Galatasaray dün rakibi Panathinaikos'u net bir skorla yendi. Fakat spor yazarları bu net skora rağmen bile Cimbom'un yeteri kadar iyi oynamadığını hatta ciddiyet kaybı yaşadığını yazdı.
İşte spor yazarlarının yorumları:Levent Tüzemen (Sabah): Skor İyi, Ya Futbol?
GalatasarayAvrupa Ligi'ne Atina'da Panathinaikos galibiyetiyle başladı. Bu büyük bir avantaj. Çünkü Yunan ekibi grup liderliği konusunda Galatasaray'ın en ciddi rakibi. Ancak skora bakıp "Galatasaray süper oynadı" demek hata olur. Galatasaray kazanırken şans da yanındaydı. Sadece, Elano'nun final pası sonrası Baros'un attığı gol hazırlanış olarak mükemmeldi.
Ankaraspor maçından bu yana Galatasaray'da gözle görülür fiziksel ve zihinsel düşüş, Atina'da su yüzüne çıktı. Rijkaard'ın Galatasaray'a kazandırdığı "Topa hükmet. Topu sev. Ayağa pas yaparak oyna" şeklindeki futbol değerlerinden eser yoktu.
Dün ciddiyetten uzak olmayan oyuncular Mustafa Sarp, Sabri, Emre Aşık, Elano ve kaleci Leo Franco idi. Kaleci Leo, libero gibi oynayıp savunmayı rahatlattı. Sabri yine iki motorluydu. Savunma ile hücum arasında piston gibi çalıştı; kritik pozisyonlarda kademeye akıllı girdi.
Rijkaard, "Kulübem zengin. Kapasiteli, her an her şeye adapte olabilecek futbolcularımız var. Sadece sıkıntı olduğunda kenardan uyarıyoruz" diyor ama dün gece Galatasaray'ın ayağa isabetli pas oynamadığını görmesine rağmen oyuna müdahale etmedi.
Not: Emre Güngör'ün erkensakatlıkları kabak tadı veriyor. Emre'nin, "Sakatlık hastası" olduğunu duydum. Tam hazır olmadan oynamasın çünkü bir değişiklik hakkını erkenden harcatıyor.
Turgay Şeren (Aksam): Ciddi Olsalar Yedi Gol Olurdu
Galatasaray'ın galip geldiği maçta oldukça garip goller var. Henüz 5. dakikada dakikada Panathinaikoslu futbolcu, Elano'ya altı pas içerisinde 'al bu topu bizim kaleye at' dedi. Brezilya milli takımında oynayan Elano bu fırsatı kaçırır mı? Galatasaray için bu kolay bir gol oldu.. Arkadan Baros, rakip takımın bir geri pasında kaptığı topla kaleciyi de geçti ve ikinci golü attı. Esas Elano'nun attığı bir üçüncü gol var. Aşağı yukarı 30-35 metreden kazanılan bir frikikte Elano geldi topa vurdu. Ama açık söyleyeyim ben bu mesafeden gol olacağını hiç düşünmedim.
Oyunun sonlarına doğru oyuna Arda girdi. Girdi ama bir şey yapmadı. Daha doğrusu yapacak gücü yoktu. Ben Arda'yı milli maç sonrası 'Arda kendini çabuk topla' diye uyarmıştım. Arda ondan sonraki maçlarda da çok kötü oynadı. En sonunda da olan oldu ve Rijkaard onu ilk on bire almadı. Galatasaray'da özellikle Sabri, Mustafa Sarp, Mehmet Topal ve Kewell çok iyi oynadılar. Panathinaikoslu futbolcularda en az üç tane net gol pozisyonu kaçırdı. . Ama o takım gitmiş yerine orta sahada hiç pres yapmayan, futbol oynamayı unutmuş bir takım gelmiş.
Osman Tanburacı (Yenisafak): Komşu Açılımı; 3 Gol
Rijkaard yine yanıltmadı. Hazır olanı, hak edeni, yerinin adamını kadroya alarak Panathinaikos karşısına çıktı. Servet son anda hastalanınca Rijkaard gözünü kırpmadı ve onu da İstanbul'da bıraktı. Bir hoca hiç mi hata yapmaz be kardeş? Evet Rijkaard sıfır hata ile takımını yönetiyor. Bu kendine güvenden kaynaklanan tavır da takım üzerinde büyük bir güven yaratıyor. Galatasaray maçlarını böyle kazanıyor.
Gol sonrası Panathinaikos saldırmaya başladı. İşte bu arada Galatasaray panik yaşadı. Savunmadan kontrolsuz uzun toplar çıktı, yıkılmadılar ama oyunun akışında zorlandılar. Emre Güngör yine arıza yaptı, Rijkaard yine akıllı davrandı; Hakan Balta ortaya kaydı, Sağ bek Uğur solda göreve soyundu. Rijkaard bu değişiklikleri tereddütsüz yapıyor. Acaba olur mu falan yok. İşin garibi giren de hocasını yanıltmıyor. İşte takım olabilmek budur. Galatasaray gole güvenip savunmaya çekilmedi, Kewell'la yine ataklar yaptı, Baroş'la goller de kaçırdı ama anlaşılan o ki bir zamanlar Fener'e 4 çeken Panathinaikos da çıkma kamyon lastiğine dönmüş!..
