<<< A MİLLİLER OSLO'DA BİR TARİH DAHA YAZDI - FOTOGALERİ >>>
A Milliler tarih yazdı. İşte muhteşem goller - Tıkla İzle
Basında çıkan yorumlar şöyle;
AHMET ÇAKIR: KAHRAMANLARIN GECESİ (ZAMAN)
Milli Takım'ın güle oynaya çıkması gereken grupta şansını neredeyse yok etmesinin ardından bütün kaybettiklerini
Norveç'te bulma çabası endişe verici biçimde başladı, heyecanlı sürdü, destanla bitti.
Taçtan gelen topun aşırılmasıyla
savunmamız topluca oyundan düşmüş olması, 32 yaşındaki, Fatih Tekke'nin Zenit'ten
takım arkadaşı Hagen'in belki de
futbol hayatının ilk ve son
röveşata golünü atmış olması artık bizi bıktıran ayrıntılardı.
Fakat hayret, bu golle dağılıp gitmedik. Tersine her geçen dakika biraz daha toparlandık. Üstelik
İbrahim Kaş'ın
sakatlanıp çıkmasıyla Gökhan
Gönül değişikliğini çok
erken yapma sıkıntısını da çabuk aştık. Gökhan, "Zaten baştan olması gereken bu değil miydi hocam!" dercesine iyi oynadı.
Maç öncesi yazımda "Bu yazıdan dolayı utanmak istiyorum." demiştim. Evet, şimdi hayatımın en keyifli utançlarından birini yaşıyorum.
OSMAN TANBURACI: VİKİNGLER SİSTE KAYBOLDU (YENİ ŞAFAK)
Amaca vardık, Norveç'i devirdik! Bir 90 sonrası evvelallah 2008'deyiz!
Terim'i kutlamadan önce ona bir serzeniş;
Aklın neredeydi?
Niye bize iki yıldır azap çektirdin. Bak
gençlerle ne de güzel oluyormuş....
İbrahim Kaş,
Gökhan Gönül, Hakan Balta,
Semih mükemmeldiler. İleriye dönük umutlandık.
Topa sahip olduğumuz anlarda pis bir gol yedik. Defanslarının göbeğindeki Hagen kalemiz dibinde bomboş kaldı röveşata ile 12'de golü attı. Defansımız bir anda göçtü!
Volkan'ın da yapacağı bir şey yoktu. Bu gol geriden gelen rakibin sahipsiz kalmasıydı... Bu
sürpriz ataklara ne yazık ki hiç önlem alamıyoruz.
Aksayan Kaş çıktı, Gökhan Gönül girdi daha da iyi oldu...
Takım
Oslo fatihi...
Fatih mutlu, biz mutlu, millet mutlu...
Oh be...
Dünya varmış, Norveç yokmuş!
ZİYA ŞENGÜL: ALKIŞLAR TERİM VE OYUNCULARA (STAR)
Norveç ile olmak veya olmamak maçına çıktık. Kazanmak yolunda olduğumuz bir maçsa biz attığımız gollerle öne geçip, Milli Takımımızı
Avrupa Şampiyonası’na taşırken, zaman zaman bu maçta sıkıntılarımızın da var olduğunu belirtmek isterim.
İlk çeyrekte Norveç’in ayaklarına değil, ellerine mahkum olduk. Riise’nin taç atışları bunca yıllık futbol dünyamda kalemize
tehlike olacağını ve de böyle bir gol sıkıntısı çekeceğimizi rüyamda görsem inanmazdım. Riise taç değil kaleye şut atar gibiydi. İşte öyle bir pozisyonda Riise’nin bir taç atışı Hagen’in de kalemize attığı golle sıkıntılara girdik. Adamların futbol nosyonu top oynamaya değil, sanki
hentbol maçına çıkmış gibiydi. Biz ne zamanki bu şok golle geriye düştük,
Emre Belözoğlu’nun uzaktan savurduğu sert şutla maçı eşitleyen golün sahibi olduk. Ondan sanra futbola dönüp, orta sahada pres bastık, topu oyuna sokma adına ayağa oynadık ve zaman zaman da rakibimize olabildiğince üstünlük sağlayan olduk.
İbrahim Kaş’ın talihsiz sakatlığı, onun yerine giren Gökhan Gönül’ün olumlu futbolu, tüm takımımıza kazanma adına katkı sağladı.
Terim, Nihat’ı
İspanya’daki performansına uygun şekilde kullandı. Nihat da kendine has gol vuruşuyla bizi öne geçirdi. Bu maçı izlemek için yürek ister. Çünkü biz Milli Takım olarak kolayı zora sokup, daha önceki maçlarda puanlar kaybedendik.
Yumurta kapıya gelince akıllanıyoruz. Aynen dünkü Norveç maçında olduğu gibi.
Ben, Milli Takım’ın tümündeki futbol anlayışına, ortaya koydukları futbola saygı duymak istiyorum. Belki de bu maçın galibi olan bizler yeni bir Terim oluşumunu da gündeme getirebiliriz.
