Işte
Ayhan Akman'ın Futbol Extra'da yer alan olay röportajından bazı satır başları…
Neyim eksik, onu hocalarımıza sormalı. Mesela gidin Fatih Hocaya sorun, “Ayhan'ın neyi eksik'' diye. Sorun ne olur. Bana sormayın bunu. Milli Takım hocası kimse ona sorun. Ben seçmiyorum ki? Ben Milli Takım hocası olsaydım bu Ayhan'ı seçerdim. Çok güzel bir soru aslında bu.
Benim
Beşiktaş dönemim çok kötüydü. Ilginçtir ama hep Milli Takım'a çağırıldım. Hatta oynamadığım dönemde bile.
Mustafa Denizli Hoca vardı o zaman. Döndüm G.Saray'a,
şampiyonluk yaşadım. Bakın istatistiğime, en az 30 maç oynamışım.
Şampiyonlar Ligi maçlarının hepsinde oynamışım. Neden hiç Milli Takım'a gidememişim?. Dünya Kupası'na gidemedim. Gidin sorun Şenol Güneş'e “Niye Ayhan gitmedi?'' diye.
ŞIMDI KONUŞURSAM ZARAR GÖRÜRÜM
Ben hak ettiğim tüm dönemlerde hiç Milli Takım'a gidemedim. Şu an yine o dönemlerden bir tanesi. Niye gitmediğim belli. Bir sıkıntımız var ama söyleyemem. Çünkü şu an profesyonel bir
futbolcuyum ve bir
takımda oynuyorum. Bu yüzden Milli Takım'da neden olmadığımı söyleyemem. Ama biliyorum neden alınmadığımı. Buradaki herkes de biliyor, hocamız da biliyor. Bana zarar verilemeyecek dönemlerde söyleyebilirim ancak bunu. Şimdi söylersem bana ve kulübüme zarar verir çünkü.
DÜNYA KUPASI IÇIMDE BIR YARA
Ersun Hocayla Milli Takım'a gitmeye başladım. Eğer Ersun Hoca olsaydı inanıyorum ki bugün hâlâ Milli Takım'da oynuyor olurdum. Tam Milli Takım'a başlıyorum, adım atıyorum, hoca değişikliği oluyor. Şunu söylemek isterim ki, Dünya Kupası'na gidememem içimde hiç iyileşmeyecek bir yaradır. O yara hiçbir zaman soğumaz da. Çünkü orada olmayı hak etmiştim. O sene takımımız şampiyon olmuştu ve ben o kadroda en başarılardan biriydim. Dünya Kupası'na gidememek futbol hayatımın en acı olayıdır.
HOCALARI ARAYIP SORMAM
Ağlama duvarı olmak istemem. “Ben çok hak ettim de işte hakkımı yediler'' diye ifadede bulunmak da istemem. Ama bir gerçek var;
futbolcu-hoca arasında ilişkiler ve bu tip dönen olaylar tabii ki var. Bir futbolcunun hocasına karşı tutumu, tavrı, davranışları, onu arayıp sorması ve daha sonraki hayatındaki ilişkileri. Ne yazık ki benim böyle yönlerim çok eksiktir. Ben kimseyi arayıp sormam. Ben sadece sahada görevimi yaparım.
KIMSEYE YALAKALIK YAPAMAM
Ben hâlâ doğru yaptığıma inanıyorum. Kesinlikle kimseye yalakalık yapamam. Benim karakterim bu.
ASLA ÇAĞRILMAYACAĞIMI BILIYORUM
Peki, bundan sonrası için Milli Takım umudun ne kadar? Benim artık gördüklerim ve yaşadıklarımdan sonra bir Milli Takım beklentim yok. Çünkü ağzımla kuş tutsam da çağrılmayacağımı biliyorum.
AURELIO OLAYI BU ÜLKENIN AYIBI
Yabancıların
Türk vatandaşı yapılarak Milli Takım'a alınmasını nasıl karşılıyorsun?
Avrupa'dakileri de sayarsak 80 milyon Türk var. Bu kadar insanın içinden bir orta saha
oyuncusu bulamıyorsanız, o zaman sorunu bence sadece futbolcularda aramamak lazım. Sorun başka yerlerde. Birileri demek ki kendilerini kurtarmak için birilerinin ipine sarılıyor. Demek ki 80 milyon insanın içinden Mehmet
Aurelio gibi bir orta saha oyuncusu yetiştirememişiz. Futbolcu olarak kendime de kızıyorum. Benim ve bizlerin o kadar yeteneği yok. Brezilyalı Mehmet Aurelio Türk yapılıp bizim yerimize oynatılıyor. Bu aslında hepimizin sorunu. Antrenörlerin, futbolcuların, yani hepimizin. Bu Türk futbolunun ayıbıdır yani. O futbolcu Milli Takım'a gidiyor da biz gidemiyorsak… Yanlış mı söylüyorum?
Hani futbolla yeni tanışan ya da az nüfuslu bir
ülke değiliz ki.
