KAZIM KANAT: AVCI'YA BRAVO! (SABAH)
Geleceğe düşünce yatırımı yapıyorsanız şunu dersiniz; İşte Terim'in veliahtları! Elbette; Sağlam ile
Avcı'dan söz ediyorum. Çok beğendiğim ve değer verdiğim bu iki
genç ve çağdaş
teknik adam Sağlam ve Avcı'nın teknik yorumları doğruydu.Yanlış olan ise şuydu; Futbolcu; yüreksiz oynuyorsa...
Futbolcu; sisteme ve oyun disiplinine
ihanet ediyorsa... Futbolcu bireysel yeteneklerini kötü kullanıp
takım oyununa ihanet ediyorsa... Şimdi söyleyin lütfen;
Antrenörler ne yapsın!..
Çılgınca takımlarını destekleyen
taraftar daha ne yapsın!..
Aslında maç sistemlerin savaşıydı.
Şöyle;
A-Sağlam,
Liverpool zaferini yaratan 4-3-3 sistemi ile oynadı. Ama risk alarak. Hücumda üçlü forvette (Özkan,
Bobo ve
Burak) ısrar etti. Delgado'yu ise gezgin oynattı.
B-Avcı ise savunmada alan daralttı. Orta sahada çok adamla topa sahip oldu. Hücuma
kontrollü çıktılar ve tüm topları
Adriano ile buluşturdular.
İlk 45'te
Beşiktaş pozisyonları
rakip savunmanın bireysel hatalarından buldu. Onların hepsi de uzaktan şutlardı. Hepsi bu!..
Geleceğe düşünce yatırımı yapıyorsanız şunu dersiniz; İşte Terim'in veliahtları! Elbette; Sağlam ile Avcı'dan söz ediyorum. Çok beğendiğim ve değer verdiğim bu iki genç ve çağdaş teknik adam Sağlam ve Avcı'nın teknik yorumları doğruydu.Yanlış olan ise şuydu; Futbolcu; yüreksiz oynuyorsa...
Futbolcu; sisteme ve oyun disiplinine ihanet ediyorsa... Futbolcu bireysel yeteneklerini kötü kullanıp takım oyununa ihanet ediyorsa... Şimdi söyleyin lütfen;
Antrenörler ne yapsın!..
Çılgınca takımlarını destekleyen taraftar daha ne yapsın!..
Aslında maç sistemlerin savaşıydı.
Şöyle;
A-Sağlam, Liverpool zaferini yaratan 4-3-3 sistemi ile oynadı. Ama risk alarak. Hücumda üçlü forvette (Özkan, Bobo ve Burak) ısrar etti. Delgado'yu ise gezgin oynattı.
B-Avcı ise savunmada alan daralttı. Orta sahada çok adamla topa sahip oldu. Hücuma kontrollü çıktılar ve tüm topları Adriano ile buluşturdular.
İlk 45'te Beşiktaş pozisyonları rakip savunmanın bireysel hatalarından buldu. Onların hepsi de uzaktan şutlardı. Hepsi bu!..
GÜRCAN BİLGİÇ: TÜRK HASTALIĞI! (SABAH)
Belediye büyük takım fobisini minimumda yaşayarak, morali, seyirciyi arkasına alan bir rakibe karşı oynadı. Beşiktaş'ın durumu klasik "Türk hastalığı" şeklinde önümüze geldi. Liverpool zaferini yaşamışlar ve o günde kalmışlar. Biz saatleri geri alıyoruz, Beşiktaş bir türlü bugüne gelmiyor. Zor günlerinde, zor günler yaşayan büyük rakibine sahayı dar ettiler ya, üç gün sonra kaldıkları yerden hayatına devam edeceğini zannedenler çoğunluğuna sahiptiler.
Üstünlük Beşiktaş'ta gözükse bile kontrol Avcı'nın talebelerinin elindeydi. Efe ve İlyas arkadaşlarını mükemmel yönettiler. Elde ettikleri pozisyonlar tesadüfün ötesinde planın ürünüydü. İki dakika içinde üç net pozisyondan gol çıkaramamaları, Beşiktaş'ın çarbamba günkü zaferine,
ilahi güçlerin leke getirmek istememesinden kaynaklandı. 62'de Ali Tandoğan'ın koluyla topu uzaklaştırması hem
hakem, hem de Büyükşehir adına talihsizlikti.
TURGAY DEMİR: HATLAR KOPUNCA (FOTOMAÇ)
En son söyleyeceğimizi en başta söyleyelim, sabaha kadar oynansa bu maç böyle biterdi. Liverpool zaferini kafasından silemeyen Beşiktaş, kazanacak kadar iyi değildi, kaybedecek kadar da kötü oynamadı. İki arada bir derede geçti doksan dakika.