Biz bu maçta ne bekliyorduk, kazanan olmayı.
O zaman kazandıysak, bizim de alkışlarımız hem
Fatih Terim’e ve tüm Milli Takım
futbolcularına.
ÖMER ÜRÜNDÜL: İPLER ARTIK ELİMİZDE (SABAH)
Yunanistan'daki farklı galibiyetimizden sonra grupta elde ettiğimiz çok büyük avantajı bir mirasyedi gibi harcayıp, kendimizi ateşe atmıştık. Ancak müthiş bir hırs, kazanma arzusu, başarılı futbol ve oyun disiplini ile yenik duruma düşmemize rağmen Oslo'da zoru başardık
Tüm takım çok iyi mücadele etti. Son haftaların adından çok söz ettiren genç yeteneği Gökhan, kendine olan güvenini bu maçta da oyuna girdikten sonra olumlu biçimde sergiledi ve takıma büyük katkı sağladı.
AHMET ÇAKAR: BÖYLE SİLAHLARINIZ OLURSA... (SABAH)
Kalecimizden forvetimize kadar hem çok akıllı oynadık hem de fizik olarak bizden çok üstün bir takım karşısında ezilmedik. Defansımıza bakıyoruz; sorunlu. Sağ bek Gökhan Gönül ve sol bek Hakan Balta ilk kez A Milli Takım formasını giyiyor. Galatasaray'ın beğenmeyip gönderdiği Emre Aşık belki de savunmanın en iyisi. Aylardır eli-kolu tartışılan Emre Belözoğlu tam bir maestro gibi,
orkestra şefi gibi...
Yan topta bir defa hata yaptık, o da gol oldu.
Oyuna hem mağlup hem kötü başlamıştık ki, Emre Belözoğlu'nun o harika golü geldi.
Hamit yorulana kadar çok etkili oynadı. Nihat gibi,
Arda gibi, Emre gibi silahlarınız varsa, bu silahlar biraz oynadığında her şey değişiveriyor.
İyisiyle kötüsüyle son maça kadar getirdik.
Bosna'yı İstanbul'da yenmek demek,
finallere gitmek demek. Yenebileceğimizi düşünüyorum. Yenmemiz gerek ama dedik ya biz bir tuhaf takımız.
Son sözlerim sevgili dostum maçın hakemi Markus Merk'e... Bir maç ancak bu kadar güzel yönetilir. Bir an olsun bizi ezdirmedi. Dünya futbolunda öylesine güvenilir bir ismi var ki, yanlış da çalsa doğru da çalsa
oyuncu ona dönüp bakmıyor bile. Teşekkürler Markus.
TURGAY DEMİR: KADER ANI! (FOTOMAÇ)
Şu maçı Fatih Terim'in aldığı büyük riske rağmen kazandık, bunun
altını çizmek gerek. Fenerbahçe'de harikalar yaratan Gökhan Gönül dururken, Beşiktaş'ta bulduğu şansları dahi kullanamayan İbrahim Kaş'la başlamak tek kelimeyle macera aramaktı.
İkinci yarıda sakin ve etkli oynadık. Volkan iyi toplar çıkardı, Arda arada bir de olsa kıpırdadı, Semih ve Nihat çapraz koşularla savunmanın dengesini bozdu. Hakan Balta, Hamit,
Servet,
Aurelio, Gökhan ve Emre Belözoğlu'nun iyi futbolları bu tabloya eklenince geriye bir tek yolumuzu açacak golü atmak kalıyordu. Norveç'in öyle bir
kalecisi var ki, kaleyi bulan gol olacaktı, öyle de oldu. Fatih Terim'in mecburen oyuna aldığı Gökhan getirdi, Nihat çaktı, Opdal baktı ve biz derin bir oh çektik. Bu gol bile maçın kader anının, Gökhan'ın oyuna girdiği dakika olduğunun kanıtıydı. Bilmem Terim ne der? Her neyse, çok
şükür altın değerinde üç puan alarak grupta iplerimizi elimize aldık. Bosna gazisi olmazsak, bu iş tamam demektir.
SELÇUK YULA: ESKİYE DÖNMEYİN (FOTOMAÇ)
Gönlümüzdeki Milli Takım, dün akşamki kadroydu. Bunları hep söylemeye çalıştık. Yoksa, kötü oyunlarla saçma sapan puanlar dağıtan Milli Takım değildi. Şimdi yapılan değişikliklerle hem güzel oynuyoruz, hem de kazanıyoruz. Yalnız gene kadroda büyük bir yanlış vardı. O da sağ kanattaydı. Gökhan Gönül dururken İbrahim Kaş ile başlamak büyük hataydı. Gökhan Gönül girer girmez, Norveç'in sol kanadını hallaç pamuğu gibi attı. En önemlisi futbolcularımızın özgüvenleri geri geldi ve oyunun hakimi biz olduk.
