Soğuk hava ve buzlu zeminde
UEFA kupasına devam edebilmek için şans arayan ve galibiyetten başka çaresi olmayan
Fenerbahçe,
Kiev karşısında tutuk bir
futbol sergiledi ve sahadan 1-0 yenik ayrılarak
Avrupa hayallerine son verdi.
Spor yazarları hiçbir hücum etkinliği gösteremeyen Fenerbahçe'nin
teknik direktörü olan Aragones'i korkak bir futbol sergiletmek ve çağ dışı bir oyun anlayışı saha koydurmakla suçladılar.
AVRUPA DEFTERİ KAPANDI - KARELER İÇİN TIKLAYIN
İşte Fenerbahçe'nin Avrupa'ya
veda ettiği karşılaşma için
spor yazarlarının yorumları:
Rıdvan Dilmen (Milliyet): Mazereti Var
Bu kez gerçekten mazereti vardı Fenerbahçe'nin.
Şampiyonlar Ligi'nde daha önce oynanan beş maçta mazereti yoktu. Kötü oynadı ve kaybetti. Sonucunda az puan aldı.
Kiev'de UEFA Kupası'na devam edebilmek için kazanmaktan başka şansı yoktu. Rakibine bir puan yetiyordu. Kontrollü oynaması gereken
Dinamo Kiev'di. Ama Fenerbahçe'nin
oyuncu yapısı, mevcut kadrosu çabuk oynamaya kesinlikle müsait değil.
Dinamo Kiev haklı olarak 10 kişi sahasına çekildi. "Bulursam kontra yaparım" dedi. Koca 45 dakikayı da hiç pozisyon vermeden bitirdi. Fenerbahçe bu
sezon maalesef oynadığı futbolun karşılığını aldı. Bu da grup sonunculuğu oldu.
Alman hakem ise iyi maç yönetti.
Gürcan Bilgiç (Sabah): Ortak Eser (!)
Dinamo'ya beraberliğin yettiği, F.
Bahçe'nin ise galibiyetten başka şansının olmadığı bir maç öncesindeyiz. Teknik direktör sizsiniz. Yardımcılarınız ile birlikte maçın analizini yapacak taktiğe ve
takım kurgusuna karar vereceksiniz.
"Beyler" diyebilirsiniz... "Biz Denizli deplasmanında pozisyona bile giremedik. Kazandık ama iki şut dışında
rakip kalecinin kurtarış bile yapmadığı bir 90 dakika yaşadık. Bu sefer bize Saracoğlu'nda bile zor pozisyon veren bir rakibimiz var. Ne yapalım?"
Aragones için böyle bir farklı durum yok
İspanyol deplasmandaki beraberlikleri başarı olarak gördüğü için, Denizli takımını Deivid haricinde değiştirmeden sahaya sürüyor. Aynı korkaklık ve
statükoculuk ile...
F.Bahçe kaybedebilirdi. Ama en azından kazanmak için bir gayret, bir düşünce, bir yaratıcılık, bir cesaret pırıltısı görür, "Denediler, olmadı" diyebilirdik. "Tam kafaya göre hoca", değişik takımın Kazım'ı kadroya almamak olduğunu sanıyor, Güiza'da umudunu koruyor, Deivid'i fizik olarak yeterli görüyor, Alex'in kaleden uzaklaştığı her metrenin, aslında kendi
istifa mektubunun harfleri haline geldiğini anlamıyor.
Aziz Başkan ile Aragones
işbirliği ile sadece F.Bahçe değil yıldızları da birer birer sönüyor. Tıpkı Avrupa umutları gibi. Tıpkı, Lig'deki göz boyamalar gibi.
Bu yol nerede bitecek?
Aragones'in sistemi oturuyor, yedek kulübesi umut veriyor, transferler çok isabetli, Saracoğlu muhteşem stat. Yani yol da bitmez, dert de...
Selçuk Yula (Takvim): Vuslat Yine Başka Bahara!
Fenerbahçe'nin yoluna devam edebilmesi için mutlak galibiyete ihtiyacı olan bir karşılaşma. Dinamo Kiev'e ise 1 puan yetiyor. Ama maç öyle bir şekilde başladı ki zanne
dersiniz iki takım da beraberliğe tur atlayacak. Bu kadar etkisiz futbol, pozisyonu hemen hemen hiç olmayan bir 45 dakika. Yenilen gol zaten Volkan'ın bir hediyesi. Alakasız bir pozisyonda hiç gereği yokken o topa çıkmanın bir alemi var mıydı?
Uğur'un inanılmaz pas hataları da eklenince tatsuz tutsuz bir Fenerbahçe izlemeye başladık. Bu sene Şampiyonlar Ligi'ndeki kötü futbola bir yenisi daha mı ekleniyor diye düşünürken ikinci devrede bir şeylerin değişmesini umarak Aragones'ten hamleler bekledik.
