. Fakat bir gün yurtdışına gidersem, tercihimi İspanya'dan yana kullanmak isterim.
- Galatasaray maçında Servet ile girdiğin mücadele senin sakatlanmana neden oldu. Bir sonraki hafta da Sevilla maçı vardı. O maçta oynamama ihtimalini göz önünde bulundurduğumuzda, o anda neler hissettin?
- Galatasaray maçında olan bu sertlik saha içinde olabiliyor. Servet, daha önceden takım arkadaşımız ve onun sert oynadığını maçtan önce de biliyordum. Böyle sert girmesi ilk değil, daha önce bir lig maçında da benzeri oldu. Ben de maça daha temkinli çıktım. O pozisyonda kaleye bile yakın değildim. Doktorlarımızın söylediğine göre, ben darbe geldiğini fark ettiğim anda ayağımı kaldırmasam, kırılma veya bağlarda kopma yaşayacak ve 6 ile 8 ay arası sahalardan uzak kalacaktım. Yine de verilmiş sadakamız varmış .
- İlk Sevilla maçına girdiğinde gol atacağına inanıyor muydun?
- Benim eşimle aramda bu şekilde çok diyalog geçiyor. İki haftadır oynamıyordum ve oynayacağımı pek düşünmüyordum. Eşimle telefonda konuşurken bunu belirttim. Kendisi de bana, 'Hayır, maça sonradan gireceksin ve gol atacaksın' dedi. Ben de 'Eğer gol atarsam, dile benden ne dilersen !?..' dedim. Şimdi de ne yapacağımı bilemiyorum(gülüyor) .Ama akıllanıp son maç için böyle bir iddiaya girmedim!
- Takım içinde Kezman ile ilişkiniz nasıl?
- Benim eşim de Boşnak olduğu için onun dilinden biraz anlıyorum. Kejman iyi ve karakterli bir oyuncu gibi Chelsea, AtleticoMadrid ve PSV'de oynamasına rağmen, daha önce gelen yabancılar gibi öyle havalı bir futbolcu değil. Onun oynamadığı ve benim gol attığım maçlarda beni tebrik eden, arayan ve mesajlar atan çok sıcakkanlı biri. Sezon başında kendini tek forvet olarak yalnız hissettiğini söylemişti. Ancak şu anda takıma tamamen uyum sağlayabildiğini ve o yalnızlığını giderdiğini, gerçek performansını yakaladığını düşünüyorum. Şu anda ikimizde formdayız, bu da Zico ve Fenerbahçe için bu büyük bir şans..
- Kezman yalnız kaldığını düşündüğünde sen de ona destek oldun mu?
- Tabii ki onunla devamlı konuşuyoruz. Hocamız ikimizi de oynatabilir, tek forvette ben veya Kejman tek başına oynayabilir. Fenerbahçe'nin başarısı için biz buradayız ve herkesin bu yüzden iyi bir performans göstermesi gerektiğini düşünüyorum..
- Sen, Can, Volkan ve Gürhan Fenerbahçe altyapısından yetişmiş futbolcularsınız. "Fenerbahçe altyapısından oyuncu yetişmiyor" yorumlarını gerçekçi buluyor musun?
- Biz A takıma çıktığımız zaman çok büyük bir performans gösteriyorduk. Şimdi bizim PAF takımıyla yaptığımız maçlarda bakıyorum, sanki bizden korkuyorlar veya belki de psikolojik olarak etkileniyorlar. Ben o hırsı onlarda pek göremiyorum. Biz eskiden A takımla maç yaparken onları yenmek için sahaya çıkıyorduk. Kazandığımız maçlar bile olmuştur. Mustafa Denizli de biz kazandığımız için bir doksan dakika daha oynatıyordu. Şu anda altyapıda bir kalite var, yok demiyorum. Fakat bizimle oynadıkları maçlarda gerçek kapasitelerini yansıtmadıklarını düşünüyorum.
,
- Genç oyunculara destek olmak ve onlara yol göstermek için aklında yapmak istediğin bir şeyler var mı?
- Ben altyapılardaki oyuncular ile konuşmak ve onlara bu yolda ilerlerken nelerle karşılaşabileceklerini yani kısacası tecrübelerimi onlarla paylaşmak istiyorum. Bu konuyla ilgili Altyapı Sorumlusu Şenol Çorlu abi ile yakın zamanda görüşmek istiyorum.
cha
Sitemizi kullanmaya devam
ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz.
Detaylı bilgi almak için Çerez Politikasını ve Gizlilik Politikasını inceleyebilirsiniz.