Kaptan Emre ise Gökhan'dan sonra sahanın ikinci yıldızıydı. Çok çalıştı, güzel bir de gol attı. Aurelio'yu kim vatandaş yapıp Milli Takım'da oynattıysa
Allah ondan razı olsun. Ve kaleci Volkan o kadar kritik kurtarışlar yaptı ki galibiyette önemli bir pay sahibi oldu. Bütün futbolcularımız görevlerini yaptılar. Artık finallere gidiyoruz. Şu kadro güven altına alınsın, bozulmasın. Her halde 70 milyon da benimle aynı fikirdedir. Ne olur eskilere dönülmesin.
ERMAN TOROĞLU: GEÇ DE OLSA (HÜRRİYET)
Mutlak bir şeyler yapıyor. Mesela İbrahim Kaş. Senin elinde kendi takımında son zamanlarda mükemmel oynayan Gökhan Gönül var. Onu da bırakın kendi takımında bile daha henüz oynamayan İbrahim Kaş'la başladın. Ama Allah herhalde yukarıdan dedi ki, "Ya Fatih kardeşim sen bir türlü akıllanmayacaksın. Bari son defa sana bir kıyak yapayım." İbrahim Kaş sakatlandı, Gökhan girdi. Ondan sonra takım normale döndü.
Aslında bu maçtan evvel maçtan fazla ümidim yoktu. Sebebi, biz son zamanlarda takım olma hüviyetimizi kaybetmiştik. Teknik direktörün gazetecilerle mücadelesi, kendi
takımlarında oynamayan bazı futbolcuların ayrıcalıkları varmış gibi iyi de olmasalar kadroya alınıp oynatılmaları benim bütün ümidimi kırdı. Ama herhalde Futbol Federasyonu'nun son aldığı kararla
yetki biçimlerinin sınırlanması, görev bölümünün yaptırılması ya da bazı futbolculardan vazgeçilmesi tekrar doğruya dönmemizi sağladı.
Bosna
Hersek maçı bitmeden hiçbir şey garanti değil. Futbol Federasyonu'nun ve Fatih Terim'in
Avrupa Şampiyonası finallerine gitsek dahi bazı şeyleri gözden geçirmeleri gerekir. Takım mı olacağız, yoksa yaz boz tahtası mı? "Ben yaptım oldu mu?" yoksa "Aklın yolu bir mi?" Hep birlikte göreceğiz.
CAN BARTU: DOĞRU ADAM (HÜRRİYET)
Bu
zafer her ne kadar önemli olsa da yapılan büyük hataları kapatmaz. Gökhan Gönül 5-6 maçtır Fenerbahçe'nin en iyi futbolcu. Fatih Terim yine fantaziye kaçıp bu oyuncunun yerine İbrahim Kaş'la maça başladı. Fakat, ne gariptir ki, normalde yedek kulübesinde olması gereken bu futbolcu maçın henüz 16. dakikasında sakatlanınca yerine doğru adam, yani Gökhan girdi. Ve o Gökhan da maçın kahramanı oldu.
Çoğu kişinin maç öncesi en çok korktuğu futbolcu olan
John Carew dün hiçbir şey yapamadı. Servet ona bir tane kafa topu aldırmadı. Zaten bu Carew öyle söylendiği gibi hava toplarında etkili bir forvet değil. Ama nedendir bilinmez bizim büyük takımlar habire onun peşinde koşup duruyorlar. Bütün milli futbolcuları ve Fatih Terim'i tebirk etmek lazım ama iş burada bitmiyor. Final bileti için bir maçımız daha var. Onlar
Malta ile deplasmanda oynayacaklar, biz de evimizde
Bosna-Hersek' class='textetiket' title='Bosna Hersek haberleri'>Bosna Hersek'le. İnanın bana bizimki daha zor bir maç. Çok ama çok dikkatli olmak zorundayız.
MEHMET DEMİRKOL: SİS DAĞILDI (MİLLİYET)
Bu grupta bu kadar zorlanmak için böyle bir gariplik yaşamak lazım zaten, kötü oynamak yetmez. Sakatlanıp çıkan İbrahim Kaş'ın kanadından bunu yaşamış olmamız onun hamlığının sonucuydu diyebiliriz. Bu seviyede hem de büyük bölümü sakat olarak geçen 16 dakika bizim zorlandığımız tek bölüm oldu.
Gökhan Gönül'ün takımı ileri sürüklemekteki başarısı ve Marco'nun savunma performansıyla birlikte gecenin kişisel çıkışı buydu. Nihat, Semih, Arda, Hamit organizasyonu biraz daha iyi olabilse pozisyonlar da bulabilirdik. Ama dedim ya öncelik onları kaleden uzak tutmaktaydı. Bunu başardık. Ve Gökhan'ın getirip Nihat'ın ancak onun atabileceği şahane golüyle amaca ulaştık.
Maçın başında Oslo'yu saran sisin tamamen ortadan kalkmasıyla bitti maç. Bizim için de artık berrak bir hava var. Terim'in ve takımının formu çarşamba da devam etsin yeter!