2004
Atina Olimpiyat Oyunları'nda
gümüş madalya kazanan milli
boksör Atagün
Yalçınkaya, son dönemde yaşadığı haksızlıkları gerekçe göstererek, milli
takımı bıraktığını, bu yıl
Pekin'de yapılacak
olimpiyat oyunlarına da katılmayacağını ve profesyonelliğe geçeceğini açıkladı.
Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet
Atalay tarafından adı daha önce 2008 Pekin Olimpiyat Oyunları'na katılacak isimler arasında açıklanan 21 yaşındaki Atagün Yalçınkaya,
Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada, son dönemde üst üste yaşadığı bazı olayların kendisini çok derinden yıprattığını belirterek, ''Bir daha
milli takıma dönmek istemiyorum'' dedi.
Henüz 16 yaşında
Avrupa şampiyonalarında
gençler ve büyüklerde şampiyonluklar yaşayıp, 17 yaşında olimpiyat ikinciliği elde eden, ardından da
Akdeniz Oyunları'nda Türkiye'ye
altın madalya getiren Atagün Yalçınkaya, ilgisizlikten yakınarak, şunları söyledi:
''Kimse 'Ne problemin var?' diye sormuyor. Ben problemlerimi anlatamıyorum, iletemiyorum kimseye. 17 yaşında olimpiyat ikincisi oldum. Dünya medyasında yer aldım.
Muhammed Ali'den sonra olimpiyatlarda madalya alan en genç
boksör oldum. Türkiye'nin olimpiyatlarda madalya kazanan en genç ismi oldum. Anlamıyorum, neden bu kadar üzerime geliniyor? Sadece ülkemi en iyi şekilde temsil etmeye çalıştım. Tabiri caizse ter değil, kan dökerek bunu yaptım.''
Son Dünya Şampiyonası'na 1 ay kala Erzurum'daki
kampta dizanteri hastalığına yakalandığını belirten Yalçınkaya, Bir devlet hastanesinde sağlık karnesi aradığını, bir başka
arkadaşının sağlık karnesini kullanarak
tedavi olabildiğini belirterek, şunları kaydetti:
''10 gün serumlarla tedavi oldum. Dünya Şampiyonası'nda çok halsiz bir durumda maçlara çıktım ve ikinci maçımda da yenildim. Bizim gibi
sporcuların zaten yılda bir tane çok önemli turnuvası oluyor. Yenilince de her şey bitiyor.
Kayseri'de yapılan Milli Takım kampına ise 45 dakika geciktiğimiz için 4 arkadaş kadrodan çıkartıldık. Ben Kayseriliyim ve ailemi ziyaret etmiştim. Geç kalacağımı da zannetmiyordum ve izin alarak gitmiştim. Verilen ceza bu olmamalıydı. Bunu anlayamıyorum. Çok hırslı bir dönemimdeydim. Dünya şampiyonu olacağım, olimpiyatlara hazırlanıyorum diye üzerimde çok büyük bir hırs oluşmuştu. Gece gündüz çalışıyordum. Ancak o kamptan bu nedenle çıkartıldık. Yapılanları anlayamıyorum.''
''OLİMPİYATLARDA YOKUM''
Kendisinin, ülkesi için sadece savaştığını ve Türkiye'yi çok sevdiğini dile getiren Atagün Yalçınkaya, ''Milli takımı bırakma kararı aldım ama yine ülkem için savaşacağım. Spor hayatıma
yurt dışında devam etmek istiyorum. Olimpiyatlarda da yokum. Çok yıprandım'' ifadesini kullandı.
''Ben de sütten çıkmış ak kaşık değilim, hatalarım olmuş olabilir'' diyen Yalçınkaya, ''Ben çocuk yaşta olimpiyat ikincisi oldum. Kimse bana
akıl vermedi. Bir boşluğa düştüm, kimse sahip çıkmadı ve depresyona girdim. Psikolojik olarak çok yıprandım. Bunun için de yurt dışına çıkma kararı aldım'' diye konuştu.
Son olarak,
Kadıköy Belediyesi'nin kendisine ödediği maaşın da kesildiğini aktaran Atagün Yalçınkaya, ''Beni çok derinden yaralayan bir olay daha oldu.
Kadıköy Belediyesi destek vermek için beni işe almıştı. Sorgusuz sualsiz beni işten çıkarttılar. Hiçbir açıklama da yapmadılar. Bunu hazmedemiyorum. Eskiden beni çağırırlardı ve kameralarla karşılarlardı. Şimdi ise benimle görüşmüyorlar bile'' sözleriyle, tepkisini dile getirdi.
''DÜNYA ŞAMPİYONU OLMADAN GELMEYECEĞİM''
Planladığı profesyonel boks hayatı için son derece hırsı olduğunu kaydeden genç sporcu, ''Bana yapılan haksızlıklar beni daha da güçlendirecek. İnşallah yeniden doğacağım'' dedi.
Yalçınkaya, ''Profesyonellik dönemim için son derece hırslıyım. Dünya şampiyonu olmadan da gelmeyeceğim. Ringde öleceğim ama dünya şampiyonu olmadan gelmeyeceğim. Önümüzdeki aylarda, en kısa zamanda Türkiye'den gideceğim. Büyük ihtimalle
Almanya olacak. Şu an her şey olumlu gidiyor.
Şubat veya mart ayında beni bekliyorlar, gideceğim'' şeklinde konuştu.
Atagün Yalçınkaya, 17 yaşında olimpiyat ikincisi olmuş genç bir sporcunun bu kadar kolay kaybedilmemesi gerektiğini de özellikle vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
''Lütfen spora ve sporculara saygı duyulsun. Her şey
futbol demek değil. Futbolda bizim kadar başarılı olunamıyor. Dünyanın en büyük organizasyonu olan olimpiyatlardan madalya getiriyoruz. Anlamakta zorlanıyorum. Şampiyon olduğun zaman herkes yanında, herkes sahipleniyor. Ama en
küçük kötü sonuçta tüm suçlu sporcu oluyor. Kamplarda bir masörümüz, doktorumuz, psikoloğumuz dahi yok. Birlikte kamp yaparken
Küba Milli Takımı masörüne yalvarmadığım kaldı, sadece bir
masaj yaptırabilmek için. Ben çarpıklıkları dile getirmek istedim. Artık düzelsin. Benim elimden bir şey geliyorsa yapmaya hazırım. En azından benden sonrakiler için, yetenekli sporcular için böyle olmamasını istiyorum. Devlet büyüklerimize sesleniyorum, spora ve sporcuya sahip çıksınlar.''
AA