Bir takımı bu kadar kısa zamanda bu hale getirebilmek gerçekten her
baba yiğidin harcı olamaz. Hem
ocak ayında hem sezon sonunda yapılacak radikal değişikliklerle Fenerbahçe önümüzdeki sene güçlü bir şekilde yeni bir Avrupa macerasına başlayabilir. Yani vuslat yine bir başka bahara kaldı.
Ziya Şengül (Star): Bu Kadar Alay Etmeyin, Yeter!
Bu ayıp Aragones'e yakışır, bize değil! Dedem ya kafayı yemiş, yahut bizimle dalga geçiyor.
Denizli maçında Maldonado yok, Dinamo karşısında var. Denizli maçında gol atan Emre kadroda yok, niye Maldonado var? UEFA Kupası planları olan Fenerbahçe'de biz, saha dışı yorum yapan yorumcular olmamalıydık.
Fener'in tüm hedefleri kendi ligine dönmüş. UEFA hesaplarını zaten yok etmiş. Aragones'in kafa yapısı, Devler Ligi'ne havlu attıktan sonra UEFA'ya da Bye bye' demiş.
Aziz
Yıldırım bu kulübün başkanı. Her şeyin en iyisini yapmak istiyor; ama hiçbir şey yaptığı yok. Varsa yoksa kendi liginde
şampiyonluk hesapları peşinde. Sormak isterim: Bu takımla mı, bu oyunla mı? Bence zor. Çünkü neden? Hep bezirgan düşünceler içinde beklentilere yol vermek, ne Fenerbahçe'ye ne de başkanına yakışmaz.
Herkes şapkasını önüne koyup, Biz nereden nereye geldik' diye düşünsün ve ara transferde
yerli yerine oyuncular alınsın.
Kemal Belgin (Türkiye): Tesadüf!
Emre ile Kazımın Samandıra'da kalışları kulübün resmi sitesinden açıklandığı gibi sakatlıktan mıydı, yoksa Aragonesin Kiev ayazında ifade ettiği üzere "Belirsiz" bir eksiklik miydi?
Maç akşamında sahaya gelince maliyeti kaç para bilmiyorum ama, bizim ligde onuncu bile zor olacak tam bir üçüncü
sınıf oyuncular topluluğu vardı Fenerbahçe'nin karşısında.
Bu Aragonese yakışmayan teslimiyet 65. dakikada sona ererken, çok eleştirdiğimiz Josico ve Maldonadoya rağmen Fenerbahçe'nin daha kontrollü oynadığını, topa daha rahat ve daha fazla sahip olduğunu gözledik.
Soğuk hava, hafif buzlu zemin, futbol fukaralığında bu kabiliyetsiz oyuncular topluluğu Dinamo Kiev'e af vesilesi olur da, son zamanların en iyi takımını yaptık diyen ve bunu 100 milyon Euro'ya mal eden sayın
Aziz Yıldırıma
özür dileme hakkı verir mi? Sonuçta hayaller Kiev buzhanesine konurken, Fenerbahçe lige ve kendi kupasına mutlaka bir Aragones otoritesi ve ciddiyetiyle dönmek zorunda kalacağının gerekliliğini de anladı mı acaba?
Ogün Altıparmak (Yeni Şafak): Ders Almamış!
Fenerbahçe, Dinamo Kiev deplasmanında oynadığı Şampiyonlar Ligi maçında oyuna az da olsa bir ümitle çıkmıştı. Teknik direktör Aragones sahaya sürebileceği en iyi on birle oyuna başladı. Fenerbahçe'nin 4-2-3-1 düzenine karşı rakip Dinamo Kiev de aynı dizilimle oyuna başladı.
Deivid'in sakatlıktan döndükten sonra
soğuk havada oyuna başlaması, hata yapıp çok top kaptırması Fenerbahçe sağ koridorunu yol geçen hanı gibi yaptı ve buradan Fenerbahçe defansı çok açık verdi.
Rakip takım ikinci yarı ilk 10 dakikada iki oyuncu değiştirdi ama Fenerbahçe Teknik Direktörü takımda kötü oynayan
futbolcu çok olmasına rağmen yine 60. dakikada oyuna Maldonado ve Ali Bilgin'i aldı ama bu futbolcuların gol atması da mucize olurdu.
Fenerbahçe'de bu deplasmandan ümitleri bitirip bütün şansını Türkiye Ligi'ne bıraktı. İnşallah bu hatalar zinciri devam etmez de Fenerbahçe seneye Avrupa Kupaları'nda mahrum kalmaz.