Ertuğrul; hoca Yozgatlı, Nobre ve Ricardinho ile arkadaki üçlünün ikisini, forvetteki ikilinin de birini değiştirdi. Fakat
tabela değişmedi. İşin ilginç yanı her iki takım da ikinci yarının bir bölümünde gaza bastı. Karşılıklı pozisyonlar bulundu. Büyük Şehir Belediye
spor'un yakaladığı fırsatlar daha netti. Bir ara
Hakan Arıkan aynı pozisyonda üç gol kurtardı! O dakikalarda maçı kaybetme ihtimali yüksek olan Beşiktaş, son 20 dakikada işin ciddiyetinin farkına vardı ve
baskı kurdu. Abdullah Avcı'nın talebeleri hem ayağa, hem de zamana oynamayı iyi bildiklerini de bu bölümde gösterdiler. Sonuç olarak Beşiktaş iki puan kaybetti diyebiliriz ama bir puan kazandı dersek daha gerçekçi oluruz.
İLKER ATEŞ: BELEDİYE OTOBÜSÜ (FOTOMAÇ)
Muhteşem Liverpool maçından sonra bu
futbol Beşiktaş'a yakışmadı.
Çarşamba günü o büyük zafere
imza atanların biri dışında, diğerleri sahada sapır sapır döküldü. Beşiktaş, 90 dakikası tıka basa dolu "Belediye" otobüsünde ayakta sıkışıp kalmış yolcuya benziyordu. Yolcu ne tutunacak bir dal, ne de oturacak bir yer bulabildi. Doğrusunu isterseniz bu kadar yorgun, bitkin ve kötü Beşiktaş'ı hayatımda ilk kez gördüm.
Beşiktaş,
sezon başından bu yana böyle takır takır futbol oynayan bir rakiple karşılaşmamıştı. Buna Liverpool da dahil. Jüri kararı olsa; oybirliği ile maç Belediye'nindi. Belediye otobüsü son durağa geldiğinde Beşiktaşlı
oyuncuların inecek halleri bile yoktu. Maçın özeti: Büyükşehir iyi çalışıyor...
KORKUT GÖZE: DERİN KOMA (HÜRRİYET)
Hiçbiri, Liverpool maçı yorgunu Beşiktaş'ı komadan çıkartamadı. İlk 45 dakikanın akıllarda kalan tek pozisyonu, devre biterken
Serdar Özkan'ın kenardan dışarı giden şutuydu.
Kademeler arasındaki derin boşluklar Beşiktaş'ın oyun organizasyonunu da etkiledi. Buna, bir de birbirini kovalayan pas hataları eklenince, Beşiktaş'ın rakip kaleye yönelttiği cılız ataklar skora yansımadı.
Olası bir gol Beşiktaş'a daha hazin bir son hazırlayabilirdi...
Bobo'nun direkten dönen kafa şutu mu? Bu da Beşiktaş'ın son şansıydı. İsteyen, şanssızlık da diyebilir.
Yazma gereğini hissediyorum. Büyükşehir Belediye'nin oynadığı oyun daha akılcı ve etkiliydi.
Beşiktaş, yitirdiği 2 puana üzülebilir. Ancak, Belediye'nin 3 puan kaçırdığını söyleyenlere de kimse karşı çıkamaz.
ERMAN TOROĞLU: KARPUZ TARLASI (HÜRRİYET)
İSTANBUL
Büyükşehir Belediyespor'un şu ana kadar aldığı puanlar takımın esas gücünü yansıtmıyor.
Çünkü, en az üç maçta son dakikalarda yediklerle gollerle puan kaybettiler. Öncelikle bir oyun planları var, her takıma karşı değişik taktikle oynayabiliyorlar. Daha da önemlisi kenar yönetimin takımın üzerindeki etkisi belli oluyor. Bunları niçin yazdık? Beşiktaş dün çok zor bir ekiple oynadı.
Eğer dün gece bir takımın galip gelmesi gerekseydi bunun
İstanbul Büyükşehir Belediyespor olması gerekiyordu. Belediyespor rakibini hep kendi kalesine 50-60 metre uzakta başladığı hücum preslerle durdurdu. Beşiktaş'ın bu baskıyı kırıp rakibin üstüne gitme gücü kalmadı.
Oyuncu değişiklikleri de fayda etmedi. Yani, dün oyunun direksiyonu Belediyespor'un elindeydi. Beşiktaş bütün bunlara karşılık ne yaptı? Hiçbir şey. Eğer yapabilseydi pozisyon bulacaktı. Demek ki, Liverpool maçı Beşiktaşlı
futbolcuların iliğini kemiğini her şeyini almış.
sabah