Son dönemde benim kadar iyi oynayan orta saha oyuncusu göremiyorum. Bunu hiç abartısız söylüyorum. Ben hep yüzde yüzümü sahaya yansıttım bugüne kadar. Bugüne kadar hocam sahada benden ne istemişse karşılığını tam olarak almıştır. Mehmet Aurelio çok iyi oynuyor diyorsunuz, ama
sezonda 4-5 golü vardır veya yoktur, o da ölü toptur. Belki kornerden çıkışta yakalanmıştır falan.
Futbolda
hedeflerim arasında Avrupa'da oynamak vardı ama onu gerçekleştiremedim. Belki o da olabilir. Çünkü 30 yaşındayım ve çok da kaybedilmiş bir şey yok. Avrupadan
teklif aldım ama onlar ikinci
sınıf takımlardı. Bu yüzden gitmedim. Böyle bir takıma gitmek hedef büyütmek değil, hedef küçültmek olur.
Fatih Tekke'ye “Avrupa'ya gitti'' diye bakmamak lâzım. Çünkü
Rusya bir Türk futbolcusu için hedef büyütme yeri sayılmaz. Bence maddi açıdan daha çok kazanma adına yapılan bir
tercihtir bu. Ben Fatih'in Rusya'yı tercih etmesini, Avrupa'daki bazı
yıldız futbolcuların kimi zaman Suudi
Arabistan takımlarına gitmelerindeki gerekçeyle aynı görüyorum Son dönemde benim kadar iyi oynayan orta saha oyuncusu göremiyorum. Bunu hiç abartısız söylüyorum.
Lucescu,
Hagi ve Gerets dönemlerinde orta sahanın farklı bölgelerinde oynadım ve hepsinde de çok başarılı oldum,
şampiyonluklar yaşadım Başkan, basın, yöneticiler,
teknik adamlar ve oyuncularla ilişkilerinize önem vermelisiniz. Bu böyledir. Benim işte bu sosyal yanım yok. Ama ben hâlâ doğru yaptığıma inanıyorum. Kesinlikle kimseye yalakalık yapamam.
Beşiktaş'a 8.5 milyon dolarlık maliyetimi Toshack bile
gündem yaptı. Tabii o paradan Toshack'ın cebine giren yoktu. Del Solar, Ohen ve Sellami'yi getirdi, bir yıl sonra bir de üstüne para vererek geri gönderdiler.
Hiçbir
spor programını seyretmiyorum. Benim kadar futbolu bildiklerini düşünmüyorum ki bir defa. Futbolun içinden gelene amenna. Benden daha da iyi bilebilir. Mesela
Rıdvan Dilmen. Ama ben onu da seyretmem.
Bana göre şampiyonlukta üç büyüklerin şansları eşit gibi görünüyor. Yani kafa kafaya epey gider. Ama favori biziz. Kadromuz ortada. Bizi ise
Fenerbahçe zorlar. Çünkü oturmuş bir takımı var. Beşiktaş'ın iki takıma oranla dezavantajları daha fazla.
Türk futbolcusunun Avrupa'ya gidememesi daha çok sosyal ve kültürel politikayla ilintili. Yani yeteneğimizle ilgili bir olay değil bu. Çünkü bur da takıma giremeyen bir çok
yabancı futbolcu bakıyorsunuz Avrupa da gidip iyi takımlarda oynayabiliyorlar. Bence ülke etiketi, futbolcu kalitesinden daha etkili oluyor. bu konuda.
ÇIRKEF DEĞIL HIRSLIYIM
Bakın, olaya negatif bakarsanız “çirkef'', pozitif bakarsanız “hırslı, maçı kazanmak istiyor'' dersiniz. Yabancı oyuncu benim gibi davrandığında “Adam işini profesyonelce yapıyor. Ne kadar da hırslı'' deniyor. Biz yapınca “Çirkef adama bak'' oluyor. Bu motivasyondur. Yabancı maçlarda bir bakın futbolcuların tavırlarına; kendilerini maça nasıl veriyorlar. Ben de kendimi tamamen maça verdiğim için böyle oluyor.
BIZI FENERBAHÇE ZORLAR
Bana göre şampiyonlukta üç büyüklerin şansları eşit gibi görünüyor. Yani kafa kafaya epey gider. Ama favori biziz. Kadromuz ortada. Bizi ise Fenerbahçe zorlar. Çünkü oturmuş bir takımı var. Beşiktaş'ın iki takıma oranla dezavantajları daha fazla.
Geçen sezon çok şanssız bir sezon yaşadık. Bir-iki maçı kazanırken verdik, vermeseydik şampiyonduk. Yani garip bir sezondu. Son dakikada yediğimiz goller çok fazlaydı. Kazanılmış maçları verdiğimiz oldu. Ama ondan önceki sene şampiyon olduğumuzda şans yanımızdaydı. Yani son iki sezon birbirini dengelenmiş oldu.
G.SARAY'IN AVANTAJI CAMIANIN BIRLIĞI
G.Saray'ın en önemli farkı camia olarak birbirine çok bağlılar. Problemin ölçüsü ne olursa olsun çok çabuk dağılmayan bir yapısı var. Mesele iki sezon önce G.Saray tarihinin en kötü dönemini yaşadı maddi açıdan. Ondan hem çıkmasını bildi hem de o sezon şampiyon oldu. Türkiye'de o bizim yaşadığımız ortamı başkası yaşamış olsaydı bırakın şampiyon olmayı, dağılır, yok olurdu.