Galatasaray rölantide maçı bitirir derken 47'de Baroş, hemen sonrasında, belki 45 metreden Elano'nun frikiki çarpma-sapma gol olunca iş bitti!
Panathinaikos'un direkten dönen topunun ardından Galatasaray savunmasının arkasına atılan bir top gol olunca Galatasaray'ın sirtakisi falso yaptı!
Arda'nın 60 ötesi oyuna girişi de şu demekti; 'kaptan sana gerek kalmadı ama gel sen de şölene katıl!' Bu, Rijkaard tarafından Arda'ya verilecek en ince mesajdı...
Teşekkürler Galatasaray yine ülke puanına katkın var.
Hakan Ünsal (Star): Cim-Bom Şov Yaptı
Bizim Olimpiyat Stadı'nın üzerinde bıraktığı etkiden mi bilmiyorum ama benzer stat olduğu için maçı izlerken 75 dakika boyunca keyif aldığımı söyleyemem. Ancak 75'ten sonra maça tempo ve heyecan geldi.
Galatasaray maça öyle bir başladı ki, bütün dezavantajlar lehine döndü. Marinos'un bir amatörün bile yapmayacağı şekildeki hatası ve asisti ile gelen kolay golle beraber, oyun Galatasaray'ın lehine döndü. İlk yaptıkları iş mücadele, alan kapatma ve top çalma olan Sarp-Topal ikilisiyle beraber Galatasaray, arkada iyi kapanan, önde de dört etkili oyuncusu ile hücum eden takım oldu.
Galatasaray'ın attığı goller için "zamanlaması harika" tabirini kullanabiliriz. İlk gol her şeyi lehimize çevirirken, 2. yarının başındaki gol maçı kopardı.
Elano geldiği günden beri en etkili ve verimli maçını oynadı. Ama bu performansı bile Elano'nun verebileceğinin hepsi değil. Emre Aşık ise "Kim olmazsa olmasın, ben varken rahat olun" dercesine oynadığı oyunla alkışı haketti.
Ahmet Çakır (Zaman): Eski Yardımcıya Yeni Futbol Dersi
Atina'ya gelirken Cim Bom'un 1. kategori takımıyla ilk maçı yapmasının da tıpkı Beşiktaş'ınki gibi bir fikstür talihsizliği olduğunu düşünüyorduk ama Sarı Kırmızılı takım bunu muhteşem bir avantaja dönüştürmeyi başardı. Açıkçası bugünkü Yunan gazetelerinde 'Türklerden futbol dersi aldık' tarzı başlıkların çokça yer alacağını tahmin etmek hiç zor değil.
Gerçekten de Rijkaard eski yardımcısına çok sıkı bir futbol dersi verdi. Oysa maç öncesi etkenler Galatasaray için bu kadar büyük bir mutluluk vaat eder gibi değildi. Servet'in olmayacağı biliniyor, Arda'nın 11'de olmayabileceği de tahmin ediliyordu. Bunların Cim Bom'u biraz güçten düşüreceğini de kabul etmek gerekiyordu. Maçla birlikte başlayan yağış bir başka sürprizdi. UEFA'nın 6 hakemli uygulaması da karşılaşmanın ilginç yanlarından biriydi.
Rakibin en büyük kozu durumundaki Arjantinli Leto, çift motorlu Sabri karşısında şaşkına döndü. İkinci yarının da Galatasaray'ın golüyle başlaması Yunan takımını dağıttı. Elano'nun harika pası ve Baros'un becerisi alkışı hak eder nitelikteydi. Aynı dakikadaki öteki pozisyonda Çek yıldızın aynı beceriyi gösteremeyişi üzerinde durulacak bir durum değildi. (Hatta sonradan kaçırdıkları da... O maçın sonundaki bile!)
Olağanüstü verimliliğine karşın Elano'nun yerine Arda'nın girişi normaldi çünkü Cim Bom hiç top tutamaz hale gelmiş, oyun tek kale maça dönüşmüştü. Sabri, Beşiktaş maçından sonra bu karşılaşmanın da yıldızıydı. Leo Franco rakibin en çok moralini bozan adamdı. Ötekiler arasında herhangi bir ayırım yapmayayım, siz isterseniz gönlünüzün bütün yıldızlarını onlara verin. Çünkü bunu hak ettiler.
Sitemizi kullanmaya devam
ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz.
Detaylı bilgi almak için Çerez Politikasını ve Gizlilik Politikasını inceleyebilirsiniz.